Cuma akşamı traduction Espagnol
878 traduction parallèle
Önümüzdeki cuma akşamı... saat 8'de Oliver Jordan'larda yemek.
El próximo viernes por la tarde, en casa de los Oliver Jordan, cena a las 8 : 00.
Önümüzdeki cuma akşamı bizi yemeğe çağırdılar. Yeni beyaz kürklü, gümüş rengi elbisemi giyeceğim.
Estamos invitados a cenar allí el próximo viernes, y voy a llevar mi nuevo vestido con el zorro blanco.
Frank Conner'lar cuma akşamı bir parti veriyor.
Los Conner dan una fiesta el viernes.
Size Cuma akşamı ona göz kulak olmanızı söylemiştim.
El viernes les dije que cuidasen a la señorita.
Son altı aydır, her cuma akşamı, istiridye sipariş ediyorlar.
Todos los viernes, desde hace 6 meses piden ostras.
- Cuma akşamı sen buradan ayrılmadan önce de var mıydı?
¿ Estaba aquí el viernes, antes de marcharse?
Ve unutmayın, Cuma akşamı, güreş akşamı.
Y no olviden, el viernes es noche de lucha libre.
Cuma akşamı diye sana güzel şeyler hazırladım.
Te preparé algo bueno, por ser viernes a la noche.
Ne güzel bir cuma akşamı!
Qué lindo viernes por la noche.
- Cuma akşamı yemeğe gel.
- Ven a cenar el viernes.
Sophie'yle Oscar cuma akşamı parti veriyor. Gitmek ister misin?
Sophie y Oscar han preparado algo para el viernes, ¿ quieres ir?
Teyzemle her Cuma akşamı.
Todos los viernes a la noche con mi tía.
- Yemek yapmayı öğrenmen gerek ev işi yapmayı ve her cuma akşamı annemin evinde akşam yemeğine gideceğiz.
- Tienes que aprender a cocinar llevar la casa e ir a casa de mi madre a cenar los viernes.
Cuma akşamı yemeğe çıkalım.
Bien. Entonces, el viernes cenaremos juntos.
Bugün cuma akşamı, Bir top al.
Es viernes por la noche, pasala bien.
- Polisler gelmeden demek. - Cuma akşamı sen buradan ayrılmadan önce de var mıydı?
Antes de que viniera la policía. ¿ No estaba aquí el viernes antes de marcharse?
Cuma akşamı vurulmuş olmalı insanların dağıldığı, curcunalı telaşta.
Sólo pudo suceder durante el barullo del viernes. A la hora de salida, dejé a Isabelle en un bar.
Barmen Ross, Stella'yla Doreen'i cuma akşamından beri görmemiş Barney Benesch'le bir partiye gideceklerini işitmiş bir yerden.
Ross, el camarero, no las ve desde el viernes por la noche, pero oyó que iban a ir con Barney Benesch a una fiesta.
Eşiniz ve siz, Cuma akşamı yemeği bizimle yer misiniz?
¿ Querrían venir a cenar su esposa y usted?
Cuma akşamı yemeğe gel.
¿ Por qué no venís a cenar el domingo?
Bu yüzden cuma akşamı çünkü çamaşırhanede olacaksın ve gardiyanların iç çamaşırlarını çalacaksın.
Por eso será el viernes, porque estarás en la lavandería, Robarás ropa interior de los carceleros.
Bildiğiniz gibi, geçen cuma akşamı bina bir patlamayla yerle bir olmuştu.
Como saben, el edificio quedó completamente destruido por una explosión ocurrida el viernes por la noche.
Size aptalca şeyler anlatıp nutuk çekecek değilim... ama size şunu söylüyorum, Tanrı'nın küçük yeşil elmaları yaptığı... kadar eminim ki eğer gelecek Cuma akşamı... eğer umursamazsanız kaybedeceksiniz.
No seré sensiblero con vosotros ni haré un gran discurso, ni nada de eso... pero os diré que, tan seguro como que Dios hizo manzanitas verdes... si juegáis así el próximo viernes por la noche... vais a perder, si no tenéis cuidado.
Böylece itfaiye nihayet cuma akşamı geldi.
Y, al final, los bomberos fueron el viernes.
