Cesur adam traduction Espagnol
475 traduction parallèle
Tepe'nin menzilinde mühimmat depolamış. En cesur adamını, François Laurin'i bu gece keşif görevine gönder. "
Envíe a sus hombres más valientes, François Laurin, a una misión de reconocimiento ésta misma noche.
Cesur adam.
Un valiente.
- Cesur adam
- Hombre valiente.
Kısa süre sonra, o da kendini toparladı... ve keyfi yerine geldi, tabii yaşadığı dehşeti unutsun... ve onu kurtaran cesur adamı düşünmeye başlasın diye... ona bir sürü şey anlatmıştım.
Ella se recuperó en poco tiempo... y se fue animando gracias a lo que le iba diciendo, para que olvidara el susto y para hacerle pensar... en el valor del hombre que la había salvado.
Üç cesur adamım ölmemiş, ikisi de yaralanmamış olurdu.
Habría evitado la muerte de tres valientes y dos heridos.
Korkak adam öpücükleriyle, cesur adam kılıcıyla yapar.
El cobarde lo hace con un beso, el valiente con una espada.
Peki, efendim, hayatım boyunca bu kadar gözü kara, cesur adam görmedim.
Bueno, señor, nunca había visto a alguien más obstinado y molesto en mi vida.
Bayanlar ve baylar, az önce üç adet son derece müthiş ve son derece cesur adamın hikayesini dinledik.
Acaban de escuchar la historia... de tres hombres audaces y valientes.
Bunu herkese anlatacağım bu kovaladığım... en cesur adam Comanche Todd'dur.
Le diré a todo el mundo que Comanche Todd era el hombre más valiente que he colgado.
Şimdiye kadar gördüğüm en cesur adam.
El hombre más valiente que he visto.
Tüm Sicilya'daki en cesur adam olmakla övünürsün ya!
¿ Tú no presumes de ser el hombre más valiente de toda Sicilia?
Buraya üç oğlumu ayakta duramayacak hale gelinceye kadar döven 20 cesur adamını şikayet etmek için gelmedim.
No he venido para quejarme de 20 de tus valientes hombres que pegaron a tres de mis chicos hasta que no se tenían en pie. Puede que se lo mereciesen. De todos modos, son mayorcitos y saben aguantar una paliza.
Bugün çok, cesur adam öldürdük.
Hoy matamos a muchos hombres valientes.
Ama tanıdığım en cesur adam Tom'du.
Pero creo que tal vez Tom fuese el más valiente que he conocido.
Dünyadaki insanlara, gaddarlara itaat etmemek için birkaç cesur adamın neler başarabileceğine dair bir örnekti.
Fue un ejemplo para la gente libre de todo el mundo de lo que unos pocos hombres pueden conseguir cuando se niegan a someterse.
Acem kılıçlı adam, Belshazzar'ın sadık muhafızı, güçlü ve cesur biri.
El hombre de las dos espadas, el leal guardián de Belshazzar, un hombre poderoso de gran valor.
Şimdi cesur olmalısın küçük adam... Aynen babanın istediği gibi.
Tienes que ser fuerte, chiquillo... como tu padre quería que fueras.
Cesur bir adamı seviyorum!
¡ Adoro a los hombres valientes!
Senin gibi cesur bir adam istediği her şeyi kolayca elde edebilir.
Un tipo con tu coraje merece tener suerte.
Böyle cesur bir adamın neden süslenmediğini anlamış değilim.
No puedo entender cómo un hombre tan valiente no ha sido condecorado.
Çok cesur bir adam olmalı.
Éste es el tambor mayor.
Cesur bir adam olduğunu duydum. Bu seni şaşırttı mı?
- Me han dicho que eres muy valiente... ¿ Te sorprende?
Her adam, cesur bir savaş atına biniyor... ve guru'su için öldürmeye hazır.
Cada hombre monta un bravo corcel... y está ansioso por matar en nombre de su guru.
Raynald'ın küçük, cesur bir adam olmadığını söyleyemezsiniz.
No puede decir que Raynald no es un hombrecito valiente.
