Bakar mısın traduction Espagnol
5,625 traduction parallèle
Noni, buraya bakar mısın?
Noni, los ojos hacia aquí.
Programına bakar mısın boş mu?
¿ Podemos contactarlo?
Bir etrafına bakar mısın?
Mira a tu alrededor.
Bir saniye yerime bakar mısın?
¿ Puedes cubrirme un segundo?
Eşim burada mı bakar mısınız, lütfen?
¿ Podrías mirar si mi mujer está aquí, por favor?
Bir daha bakar mısın, beyefendi?
¿ Miraría otra vez, por favor, señor?
- Bir saniye bakar mısın?
- ¿ Tienes un segundo?
Ben yok olup giderken gözlerime bakar mısın?
De fondo se puede mirar a los ojos mientras que yo me haya ido?
Şu hayvanın büyüklüğüne bakar mısın?
¿ Te has fijado en el tamaño de ese animal?
- Bakar mısın?
- ¿ Lo harás?
Hanımefendi, rica etsem dosyanızdan üçüncü belgeye bakar mısınız, müvekkilinizin telefon kayıtlarına erişmeyi onaylayan belgeyi göreceksiniz.
Señora si es tan amable de consultar el documento número tres de la carpeta, puede ver que hay una autorización firmada para acceder al registro telefónico de su cliente.
Şuna bakar mısın?
¿ Lo puedes creer?
Bakar mısınız? İki tane daha alabilir miyiz?
Oye, ¿ nos traes dos más?
Gabriel, bana bak. Bana bakar mısın?
Gabriel, mírame. ¿ Me vas a mirar?
Bakar mısınız?
Disculpe.
Hey baba, çocuklara bakar mısın?
¿ Papá, podrías cuidar a los niños?
Yukarı bakar mısın? Hiçbir şey göremiyorum.
Mira para arriba.
Etrafına bir bakar mısın?
Debería ver a su alrededor.
Bir saniye bakar mısın? - Merhaba, Mario.
Phil. ¿ Tienes un segundo?
Benim için yukarıya bakar mısın?
¿ Puedes mirar hacia arriba?
Şuna bir bakar mısın?
¿ Puedes echar un vistazo a esto?
Şuna benim için bir bakar mısın?
Échale un vistazo a este por mí.
Bakar mısın bir şişe daha köpüklü elma suyu alabilir miyiz?
Oye, ¿ puedes... darme otra botella de sidra, por favor?
- Ya, pardon, bakar mısın.
- Disculpe. Disculpe.
Bir süreliğine Will'in yerine bakar mısın?
¿ Puedes cubrir un rato a Will?
Bakar mısınız?
Perdona...
Bakar mısınız?
¡ Oiga! ¡ Oiga!
Bakar mısınız? Şerif Romero'yla konuşmam lâzım.
Necesito hablar con el alguacil Romero.
Bir saniye bakar mısınız lütfen?
Si pueden prestarme atención, un minuto.
Oraya gelinceye kadar Ray'e bakar mısın?
¿ Puedes cuidar a Ray hasta que yo llegue?
Bakar mısınız bayan...
Discúlpeme, señorita.
Şuna bakar mısınız mesela.
Por ejemplo, mira esto.
Bakar mısınız?
¿ Disculpa?
Bakar mısınız efendim?
Eh, disculpe, señor.
Bakar mısınız kimler var.
Mira quién está aquí...
Yok daha neler. Şuna bakar mısın?
Bueno, que me lleve el diablo. ¿ Veis esto?
Hayatım, sen benim yerime resepsiyona bakar mısın lütfen?
Cariño, ¿ podrías quedarte en el mostrador, por favor?
Ve lütfen etrafa bakar mısın şifremi bulamıyorum.
Y, por favor, trata de encontrar mi contraseña.
Babama sen bakar mısın?
¿ Puedes echar un ojo a papá?
Saate bir bakar mısın?
Pero mira la hora.
Bakar mısınız, bir fili bile sakinleştirecek kadar etkili bir şeyiniz var mı?
Disculpa, ¿ qué es lo más parecido que tienes a un tranquilizante de elefantes?
Bakar mısınız, garson bey?
Disculpa, mesero.
Gözlerindeki derin anlama bakar mısın?
Eso quiere decir que está preparada
Pardon, bakar mısın, bizi gördüğünü biliyorum.
- Perdona. Sé que nos has visto. - Perdona.
- Bakar mısın?
Disculpe.
Clarke, bir bakar mısın?
Clarke, ¿ me puedes echar una mano?
Yolun ortasında uzanıp yıldızlara bakar senin gibi insanlarla muhabbet edip kendimi onları öldürmenin kötü bir içgüdü ve hayatlarını bağışlamanın doğru bir davranış olduğuna inandırmaya çalışırdım.
Me acostaría en la mitad del camino, mirando a las estrellas, teniendo conversaciones con personas como tú, tratando de convencerme a mí mismo que matarte sería un mal instinto y que perdonar sus vidas sería lo correcto.
Bakar mısın?
¡ Oye!
Bakar mısın?
¿ Hola?
Cidden mi? Durduğun yere bakar mısın?
Todo el mundo parece simpático. ¿ De verdad vas a quedarte ahí?
Bakar mısınız? Biz, bir macera arayışında...
Con permiso.