English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bir öpücük

Bir öpücük traduction Espagnol

3,115 traduction parallèle
Bir öpücük alalım!
Bésala ahora!
Bir öpücük sadece.
Sólo quiero un beso.
Bana bir öpücük ver.
Ven y dame un beso.
Bana bir öpücük ver.
Dame un beso.
- Bir öpücük ver bana.
- Dame un beso.
Bana bir öpücük ver?
¿ Me das un beso?
Gel buraya. Neden bir öpücük vermiyorsun?
Ven aquí. ¿ Por qué no me das un beso?
Küçük bir öpücük.
besito.
Yaşlı anneannene bir öpücük ver. Orada ne var?
Dale a tu vieja abuela un beso. ¿ Qué llevas ahí?
Tamam, 5 yaşında verdiğin hediyenin aynısını istiyorum. - Dudaktan bir öpücük istiyorum.
Quiero que me regales lo mismo que cuando tenías cinco años : un beso en la boca.
İyi eğlenceler. Bir öpücük ver.
Pásatelo muy bien, dame un beso.
Küçük bir öpücük.
Un besito de saludo.
Yalnızca bir öpücük.
- Está bien.
Onu bir öpücük vermek isterdim.
Esperaba darle un beso.
Yani, eski dostlar arasındaki anlamsız bir öpücük için tüm dünyamızı yıkmanın anlamı yok.
No. Quiero decir, no hay razón para hacer explotar todo tu mundo Sólo por algunos... besos sin sentido entre viejos amigos.
- Anlamsız bir öpücük için üzülmesini istemeyecek kadar arkadaşım.
- Lo suficientemente amigas como para no querer que se enoje por besos sin importancia.
Evet, haklısın. Bir öpücük daha.
Sí, tienes razón.
Bir öpücük bile mi?
Ni siquiera un beso?
Büyükanneye kocaman bir öpücük ver.
Dale a Bama un gran beso.
Kolombiya'da birbirimizi öpmek için bahane ararız resmen. Çünkü bir öpücük çok farklı anlamlara gelebilir.
En Colombia nos besamos por todo porque un beso puede significar muchas cosas distintas.
Bir öpücük.
Un beso.
Bir öpücük ver.
Danos un beso.
Bir öpücük!
¡ Un beso!
Gitmeden satın alınmamış bir öpücük ver.
Un beso no pagado antes de marcharte.
Kazanana bir öpücük vermeye ne dersin?
¿ Qué hay de un beso para la ganadora?
Sıfır. Bir öpücük ver bana.
Cero.
Ver bakayım bir öpücük. Tamam, kapıyı kilitlemesen olur mu?
Dame un beso. ¿ Puedes no echarle la llave?
Bir şişe şaraptan sonra... ve bir öpücük.
Después de una botella entera de vino... Y un beso.
Bir öpücük hiçbir şey değildir.
Un beso no significa nada.
İkisinin de Serena Van Der Woodsen'dan sağlam bir öpücük aldıktan sonra ağzını açması zor.
Es difícil saberlo cuando los dos tienen sus labios sellados con Serena Van Der Woodsen.
Bir öpücük ve bu kızdan kurtulamıyorum.
Un beso y no puedo deshacerme de esta niña.
Bu nasıl bir öpücük olduğuna bağlı.
Bueno, depende del tipo de beso que fuera.
Sana tüm kalbimle bir öpücük yolluyorum.
Un beso con todo mi amor.
Ardından sana ufak bir öpücük vereceğim.
luego te voy a dar un besito.
Sadece ufak bir öpücük.
- Sólo un besito. - Aléjate, fenómeno.
Ufak bir öpücük.
- Sólo un besito.
Bir öpücük ver.
Oye, dame un beso.
Bana yazmadığın için, sadece bir öpücük gönderiyorum.
¡ Sólo te envío un beso porque no escribes!
Ona küçük bir öpücük verebilir miyim?
¿ Puedo darle un besito?
Bize bir öpücük ver.
Vengan a darme un beso.
Yurda yerleşti hepsi. Her yerde ufak buzdolabı ve portatif dolaplar vardı. Bir de Gustav Klimt'in Öpücük posteri.
Los vi a todos mudándose a sus dormitorios... todas sus mini-heladeritas y sus cajas plegables y posters de "El beso" de Gustav Klimt.
Böylelikle bir posta sex, öpücük ve gönül alma işini halledeceksin
Así que sácanos y besaos y arreglaos.
Şimdi bir de yanağa öpücük, sonra gidiyoruz!
¡ Ahora el beso en la mejilla y debemos partir!
Bir de öpücük.
Y mucha conversación y un beso...
Evet bir nevi küçük ve masum öpücük olmuş olabilir.
Uh... Pudo haber habido un... pequeño e inocente beso
O öpücük bir hataydı.
Ese beso fue un error.
Bir de öpücük, çünkü bebeğim bu gece harika görünüyor.
- Gracias. Y un beso, porque mi chica se ve increíble.
Gel, öpücük ver bir.
Ven aquí, dame un beso.
Neden buraya getirip bir balonun içinden bana öpücük atan çıplak bir kızı izlettin?
¿ Por qué hacerme venir aquí con una chica desnuda en un globo tirándome besos?
Eğer sizin için bir sorun olmazsa... onun 2 yanağına da birer öpücük... kondura bilir misin tatlım?
¿ Podrían darle un beso en las mejilas mientras tomo una foto, - ¿ lo harían? - Yo paso.
İşte sorunun cevabı, Burton : Elimizdeki küçük bir karışım. Ona şefkatle "son öpücük" adını verdim.
Ahora a responder a tu pregunta, Burton, lo que tenemos aquí es un pequeño brebaje que cariñosamente acuñé "el último beso."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]