Br traduction Espagnol
1,317 traduction parallèle
Bacadaki duman mı?
[br] El fuego en la chimenea?
Dün gece yaşlı çingeneyle meydanda kafayı çekti.
El se emborrachó anoche en la plaza [br] con la vieja gitana
Ne dediğini anlamadık. Kocaman dişleri vardı!
No le entendimos. [br] Tenìa dientes enormes!
Neden delinin tekini tutalım ki?
[br] Porquè aguantar a un loco?
Yatak için teşekkürler... ev için... dün gece. Teşekkür ederim. Harikaydı.
Gracias por la cama... la casa... anoche.Gracias. [br] Fue grandioso.
- Uzaklardan geliyorum.
[br] - Soy de muy lejos.
Onu burada bulabileceğimi söyledin. Şarkıcı.
Ud dijo que lo encontraría aquí. [br] Un cantante.
Dün gece sana dinletmiştim.
[br] La toque para Ud anoche.
İçeri gelin, çalgıcılarım.
[br] Vengan, mis músicos.
Migren... İçemem.
Migraña... [br] Yo no puedo.
Oraya kocamla gitmiştim. Belçikalılar canıma yetti!
Yo fui alla con mi esposo. [br] Lo hemos hecho con los Belgas!
Kaybol yoksa annene küfrederim seni de döverim!
Pièrdete, o insultarè a tu madre [br] y te golpearé!
Bu şekilde tut.
[br] Sostenlo así.
Kafan şişsin e mi, kamışın kurusun!
Tu cabeza se entumezca [br] y se encoja tu pene!
Sana kafa atacağım!
[br] Te reventarè la cabeza!
Çok hoş!
[br] Eso es agradable!
Sadece biriyle ne yapmamı istiyorsun?
Que quieres que haga [br] con uno solo?
Evet, oraya gidiyoruz!
[br] Si, Alli es donde vamos!
Rumence konuşamıyor, sadece çingence.
No habla Rumano, [br] solo gitano.
- Hastaneye götürsenize.
- Lo lleve al hospital. [br]
Rumence konuşamıyor. Sadece çingence biliyor.
El no habla Romanian. [br] Solo habla gitano!
Tanrı sana sağlık ve şans versin oğlum!
Dios te de salud [br] y buena suerte hijo mìo!
Fransızlar ve çingeneler mükemmel bir uyum içinde yaşarlar.
Franceses y gitanos [br] viven en perfecta armonía
Tekerlekli evleriyle istedikleri gibi seyahat ederler.
Viajan todo lo que quieren [br] en sus casas rodantes
Herkes onları sever, çünkü yeryüzünde, hiçkimse işini onlar kadar iyi yapamaz!
Todos los aman, [br] porque en esta tierra, nadie trabaja tan bien como ellos!
Sen de oraya gitmelisin. Sen ve tüm ailen.
Deberìas ir alli. [br] Tu y toda tu familia.
Artık kimse onu istemiyor. Orospunun teki.
Nadie màs la quiere. [br] Es una ramera.
Yabancı, kadınlarımızı ve çocuklarımızı alacak!
El forastero tomará [br] nuestras mujeres e hijos!
Romanca ya da Rumence bilmiyor!
No habla Romanés [br] ni Rumano!
Tavuklarımızı çalacak!
[br] Va a robar nuestras gallinas!
- Kader onu bana yolladı!
[br] - La suerte me lo mandò!
Romanca öğrenmek için bizimle kalıyor!
Vino a quedarse con nosotros [br] a estudiarRomanés!
" Kardeşim Radu'dan haber almak beni çok sevindirdi.
" Me alegro de tener noticias [br] de mi hermano, Radu.
" Hakim 6 ay içinde çıkacağımı söyledi.
" El juez dijo que saldré [br] en seis meses.
Çünkü biz Romanlar için adalet yoktur.
Porque para nosotros Roms, [br] no hay justicia.
Tanrı size sağlık ve şans versin, kardeşlerim!
Dios les traiga [br] Salud y buena suerte hermanos!
Sadece bir parça altın, hepsi bu kadar.
Es un poquito de oro, [br] eso es todo.
Yiyecek birşeyler ve biraz para ver.
Algo para comer [br] y algo de dinero.
Bizim gibi müzisyenleri hiçbir yerde bulamazsın!
No encontrara músicos como nosotros [br] en ningùn lugar de la Tierra!
Bizimle kalıyor, ona Romanca öğretiyorum.
Se queda con nosotros [br] asì le enseño Romanés.
Seni kızımın düğününe davet ediyorum.
Me gustarìa invitarte [br] a la boda de mi hija.
Bak, yabancılar oğlumu nasıl katletti!
Mira como los gadjos [br] masacraron a mi hijo!
İçeri girmek için duvara delik açtılar.
Hicieron un boquete en la pared [br] para entrar.
Oğlum Adriani'yi aldılar, çünkü hırsız olduğunu düşündüler.
Atraparon a mi hijo, Adriani, [br] porque pensaron que era un ladròn.
Onu bir an önce hastaneye götürmelisin!
Debes llevarlo [br] al hospital immediatamente!
İşte doktorun verdiği bekaret raporu.
Aqui esta el certificado de virginidad [br] Hecho por el doctor.
Şaçmalamayı bırak. Geç kalacağız!
Paren la charla. [br] Vamos a llegar tarde!
Kızımı sana vermiyorum, o benim gözbebeğim, kanımın parçası!
NO te estoy dando a mi hija, La luz de mis ojos, [br] sangre de mi sangre!
Kısmetin açık olsun, damadım!
Dios te traiga buena suerte, [br] yerno!
- Burası benim yerim.
- Este es mi lugar. [br]
Ona Nora Luca adlı bir şarkıcıyı aradığımı söyle.
Dile que busco una cantante [br] llamada Nora Luca.