Başka zaman traduction Espagnol
7,760 traduction parallèle
O hikâye başka zaman.
Una historia para otro momento.
Şu an ne dediğini başka zaman anlamaya çalışsam?
¿ Puedo intentar averiguar lo que estás diciendo en otra ocasión?
Başka zaman.
En otra ocasión.
Başka zaman görüşürüz kardeşim.
Otro momento será... hermano.
- Başka zaman mı?
- En otro momento, ¿ cuándo?
Belki başka zaman.
Otro día, tal vez.
Oh, belki başka zaman.
Quizás en otro momento, ¿ sabes?
Başka zaman hallederiz.
Nos encargaremos en algún momento.
Dostumuz Ham'in öldüğünü mü söyledin? Üçünüz nasıl oldu da burada evcilik oynamaya başladınız duymayı çok isterdim ama bu başka zaman anlatılacak bir hikaye.
Ahora dices que nuestro amigo Hamm murió, me encantaría oír como los tres terminaron jugando a la casita, pero... ese es un relato para otra ocasión.
Başka zaman başka bir hata yaparsın bir yamaç kenarından düşersin.
Otras veces cometes un pequeño error y te caes de una montaña.
- Ama hemen orada! O zaman başka bir yol buluruz.
Entonces encontraremos otro camino.
O zaman bana başka seçenek bırakmadın.
Entonces no me dejas otra opción.
İnsanlar işbirliğine yanaşmadığı zaman, onları katılmaya ikna etmek için başka yollar aramak zorundayız.
Cuando la gente no coopera, se tienen que usar otras maneras de convencerlos para unirse.
O zaman başka çare yok.
Así que no hay opción en realidad.
Sen beni her zaman laboratuvardan sonuçları geldikten sonra arardın ki bundan yola çıkarsak beni buraya çağırmanın altında başka bir şey var sanki.
Tú siempre me llamas aquí... después de tener los resultados del laboratorio, lo que me lleva a creer que... puede que tengas otros motivos.
O zaman Eric başka birini tedavi etmiş olmalı, Carlucci'lerle bağlantısız birini.
Entonces Eric debió tratar a otro, a alguien no conectado con los Carlucci.
- O zaman başka bir seçeneğe ihtiyacımız var.
- Entonces necesitamos otra opción.
O zaman Thanos ya da başka biri onları bulmadan bulacağınızdan emin olalım.
Entonces vamos a asegurarnos que las encuentres antes que Thanos o cualquier otro lo haga.
Ne zaman bu taş seni gençleştirse ısı dalgaları başka dönemlerden dalgalar çizer.
Cada vez que la piedra le de-edades, las ondas temporales dibujan en cosas de otras épocas.
Madem başka ceset istemiyorsun o zaman Rebecca'ya su ve yiyecek de bulmalıyız.
Y si no quieres otro cadáver, necesitamos comida y agua para Rebecca.
Birlikte zaman geçirmenin başka yollarını düşünsek mi?
¿ Podemos buscar una manera de pasar tiempo juntos?
Her yere gittim. Ne zaman başka yere gitsem Los Angeles'tan başka yerde oturulmayacağını anlıyorum.
Bueno, estuve por todas partes y cada vez que voy a algún lugar es sólo más evidencia de que Los Angeles es el mejor lugar para vivir.
Bütün zamanını sırf birisinin başına kötü bir şey geldi diye illa ki bunu başka birisi yaptı diyerek ve onlardan nefret ederek geçirmek zorunda kalıyorsun.
Pasas todo el tiempo cabreado, odiando a la gente por cosas que te han dicho o porque las cosas apestan y es todo culpa de los demás.
Bununla ilgili başka birileriyle konuşma zamanın geldi.
Ya es hora de que hables con alguien sobre esto.
- Belki başka bir zaman.
¿ Vale?
Buda bana WebMD'de sevişmeyle düzelecek başka hastalıklar bulmak için yeterli zaman verir.
Eso me dará tiempo para meterme en WebMD y encontrar algo más que pueda curarse con sexo.
Başka bir örnek vermek gerekirse, ne zaman bir şeyleri kontrol etmeye çalışmasan, en iyi şeyler o zaman olur.
