English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ C ] / Cesur

Cesur traduction Espagnol

9,923 traduction parallèle
Kartelden ve adamlarımdan çalacak kadar cesur ve bu işten kurtulmayı başaracak kadar zeki bir kadın hafife alınmaması gereken bir güç takımımda kullanabileceğim birisi olduğunu gösteriyor.
Conmigo. Una mujer suficientemente audaz como para robarle al cártel y a mis hombres, y suficientemente inteligente como para salirse con la suya, te hace una fuerza con la que debe afrontarse. Alguien que pudiera usar en mi equipo.
Benim hatırım için cesur olmalısın.
Debes ser valiente, por mi bien.
Cesur bir adam olmasına rağmen bildikleri yüzünden tekrar saldırıya uğrayabilir.
Él podría ser atacado de nuevo pero parece no importarle.
- Cesur kızım benim.
Mi valiente pequeña.
Bu fırsatlar insanın ayağına her gün gelmez. Geldiklerinde, cesur olmalı riske girmeli ve imkanımız varken kullanmalıyız.
Y esas oportunidades no se dan todos los días así que cuando se dan, tenemos que ser valientes aferrar la oportunidad y aprovecharla mientras podemos.
Onları, bazıları bu görevde ölen cesur erkekler ve kadınlar devirdi.
Fueron abatidos por hombres y mujeres valientes, algunos de los cuales perdieron la vida en esta misión.
Utanma duygun yok, Kenna, bu da seni cesur yapıyor.
Careces de vergüenza, Kenna, lo cual te hace muy audaz.
Zarif, mütevazi, ama cesur...
Es elegante, discreto, valiente sin embargo...
Bahaneyle girmeyi henüz elemedik. Bu kadar cesur ve yetenekliyse ilk cinayeti olamaz.
Con esta combinación de valor y habilidad, no puede ser la primera vez que mata.
Çok cesur ve bir o kadar da korkak.
Tan valiente, y sin embargo tan temeroso.
Bu merkezin cesur bey ve bayanları tarafından.
Los valientes hombres y mujeres de esta fuerza policial.
Cesur olmak istiyorum.
No es eso.
Geminin asıl ekibinden olmayabilirsin ki teknik olarak ben de değilim ama kesinlikle bu gemideki en cesur insanlardan birisin. Şanslısın, ufaklık.
Sabes, quizás no seas una de la tripulación original, técnicamente yo tampoco lo soy, pero tú realmente eres una de las personas más valientes de esta nave.
Burada, Nova Scotia'da cesur insanlar var bir o kadar da aptallar.
Parece que hay almas valientes en Nueva Escocia, y también muchos idiotas.
Cesur çocuk.
Chico valiente.
Küstah ve cesur bir tümör.
Quiero decir, este tumor es valiente y descarado.
Çok cesur bir çocuksun sen!
¡ Eres un niño muy valiente!
Afganistan'daki en cesur ve en dürüst Rus muhabirlerden biri Artyom Borovik'ti.
Uno de los más valientes y honestos periodistas rusos en Afganistán fue Artyom Borovik.
Cesur olun.
Valor, hombres.
Cesur ve zeki biri olduğunuzu biliyordum ama olası bir hırsızı tek başınıza karşılayacak kadar cesur olduğunuzu tahmin etmiyordum.
Sabía que era fuerte e inteligente pero nunca sospeché cuán valiente... Enfrentarse a un potencial ladrón sola.
Başkan Park'ın cesur durmaya çalıştığını da söyleyebilirsin.
¿ Por qué no gritas solamente'¡ Anímese, Presidenta! "?
Bu sebeple sizlere, görev başındaki cesur ve kahramanca tutumunuzdan dolayı bir teşekkürü borç bilirim.
En este acto expreso mi agradecimiento por su actitud valerosa y heroica en el cumplimiento del deber.
Bu gemideki insanlar hayatımda tanıdığım en cesur ve en asil insanlar. Ancak maalesef bu insanların tedaviyi bizlere ulaştırma çabası korkularınızda var olan o insanlar tarafından sekteye uğratıldı.
