Bitki traduction Espagnol
2,621 traduction parallèle
16 Sarmaşık Birliği mezununun eline bitki makası verirseniz böyle olur.
Es lo que pasa cuando les das machetes a 16 licenciados de universidades prestigiosas.
- yo titremezler. titreyen bitki mi varki?
- No, no tiemblan. ¿ Hay una planta que tiembla?
Garbutt'un dairesinde kurumuş bir bitki vardı.
Había una planta desecada en el apartamento de Garbutt.
Ultra, beyin fonksiyonlarını etkileyen ruh halini değiştiren bir bitki içeceği çeşididir.
Ultra es una línea de bebidas de hierbas formuladas para potenciar el cerebro y aumentar el ánimo.
Eğer yeşil bitki örtüsünü kaldırırsanız, lav görüntüsünün altında yatan esasen Venüs'te gördüğümüze çok benzerdir.
Si quitamos el verde follaje, el paisaje subyacente de lava seria realmente muy similar al que vemos en Venus.
Bulunması kolay bir bitki değil.
No es una hierba fácil de encontrar.
Telefonumla aradım, bu bir bitki, "aconitum vulparia".
Investigué en mi celular. Es una planta.
Robert gibi, öylece bitki gibi yatmama.
Robert, solo... tendido así de esa manera. Mmmm... Prométeme que lo acabarías.
Ve içerdiği proteinler ve omega-3 sayesinde son derece besleyiciydi. Marihuana, tarımı yapıIan ilk bitki bile olabilir. Bu bitkinin kullanımının, tarih öncesi insanların konuşma yetisinin temposunu artırdığı hakkında bir teori de bulunmaktadır.
la marihuana pudiera haber sido la primera planta cultivada hay especulaciones sobre si el hombre de las cavernas pudiera haberla usado para acelerar su desarrollo lingüístico el uso de nuevas herramientas, nuevos materiales arte rupestre e instrumentos musicales
Bu sadece aromalı bir bitki, ama genede pratik olarak dünyada ki her hükümet ya sınırlama getiriyor yada yasaklıyor. Hala bir çok ülkede, satıcılar ve hatta kullanıcılar müebbet olarak hapse girebilir ve hatta idam edilebilir. Bana öyle geliyor ki, kimsenin marihunanayı ilaç olarak kullanmasına izin vermeyecek bir anlaşma var.
sólo es una hierba aromática, y aún así todos los gobiernos del mundo restringen o condenan su uso en algunos países los distribuidores de cannabis, e incluso los usuarios aún pueden cumplir cadenas perpetuas o ser ejecutados es ilegal en todos los países, creo que hay tratados que no permiten aceptar la marihuana como medicina
Amerika'da herkes Kaliforniya'ya gidip orada bir doktor bularak marihuana satın alabilir. Açıkça marihuana ilaç değil. Marihuana, doğal bir bitki ve bundan dolayı patentlenemez.
buscar un médico y comprar marihuana y, simplemente, la marihuana no es una medicina el cannabis es una sustancia natural debido a esto no se puede patentar cualquiera puede cultivarla con facilidad así que su producción podría estar en manos de la gente
Şaşırtıcı bir şekilde, GW Pharmaceuticals'ın güney İngiltere'nin gizli bir yerinde 6 serası var. Ve her serada, değişik türlerde kenevir bitkisi. 10000'er bitki ve bunlar klon ( eşeysiz çoğalan ) bitkiler.
increíblemente GW Pharmaceuticals es una compañía que tiene seis invernaderos en una locación secreta al sur de Inglaterra cada invernadero tiene una variedad distinta de marihuana y cada invernadero tiene 10.000 plantas, todos clones lo han estandarizado sus productos se aprobaron en Canadá para tratamientos de esclerosis múltiple, espasmos musculares y el dolor relacionado con ellos
Antioksidan özellikleriyle rengarenk bu bitki, pratik olarak doğada hiçbir düşmana sahip değil. ve hatta böcek uzaklaştırıcı olarak bile kullanıIdı. Bu bileşikler, her birimizde bulunan ve kendi deyimimle, beşikten mezara hepimizi idare eden, düzenleyen müthiş bir sistemle ilgili büyüleyici, benzersiz ve inanıImaz bir izge ( birbiri ile ilgili düşünce ve nesneler dizisi ) içerir.
y se ha usado incluso como repelente de insectos es increíble el espectro de compuestos que hay en esa planta con esta puntería única y maravillosa están tocando este sistema que nos cuida a todos y que regula todo, como suelo describirlo, desde la cuna a la tumba
Neden bu bitki psikoaktif olan THC maddesini üretti? Bunun sebebi ne?