Y otro ejemplo de cómo a veces las mejores cosas pasan cuando no intentas controlarlas.
Binbaşı her zaman başka bir çare vardır.
Mayor... Siempre hay elección.
Peki başka konu o zaman, nasılsın?
- bueno, aparte de eso, ¿ cómo te va?
O zaman kabul etmemiz gerekecek. Başka seçeneğimiz mi var sanki?
Dal Po, número 4.
Öldükten sonra şikayet için polise gittim, ama oradaki görevli memur zaman kaybından başka bir şey olmaz dedi.
Después de su muerte, traté de poner una denuncia pero el policía que tenía delante me dijo que perdía el tiempo.
Başka bir zaman söyleyebiliriz ona.
Podemos contárselo en otro momento.
Yağmur azaldığı zaman, başka bir problem ortaya çıkar. Bal arıları ağır yağmur altında uçmak için çok küçüktür.
Cuando la lluvia facilita apagado, otro problema surge.
Işıktan daha hızlı gidebilmenin bir başka yolu uzay-zamanın dokusunda bir delik açmak. Bir solucan deliği. Bir solucan deliği teorik bir tüneldir.
es perforar un agujero en la tela de espacio y el tiempo esto se llama un agujero de gusano agujero de gusano es un túnel teórico rasgar a través del tejido del espacio-tiempo la conexión a puntos distantes es creado por grandes concentraciones de masas
O zaman yapacak başka bir şey yok. Onu nasıl unutacaksın?
Entonces no podemos hacer nada al respecto. ¿ Cómo vas a resolverlo?
O zaman başka kim olabilir?
Entonces, ¿ quién era?
- Bilmiyorum. Genelde kamyonlar başka yerde tutulur ve sadece yükleme zamanında orya giderler
Los camiones generalmente se mantienen... en otro lado y solo van ahí a cargar por el día.
O zaman bunu yapmaktan başka seçeneğimiz yok.
Entonces... haremos esto ya que no tenemos opción.
Başka zaman konuşuruz.
Hablaremos en otro momento.
Eğer sonuç ikiden büyük çıkarsa o zaman hile yok yani başka bir şey söz konusu demektir.
Pero si el resultado es mayor a 2, entonces el mazo no está arreglado y algo mas ocurre.
Ama geçmişe yolculuk başka bir hikaye. Çünkü uzay ve zaman son derece farklı özelliklere sahiptir.
Pero viajar al pasado es otra historia... porque el espacio y el tiempo tienen propiedades muy distintas.
Baska bir zaman hallederiz.
Otra vez seguro pronto.
Tamam, laboratuar sıçanlarda, zaman başka alfa erkek , Onu biçersino testosteron başak olabilir, Sperm sayıları yukarı sürüş.
En ratas de laboratorio, Siempre que otro macho alfa viene alrededor, puede pico de testosterona, elevando el número de espermatozoides
Başka bir yerde olmam mı gerekiyor? O zaman giderim.
Si necesito estar en cualquier otro lugar, lo estaré...
Bana işaret dansçı biliyordum zaman Ama başka bir şey geliyordu.
Pero cuando el bailarín apuntando, me Yo sabía que significaba algo más.
O zaman lütfen başka bir yerden başla yabilir miyiz?
Entonces, ¿ podemos empezar por otro lado?
Zamanından başka ne istesem veren birinden hediye.
Fue un regalo de alguien que me dio todo lo que quería, excepto un minuto de su tiempo.
O zaman gözlüklerini kır ve başka gözlük alacağını söyle.
Entonces rómpelas, y dile que debes buscar otro par.
Bunun için bir şey yapmak istiyorsan başka bir yol bul o zaman! Dünya yanıyor!
Si quieres hacer algo, ¡ debes encontrar otra forma!
- Belki de başka bir zaman konuşabiliriz.
- Quizá podamos vernos después.
Bu yüzden diğer soruyu başka zaman soracağım.
Así que guardaré esa para después.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zaman geldi 92
zamanın var 16
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71
zamanımız azalıyor 34
zaman geldi 92
zamanın var 16
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı geldi 236
zamanı gelince 71