English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ E ] / Emın

Emın traduction Espagnol

585 traduction parallèle
Em güven bana, aynısını başkaları denedi.
Em, créeme, alguien ya lo intentó.
Em, şuna bakar mısın?
"QUE EL MAR LO TRANSFORME TODO EN ALGO RICO Y NUEVO"
Em onu niye aldın? Herkes seni turist zannedecek.
Yo que tú no llevaría esto.
Sımsıkı tutar kısmını daha parlak harflerle bassınlar.
Usa un color brillante para "Hold'Em Up".
Yayınımıza beş dakika ara verip, sonrasında genel talimatları okuyacağız.
Cortaremos la em ¡ s ¡ ón 5 m ¡ nutos. Luego leeremos las ¡ nstrucc ¡ ones.
Cadının şatosuna hapsoldum. Eve, size gelmeye çalışıyorum Em teyze!
Soy prisionera de una bruja pero yo quiero ir a casa contigo, tía Em.
Binbaşımın em eri bunlardan biriydi.
El ordenanza fue sacerdote.
Şu şekeri em de kocan içki kokusu almasın.
Chupa este caramelo para que no huela la ginebra.
- Onlara dikkat et, fırsatını bulurlarsa bizi kazıklarlar.
- Mira em, nos van a engañar si pueden
- Nereden buldun onları? - Gardiyanların birinden.
Donde d'que usted get'em?
Senin için herşey yeniden başlarsa..... ve seni incitmeyen başka şeyleri hatırlayamaz mısın?
Parte de ti quiere em pezar una nueva vida, y otra siempre está recordando, y te destroza.
Lağımın tepesine yüzüyor gibi.
parece que está flotando em la tapa de la alcantarilla.
Beyler, em, görüyorsunuz, Sir Roger'ın yerleştirileceği yer burası.
Caballeros aquí colocaremos a Sir Roger.
Şey, Bay Durk, sen üçüncü ya da dördüncü sınıftayken, ön sırada kızıl saçlı güzel bir kız vardı ve sen onun dikkatini çekemiyordun, em...
Sr. Durk, cuando estaba en tercer o cuarto año de primaria y no lograba captar la atención de una niña bonita...
Bakın, em, Bay Greenleaf'a bir dizi sayfaları götürdüm.
Mire, sí le di una copia al Sr. Greenleaf.
Bu çarpıcı kayıt bir adamın çıldırışının klasik bir örneğidir.
Este filme enseña un caso clásico em que la mente un hombre un día, de pronto pasó fuera de su control.
Em teyze, lütfen, başka çöpçatanlık olmasın.
Tía Em, por favor, no seas celestina.
em, bir şeye ihticacın olursa, beklemede olacağım, efendim.
- Estaré aquí por si me necesita, señor.
Hatırladın mı Em?
Te acuerdas, Em?
General Barnicke'nin senden istediği EM-50'ye koyacağı yenilerden birinci sınıf bir takım.
Lo que quiere el general Barnicke de usted... es que le mande el mejor pelotón de nuevos reclutas para el E.M.50.
Bunlar İtalya'daki EM-50 projemde çalışmasını istediğim askerlerin ta kendisi.
Estos son los fuera de serie... que busco para mi proyecto E.M.50 de Italia.
Gus o adam. Başın derde girer, onları Gus'a iletirsin, o seni düzeltir, aydınlatır.
Tienes problemas, tomar'em a Gus, te endereza.
Ortalama bir balinanın bağırsaklarını çıkarıp, onları gerersen, üç mil ya olur ya olmaz.
Se toma el promedio de ballena intestinos y el tramo'em hacia fuera, usted está buscando a tres millas y cambiar.
Yaklaşık 50-60 kişiler ve bazılarının silahları var.
- Hay unos 50 o 60 of'em allí y algunos of'em tiene armas.
Benim şeye ihtiyacım ahh--- - ekmek kutusundan daha büyük bir şeye mi ihtiyacın var?
