English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Babamındı

Babamındı traduction Espagnol

479 traduction parallèle
Orası babamındı, ben de teslim almaya geldim.
"Perteneció a mi padre, y vine a reclamarla."
Bu babamındı.
Esto era de mi padre.
- Babamındı. - Ama çatısız mı?
- Era de mi padre.
Evet, babamındı.
Sí, la de mi padre.
Zincir babamındı.
La cadena era de mi padre.
Burası benden önce babamındı ondan önce onun babasınındı daha önce kaç Lester vardı, Tanrı bilir.
Esta casa era de mi padre y antes, del padre de mi padre y Dios sabe de cuántos Lester antes.
Ortalıkta koşturup duran mahmuzlu çizmeler babamındı.
Y mis hermanos también lo estaban. Esas botas eran las de mi padre.
- Babamındır, evet.
- Sí, de mi padre.
Babamındı.
Era de mi padre.
Sigmund, bu saat babamındı, Alev Ashalom.
Sigmund, este reloj perteneció a mi padre, Alev Ashalom.
- Benim evim. Babamındı.
Pertenecía a mi padre.
Babamındı.
Es el reloj de mi padre.
Bu eve nadiren gelirim... Ama yine de benim evim, ya da babamındı...
Raramente vengo a esta casa... aunque es mía, o fue de mi padre.
Oh, babamındı.
- Era de mi padre.
Babamındı.
Es de mi padre.
O madeni arama fikri babamındı.
Fue idea de papá que ir a buscar de esta mina sin ninguna ayuda.
O maden babamındı Scheckter.
Scheckter, la mina le pertenecía a mi padre.
Babamındı.
Perteneció a mi padre.
Babamındı. Haçlı seferlerinden kalma.
Ésta era de mi padre en las Cruzadas.
Bu tüfek babamındı.
Era de mi padre.
Burası babamındı.
Era el local de mi padre. Te lo ruego.
O babamındı aptal!
Era de mi papá, estúpido.
Ev babamındı, yıllardır kullanılmıyor.
La casa de mi padre ha estado vacía durante años.
Aslında babamındı, kulübede duruyordu.
No. De hecho era de mi padre. La saqué del cobertizo.
- Evet. Tanıyordum. Babamındı.
Sí, yo tengo una.
O gün hala babamı sevdiğimi ve ona kanımın ısındığını hissettim.
Estos días puedo sentir el calor de tener un padre.
Babam gibi budalalar barındıran bir kasaba.
Una ciudad que produce imbéciles como papá.
Babam, buradan alındı ve beyaz adamlar tarafından öldürüldü.
Mi padre fue tomado de este lugar y llevado al hombre blanco.
Boğa güreşçiliği mesleğim babamın işi gibi saygındır.
La profesión de torero es tan digna como la que tuvo mi padre.
Babam öldükten hemen sonra taşındık.
Nos mudamos nada más morir papá.
Babam çok kızgındı.
Padre estaba muy enfadado.
- Babam öldükten sonra, annem Palm Desert taşındı.
Mi madre se mudó a Palm Desert cuando murió mi padre.
Babamı aradım, belki aramışsındır diye.
llamado a... mi casa...
Senin beyaz bir atın var. Dün gece de babamın ahırından beyaz bir at çalındı.
- Porque yo te he soñado sobre un caballo blanco, tú tienes un caballo blanco y esta noche a mi padre le han robado un caballo blanco.
O babamındı.
Eran de papá.
Babam öldükten sonra, bir süreliğine aile evine taşındık.
Después de que papá muriera, volvimos durante una temporada a nuestra casa.
Tatlım! Tatlım, umarım babamı çok sıkıcı bulmamışsındır.
Cariño, espero que no encontraras muy aburrida la fiesta de papaíto.
Babam emekli olunca buradan taşındılar.
Se mudaron cuando mi padre se jubiló.
Babam öldükten sonra - Huzur içinde yatsın. Annem cenazeye gelmedikleri için Shoebridge'lere çok kızgındı.
Cuando fallecio mi padre, que en paz descanse, mi madre se enfado con los Shoebridges porque no fueron al entierro.
Annem iyi bir kadındı, tek derdi babamı mutlu etmekti.
Ella no era así, sólo lo era para hacerlo feliz.
Babam büyük çöküşten sonra, bir akıl hastanesinde gözetim altına alındı.
Internaron a mi padre en un hospital mental, después del gran colapso.
Babam dükkândan biraz mücevher çalındığını öğrenmiş.
Descubrió que faltaban algunas joyas de la tienda.
Birinci sınıftayken babamın sağlığı için Fengshan'ın güneyine taşındık.
Cuando estaba en primer grado, nos mudamos a Fengshan, en el sur, por el bien de la salud de mi padre.
Babam Tittenhurst'e taşındıktan sonra... beni ilk kez o zaman aramıştı.
Cuando papá se mudó a Tittenhurst... por primera vez en mucho tiempo, me llamó.
Babam arabanın çalındığını bildirmiş.
Denunció el auto como robado.
Babam ise : "Gerçekten turuncular içinde bir kadındı." diyordu.
Él dijo : "En realidad era la Mujer de naranja".
O babamındı.
Era de mi padre.
Babam müdür olunca, Petersbach'da küçük bir eve taşındık.
Este es Robert.
Babam, seni izleyerek bizi bulacak kadar çılgındır.
Mi padre está lo suficientemente loco para seguirte.
Buradayım çünkü babam burada olmam için bunu kazandı okula alındığım ya da olmak istediğim için değil.
Estoy aquí porque mi papá se ganó el derecho a tenerme aquí. No porque me hayan reclutado.
Babam Lodz doğumluydu. bu yüzden bizde oraya taşındık.
Mi padre nacio en Lodz, así que nos mudamos ahí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]