Los hombres y mujeres en este barco son de los más valientes y nobles... que jamás he conocido, y es indignante... que su compromiso para traernos a todos nosotros la cura... haya sido socavado por aquellos que prosperan con su miedo.
Memphis Üniversitesinden birkaç cesur vatandaşımız ile irtibat kurduk.
Hemos hecho contacto con unos pocos ciudadanos valientes... en la universidad de Memphis.
Cesur albayımız Alamo'ya doğru giderken aralarındaki iki yük arabası parçalanınca yolunu değiştirip Goliad Kalesi'ne dönmeye karar vermiş.
Nuestro valeroso coronel iba de camino a El Álamo cuando dos vagones chocaron entre ellos. Así que decidió cambiar el rumbo y regresar a Goliad.
- "Cesur" gayet iyi uyar.
¿ cuál es la forma elegante de decir cojones?
- Cesur, evet.
Supongo que "valor" es bastante buena.
Benim cesur askerlerim...
Mis valientes...
Biliyorsun ki Boğa ringe hayatta kalmak için.. Son derece cesur olmalıdır.
Sabes que el único momento en el que el toro sobrevive en la arena... es cuando ha sido extremadamente valiente.
Çok cesur birisin.
Tú eres extremadamente valiente.
Onun kadar cesur ve dürüst bir insan yoktur.
El hombre más valeroso y honesto que haya vivido.
Bu inek acayip cesur.
Esta es una vaca notablemente brava.
Archie'nin ne kadar cesur olduğuna inanamamıştım.
No me podía creer lo valiente que era Archie.
Cesur olmak hiç korkmamak değildir.
Ser valiente no es no tener miedo.
- Cesur bir hamle.
- Un movimiento audaz.
Evet, bu cesur, kaslı, sağlıklı kovboyla kim iyi anlaşmaz ki?
Claro que sí, ¿ quién no iba a llevarse bien con este machote valiente y en buena forma?
Ne kadar zeki ve cesur birisiniz.
Es un hombre tan valiente e inteligente.
Davayı kişiselleştirmesiyle ilgili cesur yorumundan bahsetmiyorum bile.
Eso sin mencionar tu valiente sugerencia... de que puede que esté demasiado implicado.
Sadık olduğunu senden cesur mücahitin olmadığını.
Que eres leal, que no hay Muyahidín más valiente que tú.
Cesur dostum Lucien benden zaman zaman bir şiir ya da resim ister.
El bueno de Lucien me encarga un poema o un diseño de vez en cuando.
Bence çok cesur bir kadınsın.
Yo encuentro que eres muy valiente.
O cesur bir kız.
Ella es una chica valiente.
Dünyaya fazladan iki top dondurma değil, cesur bir ikinci dönem vaadetmiştiniz.
Prometió al mundo un segundo mandato audaz, no dos cucharadas más de vainilla.
O kadar da cesur değilim.
No soy tan valiente.
- Cidden. Belki cesur olmayı denemelisin.
Intenta hacerte hombre.
Cesur ol biraz evlat, ve ilerlemeye devam et.
Ahora alcanza un par, hijo, y Oscar Mike ahora!
Bilge, cesur ve iyi Judson.
El sabio y valiente y atento Judson.
Bunu onaylamıyorsun biliyorum ama bence o cesur bir kız.
Sé que no concuerdas con eso, pero... creo que es valiente.
Süt çocuklarının dünyasında sen bir cesur yüreksin Ezekiel.
Eres un pirata aventurero, Ezekiel, en un mundo de contadores.
İki albay nehrin üzerinde yüzen cesetlere bakarken içlerinden biri "Onlar gördüğüm en cesur adamlardı" der.
Estos dos coroneles miraban los cuerpos flotando en el río, y uno de ellos dijo "esos son los hombres más valientes que he visto."
Gerçekten cesur davrandı.
¡ Hazlo! Eso fue en verdad... valiente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]