English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ C ] / Cadillac

Cadillac traduction Espagnol

1,195 traduction parallèle
Cadillac'ın anahtarını da.
Y también las llaves de mi Cadillac.
Cadillac'ın canı cehenneme!
¡ A la porra el Cadillac!
O Cadillac'ta, zeki birinin ipucu olarak kullanabileceği bir şey kalmış mıydı?
¿ Quedó algo en el auto que alguien inteligente pudiera utilizar como pista?
Cadillac'ı postanenin önüne park et.
Estaciona el Cadillac junto a la oficina de correos,
Cadillac'ım!
¡ Mi Cadillac!
Hepimiz Cadillac'a döneceğiz.
vamos al Cadillac.
Cadillac'lar, Buick'ler, Fisher şasileri GM marka kamyonlar, Chevrolet'ler, ve AC Bujileri üretirdik.
Fabricábamos carrocería para Cadillacs, Buicks y Fisher camiones GM, Chevrolets, y bujías AC.
- Altın Cadillac kokteyli mi?
- ¿ Un Cadillac Dorado?
- Bağıran Altın Cadillac.
- Un Cadillac Dorado Chillón.
- Siyah bir Kadillak.
- Es el Cadillac negro.
Adresin yanlış olduğunu nasıl anladın?
de un Cadillac negro al motel de Lazy Acres. Sólo trato de determinar como descubrió la dirección falsa.
Merak ediyorum, acaba Drake Goodman isimli birine 2PET764 plakalı siyah bir Cadillac Coupe DeVille kiraladınız mı?
Quisiera saber si han alquilado un Cadillac negro Coup Deville, Matrícula número 2 PET 764 a un hombre llamado Drake Goodman.
- Bu senin Cadillac'ın.
- Es tu Cadillac.
Roy Rogers'ın ve Yalnız Kovboy'un atları vardı, benim Caddy'm.
Roy Rogers tenía a Trigger, el Llanero Solitario, a Silver y yo, a mi Cadillac.
Cadillac'ımın içine kustu.
Me ha vomitado en el Cadillac.
Bir Cadillac istiyorsan, Detroit'e git.
Si quiere un Cadillac, vaya a Detroit.
Kadillağımla Fifth Avenue'den geçmiştim.
Desfilaba por la Quinta Avenida en un Cadillac descapotable.
Hatta o zamanlar senden kazandığım minivanı kullanıyordum, öyle değil mi?
Claro que yo todavía conducía aquel Cadillac que te gané, ¿ verdad?
- İstediğin şu Cadillac'ı getirdim. - İyi.
- Tengo el Cadillac que querías.
Yeni bir Lincoln mu alsam, yoksa yine bir Cadillac'ı mı denesem?
No sé si comprarme otro Lincoln o volver a probar un Cadillac.
Mavi'Golf Arabası'ndaki, şerefsiz, işte kardeşimi harcayan domuz o.
El tipo en el Cadillac azul, fue el cerdo que mató a mi hermano.
Reggie, Cadillac'la bir gezisi ister misin?
¿ Quieres que te lleve en el Cadillac?
Cadillac Allante sizin için iyi bir araba olabilir.
El Allante debería ser un buen auto para tí.
Kadınlar ve Cadillac'lar birbirinden ayrılmazlar
Bueno, las mujeres se llevan bien con los Cadillacs
Cadillac ister kadınlar erkekleri kim takar
Una mujer quiere un Cadillac, no un hombre
Çalıntı bir Cadillac'ın arka koltuğunda
En el asiento trasero de un Cadillac robado
- Bu bir tür Cadillac.
Es un tipo de Cadillac.
Bir Cadillac.
¿ Un Cadillac?
Evet, bir tür Cadillac.
Sí, es un tipo de Cadillac.
Bir piyango bileti alın. Belki bir Cadillac kazanırsınız.
Compren su boleto para el sorteo.
Kabadayılar arabalarını bırakırlardı ve Tuddy de park etmem için Cadillac'ların anahtarlarını bana fırlatırdı.
Cuando venían mafiosos, Tuddy me daba las llaves... y me dejaba aparcar sus Cadillacs.
İşte ben, bu küçük çocuk, daha direksiyondan önümü göremiyorken Cadillac'ları park ediyordum.
Aquí estoy, un chaval que ni siquiera ve por encima del volante, ¡ y aparcando Cadillacs!
İki gün geçmeden biriniz Caddy, diğeriniz de 20 bin dolarlık kürk alıyor.
Uno se compra un Cadillac y el otro un visón de 20.000 dólares.
Bir siyah, bir altın rengi cadillac.
Un Cadillac negro y oro.
Benimki, üstü açılır bir Cadillac.
El mío un Cadillac descapotable.
- Sana bir Cadillac alacağım.
- Te voy a comprar un Cadillac.
- Cadillac mı?
- ¿ Un Cadillac?
- Hep bir Cadillac istemişimdir.
- Siempre quise un Cadillac.
Chick'in kırmızı Cadillacıyla gezintiye çıkarız.
Vamos a viajar en el Cadillac rojo de Chick.
Bu Cadillac limuzin!
¡ Es una limousine Cadillac!
Cadillac kullandığını bilmiyordum, Walker. Evet.
No sabía que andabas en un Caddy, Walker.
Bir gün her iki ayağın için birer Cadillac alacağım, anne.
Un día te compraré un cadillac para cada pie, mamá.
Huzurlarınızda televizyon kumandalarının Cadillac'ı "Kanal Üstadı 2000".
les presento el Cadillac De los controles de televisión : El Channelmaster 2000.
O kocaman Cadillac'ınla ayaklarımın önünü süpürüp geçmiştin, Maurice.
Me cogiste en brazos y me metiste en tu gran Cadillac. ¡ Menudo día!
Ben kullanacağım. - Benim arabamı kullanamazsın!
- ¡ No vas a manejar mi Cadillac!
Senin gibi pisliğe batmış biri benim arabamı kullanamaz.
¡ No dejaré que una persona realmente estúpida maneje mi Cadillac! ¡ Adiós!
Hepinizin bildiği gibi, birincilik ödülü bir Cadillac Eldorado.
Como todos saben el primer lugar recibirá un Cadillac El Dorado.
- Tüm bu "10,000 satarsan, Cadillac kazanırsın ; kaybedersen, seni kovarız"?
- Si vendemos 10.000, un Cadillac, si perdemos, ¿ nos despiden?
Kadillak'a yürü.
Acérquese al Cadillac.
Kardeşim Cadillac kullanıyor.
Esos culos no caben en un Volkswagen.
Ofisteki "Gidin ve iş bitirin, ve Cadillac kazanın." diyen birkaç salak için. Neden gerisini veriyoruz?
¿ Por qué perdemos el resto?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]