¿ Por qué esta planta ha desarrollado el THC, el componente psicoactivo, cual es el motivo para la planta?
THC'nin kenevire büyük faydalar sağladığını düşünüyorum. Mesela bu bitki, ultraviyole ışınlara karşı son derece dayanıklı.
como puedes ver la acumulación de THC le da privilegios al cannabis por ejemplo, es una planta extremadamente resistente a la radiación ultravioleta
Ama size söylemek istiyorum ki ; bitki, bir bütün olarak benzersiz ve etkili. Doğal bitki dururken tek başına THC'yi tercih eden bir hastayla henüz karşılaşmadım. Böyle biriyle karşılaşmadım.
aún no he encontrado a nadie en mis años de práctica que prefiera el THC puro recetado antes que la planta natural eso no se ha visto en los pacientes el Cannabidiol, también conocido como CBD es un componente no psicoactivo del cannabis que le da el efecto sedante al "colocón"
Marihuanayı ilaç olarak kullanamayacağımız gibi bir şey söylenemez. ama bir bitki olarak, onun kalitesi, temizliği, gücü, güvenilirliği sebebiyle kontrol altına almak mümkün değil. Ve yine bu sebeple yeniden ilaç piyasasına girme şansı da çok az.
no digamos que no se puede usar el cannabis como medicamento pero como planta, su pureza, su calidad, su fuerza, su consistencia, es difícil de regular y por culpa de eso es muy poco probable que se vuelva a incluir en la farmacopéa
O bir bitki misali yatarken pek mutlu yaşıyor sayılmazsın.
No tienes una vida muy feliz que digamos... con él, allí acostado en estado vegetativo.
Tatlım, bana şu bitki karışımını verebilir misin?
Cariño, ¿ me pasas la mezcla de hierbas? - No importa.
Sadece çiftçilere yardım etmek oldu bitkileri bitki ne zaman biliyor musun?
¿ Era simplemente para ayudar a los agricultores saber cuándo sembrar sus cultivos?
1870'de, kafatasınin şeklinş değiştirme süreci Alman bitki bilimci olan Georg Schweinfurth kadar tarihlenmiştir.
En 1870, el proceso de deformación craneana fue fue narrado por el botánico y explorador alemán George Schweinfurth.
Bitki yetiştirme ampullerini beslemek epey enerji gerektirir.
Se necesita mucha energía para las lámparas de crecimiento.
Yaklaştığımız gezegen, bitki yaşamı yönünden zengin olmalı.
Este planeta al que nos estamos acercando debería ser rico en flora.
Ana kısmı bitki örtüsünden dışa doğru genişleyen devasa bir kök sistemi olmalı.
La mayor parte de esto tiene que ser como un enorme sistema de raíz Se extiende en la superficie de la flora,
Sence bu ne, bitki mi, hayvan mı?
¿ Y que piensas que es, planta, animal?
Bir bitki, öyle mi?
¿ Una planta?
Kurulun vaktini bir bitki için mi harcıyorsunuz?
¿ Estás desperdiciando el tiempo de la junta en una planta?
- Kurulun vaktini çok eski bir bitki için harcıyormuşsunuz.
Estás desperdiciando el tiempo de la junta en una planta muy vieja.
Bitki artıklarından yapılan doğal gübre.
Una forma de la naturaleza de mezclar todo.
Birazcık araştırma yapıp yerel bitki hakkında tonla şey öğrendim. Özellikle halka desenleri üzerine.
