Bir şey söyleyemem traduction Espagnol
615 traduction parallèle
Sorma, henüz bir şey söyleyemem.
No ha sido arreglado...
- Bir şey söyleyemem.
- Es incierto.
Şu anda Manchester hakkında bir şey söyleyemem.
No puedo comprometerme en este momento respecto a Manchester.
Hemen bir şey söyleyemem, en az birkaç aydır.
No lo sé con exactitud, tal vez un par de meses.
Bu konuda bir şey söyleyemem.
No puedo responder a eso.
Başka bir şey söyleyemem.
No les puedo contar más.
Bir şey söyleyemem.
No sé qué decir.
Üzgünüm, bir şey söyleyemem.
Sin comentarios.
Kesin bir şey söyleyemem... ama üzeri kirlenmişti.
No me atrevería a decir qué exactamente, pero estaba algo desaliñado.
- Size bir şey söyleyemem. Bir şey...
- No puedo decirle nada.
- Şey, fazla bir şey söyleyemem.
Yo no sé mucho.
- Bir şey söyleyemem.
- No sabría decirle.
Bu konuda bir şey söyleyemem bayan.
No lo sé, señora.
O kadar kötü yanmış ki, bir şey söyleyemem.
Está tan arrasado que no sabría decir...
Ona bir şey söyleyemem.
No puedo decírselo.
- Tam bir şey söyleyemem.
- No lo sé.
İstesem de bir şey söyleyemem.
Ojalá pudiera discutirlo, pero no puedo.
Ama bugün başka bir şey söyleyemem.
Pero hoy no puedo decirte nada mas.
Baban hakkında sana hiç bir şey söyleyemem çünkü onu hayatımda hiç görmedim.
No puedo decirle nada sobre su padre porque nunca lo vi.
Olay çok kısa zaman önce olmuş size kesin bir şey söyleyemem.
Al estar tan reciente su crisis anterior... - Es pronto para decir algo seguro.
Bir şey söyleyemem.
No sé qué decirte.
Beni öldürürseniz, size herhangi bir şey söyleyemem, değil mi?
Si me mata, no podré decirle nada, ¿ cierto?
Sökmeden bir şey söyleyemem.
Bueno, no podré decírselo hasta que lo desmonte.
Üzgünüm Bay Holmwood, ama ölümü hakkında size başka bir şey söyleyemem.
Lo siento Sr. Holmwood, pero no puedo contarle más sobre su muerte.
Böyle bir yerde, bir şeyin bizden uzaklaştığı ya da bize yaklaştığı konusunda bir şey söyleyemem.
Estando en estos parajes, yo no osaría afirmar que algo se aleja ni que algo se acerca.
Üzgünüm, üniformam hakkında bir şey söyleyemem ama her sabah kahvaltımı yatakta yapmak isterim.
pero no piense que voy a esperar el desayuno en la cama cada mañana.
Size bir şey söyleyemem.
Yo no puedo decirle nada.
Daha fazla bir şey söyleyemem.
¡ Anne, no vayas! ¡ Te lo suplico, no vayas! - ¿ Por qué?
Beni öldürsen bile bir şey söyleyemem.
Aunque me mates, no puedo decir nada.
- Kesin bir şey söyleyemem.
¿ Está muy lejos para ir caminando?
Çatıya çıkmadan ışık hakkında net bir şey söyleyemem.
No podré dispararle hasta llegar a este tejado.
Şu an bir şey söyleyemem, Claire.
Ahora no puedo, Claire.
Gerçekten bir şey söyleyemem, efendim.
- En realidad no sabría decirlo, señor.
- Şu anda bir şey söyleyemem.
- Ahora no puedo decírselo.
Size hiç bir şey söyleyemem bayım.
No le puedo decir nada, señor.
Size bir şey söyleyemem.
No puedo deciros nada.
Şu an sana bir şey söyleyemem çünkü nasıl biteceğini bilmiyorum.
No puedo contársela ahora, porque, honestamente no sé cómo va a terminar.
İkincisi için de bir şey söyleyemem.
Sé explicar el segundo fenómeno tanto como el primero.
Bu şartlara fazla bir şey söyleyemem ama en azından bu senin büyük şansın.
Las circunstancias no son las mejores pero al menos es su gran oportunidad.
Size daha fazla bir şey söyleyemem.
No sabría decírtelo.
Bunlar analiz edilmeden bir şey söyleyemem.
No lo sabré hasta haberlos analizado.
Kesin bir şey söyleyemem, ama sarhoş edebilirler, uyuşturucu verebilirler ya da bayıltabilirler.
No se cómo intentarán hacerlo, pero a un hombre pueden emborracharle, darle un somnífero o golpearlo.
Sana söyleyemem ama mükemmel bir şey.
Cielos, no puedo decírtelo, pero es algo fantástico.
- Söyleyemem. Ama bir şey yok, inan bana.
- Nada, todo va bien, de verdad.
Şu an tam olarak bir şey söyleyemem.
No lo sé exactamente.
Bayan Humphries, bana anlattıklarınızdan kocanızın davranışlarında anormal bir şey olduğunu söyleyemem.
Sra. Humphries, por lo que me cuenta, no hay nada anormal en el comportamiento de su marido.
- Pek bir şey bildiğimi söyleyemem, neden?
- No creo, ¿ por qué?
Keşke sana asla seni incitecek bir şey yapmadığımı söyleyebilseydim ama söyleyemem.
Ojalá pudiera decirte que nunca te he hecho daño. Pero no puedo.
Başka bir şey söyleyemem.
- Nada.
Hakkinda sana bir sey söyleyemem.
No puedo contarte nada.
Ben Tanrı'nın adamıyım ve hayatım için yalan söyleyemem. Kızılderili ve para hakkında bir şey bilmiyoruz.
No mentiría ni para salvar mi propia vida... no sabemos nada del indio y del dinero.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46