Bayan Crosbie bir adam öldürdü, evet ama her cesur ve kendine saygısı olan kadının, aynı şeyi yapmak için bir an bile tereddüt etmeyecek olduğu koşullar altında.
La Sra. Crosbie mató a un hombre, sí pero bajo circunstancias en las que ninguna mujer valiente y orgullosa habría dudado un instante en hacer lo mismo.
Haber yaparken ölümüne cesur olan bir adam.
El hombre que arriesga su vida para hacer un reportaje.
Bildiğiniz gibi, cesur bir adam değilim.
Como usted sabe, no soy un hombre valiente.
Ona babasının çok cesur bir adam olduğunu söyle.
Dile que su padre fue un hombre muy valiente.
Cesur bir adam değildi..
No era un hombre valiente.
Büyüyüp vaftiz babaları gibi kibar, cesur bir adam olduğunda ona annesinden söz edin. Yaşamayı çok isterdi deyin. Oğlum için yaşamayı.
Y cuando él sea muy valiente... como sus padrinos... ustedes le contarán sobre su madre... que quiso siempre vivir... por él.
Ve eğer genç bir adamın... genç bir kadınla konuşacak cesareti yoksa... Kızın babası albay olsa bile... Bence o zaman göründüğü kadar cesur değildir.
Si un joven no tiene agallas para hablar a una chica... aunque su padre sea coronel... no es tan valiente como lo cree.
Cesur ve dürüst bir adam.
Honrado y valiente.
Ehlikeyif demek? Ne cesur bir adam!
¡ Qué inconsciencia, qué heroísmo!
Onu hemen şimdi görebilirsin, cesur adam.
Puedes verlo ahora, valiente.
Kendisi cesur bir adam Juanito. Aynı senin gibi.
Es un hombre estupendo, igual que tú.
Annemle tanışmaya lâyık olup olmadığına emin değilim sinyorita çünkü cesur bir adamın nasıl olduğunu unutmuşsun. Ama Montalvo size gösterecek.
No sé si mereces que te presente a mi madre... porque ya has olvidado lo que es un hombre valiente... pero Montalvo te lo recordará.
Cesur bir adam, tahtı onu oturtmalısınız.
El hombre tiene coraje, debemos concederle eso.
Cesur bir adam olduğunu sanıyorsun.
Te crees un gran hombre.
Silah taşımayan bir adam için oldukça cesur laflar bunlar.
Hablas con mucha osadía para no llevar armas.
Kasabaya senin gibi cesur bir adam lazım, Katil.
El pueblo necesita un hombre con su coraje, Killer.
Adam çok cesur.
El hombre es valiente.
O sadece bir asker, ama iyi bir adam, cesur ve çok dürüst.
Sólo es un marine... pero es un hombre bueno, valiente y muy honesto.
- Çok cesur bir adam.
- Era un hombre valiente.
Cesur bir adam olduğuna şüphe yok.
Sin dudas un hombre valiente.
Cesur bir adam.
Demostró valor.
O cesur bir adam.
Es un hombre valiente.
Babamız iyi biri, nazik ve cesur bir adam.
¡ Nuestro papá es bueno, inteligente y bondadoso!
- Ama cesur bir adam.
- Es un hombre valiente.
Cesur adam.
Un hombre férreo.
Sheriff, senin kadar büyük bir yalancı, ya da cesur bir adam hiç görmedim.
Sheriff... ¿ o usted es el mentiroso que he visto... o el hombre más valiente.?
Büyük bir hayranlık ve gururla 25, 24, cesur, korkusuz ve kendini doğruluk ve adalet davasına adamış savaşçılara bakmaktayım.
Os contemplo con orgullo y admiración, 25, 24 valientes, bravos... valerosos guerreros dedicados a la defensa del bien y la verdad.
adam deli 37
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adam ölmüş 24
adamı rahat bırak 23
adam değil 16
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27
cesur 75
cesur ol 110
cesursun 25
adam ölmüş 24
adamı rahat bırak 23
adam değil 16
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27
cesur 75
cesur ol 110
cesursun 25