Sólo busqué un poco de información he aprendido un montón sobre la flora local especialmente sobre los patrones de los anillos
Bitki dehası.
Un dedo verde...
- Evet. - Öyle bir bitki görürsen mutlaka söyle.
- Así que si ve alguna, por favor me avisa.
17. yüzyılın ilaçlarının büyük kısmının bitkilerden geldiği düşünüldüğünde yeni bitki türleri bulmanın Sloane'un gündeminde büyük yer kaplaması şaşırtıcı değil.
Dado que la mayoría de las medicinas del siglo 17 provenían de plantas, no debe sorprender que encontrar nuevas especies fuera muy importante para Sloane.
Yanında getirdikleri arasında 800 çeşit bitki ve hayvan örneği yetişkin bir timsah ve çikolata içmek için tarif vardı.
Se llevó consigo unas 800 muestras de flora y fauna, un cocodrilo adulto y una receta para beber chocolate.
Burada binlerce obje var. Aşağı yukarı 14.000 adet bitki örneği var.
Hay muchos pero muchos miles de objetos alrededor de 14.000 de estas substancias vegetales.
Başta amacı bitki toplamaktı.
Originalmente vino a buscar plantas.
Bu UG99 denilen bir bitki hastalığı.
Esto es una plaga llamada ug99.
Belki ben burada Andy'ye eşlik ederken Sen ve Zane gevşemek için mutfakta bitki çayı içmelisiniz.
Tal vez tu y Zane deberían relajarse con un poco de té de hierbas en la cocina mientras yo acompaño a Andy aquí.
Bitki örtüsü ve doğa çalışmaları için ödenekler.
Vale la pena estudiar la fauna y la flora locales.
Yarın, sana öğütülmüş bitki yapraklarından tüm kötü hastalıkları etkisiz hale getirebileceğin bir çayın nasıl yapılacağını öğreteceğim.
que puede neutralizar todos los tipos Hex las enfermedades asociadas. En realidad es algo bastante interesante.
Yanlış kullanıldığında zararlı, yasaklanmış bir bitki olabilir ama nasıl kullanıldığını bilirsen insanlar üzerinde mücizeler yaratabilirsin.
En uso incorrecto, sí, pero las hierbas llamadas prohibidas pueden hacer maravillas en las personas cuando sabes lo que estás haciendo.
- Beş milyar yıl mı? - Öyle bir bitki mi var?
- ¿ Existe algo tan alucinante?
"Bitki örtüsünün korunması için jeosferdeki güvenliğin arttırılmasını öneririm." "Yazan : Pochi Rickman."
es necesario aumentar la seguridad de la geosfera y... altamente recomendado.
Cidden Zughaan mı yoksa benzer bir bitki mi merak ediyorum.
Me pregunto si es el verdadero Zughaan o solo una planta parecida.
Uzaylı bitki yaşamı... Devam edeyim mi?
Plantas alienígenas, ¿ Debo seguir?
Bitki değil Gibbs.
No es una planta, Gibbs.
Aslında tam şuradaki gibi bir bitki ile.
Bueno, con una... Una planta como esta de aquí.
Bir bitki mi?
¿ Una planta?
Sonsuz yaşam veren bir bitki mi?
¿ Es una planta que te da vida eterna?
Benden çalınan kutuda aynen böyle bir bitki vardı. Tıpkı zırhın üzerindekine benziyordu.
Había una planta como esa en la caja que me robaron ; exactamente igual a la del escudo.
Şu halde, beynimizdeki reseptörler veya vücudumuzun her hangi bir yerindeki veya hayvanların vücudundaki reseptörler, boşuna bulunmuyor. Sadece o sebeptendir ki, bir yerlerde karşıIıklı etkileşebilen elementi içeren bir bitki var. Bu böyle çalışmıyor.
sólo porque haya una planta por ahí que produce un compuesto que actúa sobre ellos las cosas simplemente no funcionan así los receptores están presentes en nuestro cuerpo porque producimos el compuesto que activa esos receptores así que obviamente pensamos que debe haber compuestos endógenos que actúan en esos receptores