Bu evden geçen cuma akşamı geç saatte ayrıldı ve o günden beri de kendisini gören olmadı.
Salió de su casa el pasado viernes por la tarde, y no se le ha vuelto a ver.
Cuma akşamı, 18.30 gibi gel.
Venga el viernes a las 6 y media.
- Cuma akşamı bizle yemektesin.
- Cenarás con nosotros el viernes. - Bien.
Cuma akşamı mallarla burada ol.
Ven aquí el viernes a la noche con todo.
Cuma akşamı. Bu gün kutsal gün.
Shabbas. ¿ Sabes dónde tenía que estar?
Cuma akşamı nerede olmam gerektiğini biliyor musun?
En el templo.
Belediye binasında, Cuma akşamı.
Venid a la fiesta de la amistad ruso-americana.
Cuma akşamı, siz de katılın.
¡ Venid a la fiesta del viernes por la noche!
Amerikan-Sovyet dostluk gecesi, Cuma akşamı.
¡ Venid a la fiesta del viernes por la noche!
Rahibin bir cuma akşamı yiyeceği tek et, rahibe etidir.
"El único tipo de carne que un padre come un viernes es una monja". ¡ Adentro!
Cuma akşamı mı?
¿ Viernes a la noche?
Cuma akşamı bak, kesin yay gibi fırlar bir yerden.
Ya aparecerá. Verás como el viernes aparece como un muñeco de resorte.
Cuma akşamı boş musunuz?
¿ Ocupada el viernes?
Her Cuma akşamı nasıl olur?
¿ Qué tal cada viernes por la noche?
Cuma akşamı gideriz.
Podríamos ir el viernes.
Cuma gecesi akşam yemeği için sen ve Dr Halden bana gelebilir misiniz?
¿ Pueden Usted y el Dr. Holden... venir a cenar el viernes y pasar el fin de semana?
"Akşam 8 : 00, Cuma." Bu akşam.
"A las 8 : 00 p.m. El viernes." Es esta noche.
"Cuma gecesi, Laura'nın benimle bir akşam yemeği randevusu vardı..." "... yemekten sonra da, görünüşe göre şehir dışına çıkacaktı. "
" El viernes por la noche, Laura se había citado conmigo para cenar tras lo cual iba a irse de la ciudad.
Cuma akşamına işimiz biter.
- ¿ Y se acabó?
"Cuma gecesi, Laura'nın benimle bir akşam yemeği randevusu vardı..." "... yemekten sonra da, görünüşe göre şehir dışına çıkacaktı. "
"La noche del viernes, Laura estaba citada conmigo para cenar después de lo cual ella iba a abandonar la ciudad".
Ayrıca Kutsal Cuma'nın akşam duaları için Passion müziği, zaman zaman Kyrie ( dua ), Gloria ( şükran duası ) ve Sanctus ( ilahi ), ve Noel için Latin Magnificat çalınırdı.
Además, debía proporcionar la música de la Pasión para las Vísperas en Viernes Santo. Finalmente el Kirie y el Gloria, y el Sanctus, eran a veces ejecutados en música, y también el Magníficat latino para Navidad.
Ve üç hafta sonra Leipzig'de St. Thomas'da evangelist Matthew'dan sonra, Kutsal Cuma boyunca Akşam Dualarında, Passion müziğini çaldı.
Y tres semanas más tarde dirigió en Leipzig, por primera vez, su núsica para la Pasión según el evangelista Mateo, durante las Visperas del Viernes Santo en Santo Tomás.
Cuma günü Babamı,'Bankacıların akşam yemeğinde'konuşurken düşünüyorum.
- "PS : .Recuerdo a papá, el discurso que me daba antes de cada comida" / / Si...
Bizim için sabbat, cuma günü akşamı başlar.
El Shabat comienza el viernes cuando cae la noche.
Ransdorplu Stoffels'in kızı Cornelia... #... 30 Ekim 1654 Cuma akşamı... #...
este viernes 30 de octubre de 1654.
Perşembe ve Cuma, akşam ; dörtten beşe kadar...
Jueves y viernes, de 4 : 00 a 5 : 00- -
Bu akşam Cuma.
Es viernes por la noche.