Birlikte gideceğiz traduction Espagnol
465 traduction parallèle
Göçmenlerle birlikte gideceğiz.
Nos iremos con los colonos.
Hayır birlikte gideceğiz.
No. Vayamos juntos.
Birlikte gideceğiz.
- Correcto.
Birlikte gideceğiz ve sen, Abdullah sen onun muhafızı ve...
¿ Verdad? Cabalgaremosjuntos y tú, Abdullah, serás su protector.
Ben ve Dice birlikte gideceğiz buradan.
Yo y Dice estaremos bien.
Birlikte gideceğiz ve sürüyü de alacağız.
Iremos todos juntos y llevaremos el ganado.
Ama madene birlikte gideceğiz.
Pero vamos a ir juntos a la mina.
Birlikte gideceğiz.
Los dos saldremos.
Birlikte gideceğiz.
Nos la daré a los dos.
Birlikte gideceğiz.
Nos irá muy bien.
Birlikte gideceğiz.
Seguiremos juntos.
Ölüme birlikte gideceğiz.
Moriremos juntos.
70 yaşına geldiğimizde Narayama'ya birlikte gideceğiz.
Cuando tengamos 70 años, también subiremos a la montaña.
Birlikte gideceğiz Edith.
Vamos a ir juntos, Edith.
Bu gece film gecesi. Hep birlikte gideceğiz!
Hoy echan una pelicula.
Sabah birlikte gideceğiz ve sana gereken ekipmanları alacağız.
Nos veremos por la mañana y elegiremos todo lo necesario.
- Birlikte gideceğiz Midi'ye, yada, yada üçümüz birden
Ambos iremos a Midi. O, mejor dicho, los tres.
Birlikte gideceğiz sanıyordum.
Pero... Yo pensaba que iríamos juntos.
- Birlikte gideceğiz.
- Entraremos juntos.
Sonra hep birlikte gideceğiz.
- Entonces nos iremos todos.
- Yemeğe takımla birlikte gideceğiz.
- Me esperan para comer, señor.
Hala ikna olmadım, fakat... diyelim ki birlikte gideceğiz.
Aún no estoy convencida, pero digamos que le sigo la corriente.
Bırakacağım, ve birlikte gideceğiz.
y nos iremos juntos.
Birlikte gideceğiz sanıyordum.
Creí que iríamos todos juntos.
Birlikte gideceğiz, bir dakika.
- Iremos en un momento.
Birlikte Avrupa'ya gideceğiz.
Quiero que vayas a Europa conmigo.
Doktor Watson'la birlikte hemen oraya gideceğiz.
- Gracias, Watson y yo iremos ahora.
Yüzmeye mi gideceğiz, birlikte?
¿ Quieres decir que vayamos a nadar... juntos?
Birlikte onun dairesine gideceğiz.
Iremos a su apartamento juntos.
Birlikte uzaklara gideceğiz.
Nos iremos juntos.
Onu alıp seninle birlikte Meksika'ya gideceğiz.
Estoy preocupado. No comprendo.
- Yakında burdan birlikte çıkıp gideceğiz. - Sabırsızlanmaya mı başladın?
Pronto nos iremos juntos.
Birlikte gideceğiz...
¡ Iré...!
- Birlikte gideceğiz.
No.
Yani birlikte mi gideceğiz?
¿ O sea que iremos juntos, Hennessy?
Cumartesi buluşup hep birlikte erzak almaya gideceğiz.
Nos reuniremos el sábado e iremos juntos a buscar provisiones.
Birlikte Santiago'ya gideceğiz.
- ¿ Santiago?
Birlikte buralardan gideceğiz.
Nos iremos juntos.
Birlikte Texas'a gideceğiz.
Todos vamos a Texas.
İspanyol topraklarına gideceğiz. Cennetten bir köşe olan Texas'ta her zaman birlikte yaşayacağız.
Vamos a esa rica tierra donde Moses Austin ganó una concesión para los americanos atrevidos.
Sonra hep birlikte Leo'nun evine gideceğiz. Orda kimse yok.
Después iremos a la casa de Leo porque no hay nadie.
Bakın, Nice'e gideceğiz, üçümüz birlikte.
Ahora escuchen, los tres nos vamos a Niza.
Sonra birlikte öğle yemeği yiyip, elma bahçesine gideceğiz.
Comeremos juntos e iremos a recoger manzanas.
Ama birlikte 700 km yol gideceğiz, Ben duruma açıklık getirmek istedim.
Como haremos juntos 700 km., que quede bien claro.
Birlikte rodeoya gideceğiz, giriş için onluğu ödeyeceğiz. Sen de yarın bizimle gelip, atlar için yardım edeceksin.
Te llevamos al rodeo y ponemos los 10 dólares de la entrada, y tú te vienes mañana y nos ayudas a atrapar mustangs.
Onunla tekrar birlikte olsam her akşam görüşeceğiz. Öpüşeceğiz. Sonra da evlerimize gideceğiz.
Salíamos todas las noches y... la tomaba en mis brazos, la besaba y... luego me iba a casa.
Onunla birlikte mi gideceğiz?
¿ Preguntarle a quemarropa?
" Teşekkür ederim. Birlikte öbür dünyaya gideceğiz öyleyse.
"Te lo agradezco, entonces nos dirigiremos juntos a otro mundo."
Onunla birlikte gideceğiz. Londra'ya gideceğiz.
Vamos de viaje, para llevar a Harry a Londres.
Birlikte dükkana gideceğiz.
Vamos a acercarnos a esa tienda.
Çok eğleneceğiz ; sirke, sinemaya gideceğiz... ve geceyi birlikte geçireceğiz, tamam mı? Ne kadar güzel bir kızım var.
Pasamos el tiempo, ir al circo, el cine, y luego pasar la noche juntos, ¿ no?