English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Babamız

Babamız traduction Espagnol

7,245 traduction parallèle
Ve babamız zavallı annemizi... endişelendirdik diye bir güzel dayak atmıştı.
Nuestro padre nos pego... una buena paliza por tener a nuestra podre madre preocupada.
Burada babamızın hayrına iş yapmıyoruz eski havluları baş harflerimiz aynı olan fakirlere bağışladığım zaman hariç.
No hago caridad aquí. Solo cuando dono mis viejas toallas a los pobres con mis mismas iniciales.
Anne ve babamızın ölümünden sonra ilk defa şarkı söyledi.
Hoy cantó por primera vez después de la muerte de nuestros padres.
- Babamızı yakmamız gerek.
Hay que enterrar a papá.
Bu genetik yapıyı anne babamızdan alırız ki onlar da kendi ebeveynlerinden almıştır.
Lo obtenemos de nuestros padres... quienes obtienen su entramado genético de sus padres.
- Babamızı arıyoruz sadece. - Sí.
Buscamos a nuestro padre.
Hayır. Babamız, annesini baykuş gibi bağırtmış.
No, nuestro papá hacía que su mamá hiciera como un búho.
Herm, şimdi babamız bazı kötü muchacholar tarafından kaçırıldı.
Herm, para que sepas, a nuestro papá lo secuestraron unos muchachos malos.
Bizim babamız değil.
Nuestro padre no.
Bir babamız var bizim.
Bueno, tenemos un papá.
Babamız Frank Çoğalanateş'i kurtarmamız gerekiyor.
Debemos salvar a Frank Stockburn, nuestro papá.
- Babamızı tanıyor musun?
- ¿ Conoce a nuestro papá?
Bize babamızın en büyük işini anlatın.
Háblenos del marcador más alto de papá.
Babamız hasta.
Papá está enfermo.
Babamız için onları alt edebiliriz.
Podemos vencerlos por papá.
Babamız için!
¡ Por papá!
Babamızın ta kendisi.
Este es.
Öncelikle, babamızın çok kötü bir olduğu ortaya çıktı. Ve hapse düştü.
En primer lugar, resulta que papá es un hombre muy malo, y lo encarcelaron.
O, babamızı öldüren bir katil.
Es una asesina que mató a su padre.
Raf, babamız öldü.
Raf, papá está muerto.
Ben de babamız gibi olmak istemiyorum.
Y no quiero ser como nuestro padre.
Hayır, Bay Almy babamızın borcunu alınca ne kalacak?
No, una vez que el Sr. Almy tome lo que nuestro padre le debía, ¿ qué nos queda?
Babamız büyümemize izin vermedi.
Padre nos mantuvo como niñas.
Sanırım babamız gurur duyardı.
Creo que nuestro padre estaría orgulloso.
Kutsal babamız masamızdaki bu güzel yemekler için sana teşekkür ederiz.
Padre celestial... te damos gracias por esta alegre fiesta en nuestra mesa.
Ama Robyn'i sakinleştirmeyi başardın, anne-babamız bile becerememişti onu.
Pero sí que calmaste a Robyn. Ni nuestros padres podrían hacerlo.
Cennetteki babamız.
Por Dios santo.
Cennetteki Babamız,
Padre nuestro que estás en los Cielos, santificado sea tu nombre.
Babamız, Tanrı huzur versin, bir alkolikti.
Nuestro padre, dios le tenga en su gloria, era alcohólico.
Göklerdeki Babamız, adın kutsal kılınsın.
Padre nuestro, que estás en el cielo, santificado sea Tu nombre...
Göklerdeki Babamız... Çekil!
Padre nuestro... que estás en el cielo... santificado sea Tu nombre.
Göklerdeki babamız adın kutsal kılınsın.
Padre Nuestro, que estás en los cielos, santificado sea tu nombre.
Bu farklıydı Bizim başımızda bir babamız yoktu
Eso eras diferente. No habíamos tenido un padre.
Eminim, ben de babamın kızıyım.
Claro. Yo también soy hija.
Babam Fransız'dı ama kardeşim ve ben -
Mi padre era francés pero...
Babamı seve seve takip etmiştik ama sandığımız adam değildi.
Mi padre, al que tan fervientemente seguimos, no es el hombre que pensamos que era.
Babam gelmeden önce on dakikamız var.
Faltan diez minutos para que llegue papá.
Eğer öyleyse adını sevgili rahmetli babamınki olan Geoffrey'i koyarız.
Si lo es, entonces nos gusta Geoffrey, por mi querido padre.
Çünkü babam iyileşecek ve para sorunu yaşamayacağız.
Porque papá se va a poner bien y nosotros ya no vamos a tener más problemas económicos.
Babam ve kız ardaşıyla yaşamaya başladım.
No sabía nada de esto. "FUI A VIVIR CON MI PAPA Y SU NOVIA."
Gerçekten yine bu eli yapmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü burada zaten yol açtın ve babamın kurşun askerleri yirmi dakikaya gelir. O yüzden hadi hızlanalım evladım.
Realmente creo que deberíamos hacer esto de nuevo la mano, porque usted ya ha hecho incursiones aquí, y soldaditos de plomo del papá llegaron a 20 minutos de respuesta, así que... chop-chop.
Babamın arabasını alacağız.
Pediremos prestado el auto de mi padre.
Babam Kayıp Kız'ı çekerken Elveda Güzelim'e odaklanamıyorum.
No puedo centrarme en The Goodbye Girl cuando mi papá está haciendo Gone Girl.
Babamı tanırsınız.
Bueno, ya conoces a mi papá.
Babamın küçük kızından uzak dur.
Para mantenerte alejado de la niñita de su papá.
Babam Ford'da çalışıyor kız kardeşim bir amigo.
Mi padre trabaja para la Ford, mi hermana es animadora.
Annemle babam beni bulmak kurtarmak için gelmeden önce son konuşmamız buydu.
Fue la última vez que hablé con ella antes de que viniera con papá a buscarme, a rescatarme.
Seve seve itaat ettiğimiz babam sandığımız adam değilmiş.
Mi padre, a quien tan obedientemente seguimos, no es el hombre que creímos que era.
Tamam babam zaten listede Ama o şehir dışında ve takip edecek zamanımız yok.
Sí, papá ya está en la lista, pero está fuera de la ciudad y no hay tiempo para ubicarlo.
Babamın bir şey yaptığını düşünüyorsanız o yapmadı.
Lo que sea que piense que hizo mi papá, no lo hizo.
Drill'den senin ve babamın tekrar birbirinize aşık olmanızı istedim.
Que Drill hiciera que tú y papá se quisieran de nuevo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]