Necesito, em... ¿ Algo más grande que una caja de pan?
Korkunç kadın... Em, Lord hazretleriyle randevumuz bugün öğle saatinde.
Terrible mujer.. tienes cita con su señoría al mediodía.
Polk'layın onları, haklayın onları.
¡ Poke'em adentro, ¡ Poke'em afuera
Çok yalvarırlarsa şutlayın şunları
Poke'em, poke'em ¡ En el hocico! Eeny, meeny, miney, mo!
- Parmağını em.
- Chúpate el dedo.
Parmağını em.
Chúpate el dedo.
Dedim ki : "Emily, yılın bu zamanlarında maytap patlatılmaz."
Dije : "Em, no hay petardos en esta época del año".
Piyanoların klavyesini düşün. Sadece 88 tuş var ama yine de yüzlerce yeni melodi, yeni ezgi ve armoniler ortaya çıkıyor. Dorset'teki yüzlerce farklı klavyeden hem de.
Imagine un teclado de piano, em, 88 teclas, solamente 88, y sin embargo, y sin embargo, cientos de nuevas melodías, nuevos tonos, nuevas armonías se han estado componiendo en cientos de teclados diferentes todos los días en Dorset solamente.
Dil, tanrının nefesidir.
Em, el lenguaje es la respiración de Dios.
Son yazdığım romanın adı Nefret Hükümdarı.
Em, bueno, la novela que acabo de terminar se titula El emperador del asco.
- Çünkü ben... Arabayı park ederken kazara birinin yan aynasını kırdım. ve parasını kendim ödemek istedim.
Em... porque, yo, em... accidentalmente golpeé el lado del espejo de alguien cuando estaba aparcando la furgo y quería pagar yo por ello.
Aynı zamanda fazer frekanslarını da yüksek EM bandına ayarlıyoruz. Altuzay alanlarını bozmaya çalışacağız.
Sintonizaremos los phasers para detener su campo subespacial.
Hareket ederken kalkanların akımlarını yüksek EM bandına ayarlamayı öneriyorum.
Recomiendo que se ajusten los escudos a la frecuencia más alta posible.
tamamladığını hakem onayladı. Gowron, M'Rel'in oğlu, hakt'em.
El árbitro ha decidido que tienes legítimo derecho a la sucesión.
"Güzel ve Çabuk", "Em Beni", "Göt" ten Cumartesi günü etüde kalmalarını istiyorum.
"Cucu", "Chupaev", "Ricoyrápido" se quedan castigados.
Efendim, bu ayın EM-alan özelliklerini göz önüne aldığımızda güney kutup bölgesinden başlayan bir arama modeli öneriyorum.
Señor, observando los campos EM de esta luna, recomiendo una pauta de búsqueda comenzando por la región del polo.
Em Şeytan'ın sikini.
¡ Chúpale la pija a Satanás!
Em Şeytan'ın sikini.
Chúpenle la pija a Satanás.
Em Şeytan'ın sikini.
"¡ Chúpale la pija a Satanás!"
- Tahrif dalgası. - Kesinlikle Kaptan. Eğer yansıtıcı kalkanımızın fazını tahrif dalgasının EM değişimine eşlersek bir sonraki çarptığında, bizi beraberinde sürükleyecektir.
- Precisamente. la próxima nos arrastrará.
EM radyasyonunu altuzay alanlarını, ve termal protonları denedik, ama hiç bir şey yok.
Hemos probado radiación EM, campos subespaciales, protones térmicos, no funciona nada.
Abu'yla konuşmalısın. Maymunla.
Tu sabes, deberías hablarle a... em... ¡ El mono!
Em-Ay-En-Ci mi, yoksa Em-Ey-İgrek mı?
¿ M-I-N-G o M-A-Y?
Em halaya söyle bağıran yaşlıyı bıraksın.
Dile a la Tía Em que suelte a Old Yeller.
- Saçın güzel olmuş Em.
Lindo cabello, Em.
Bunu yapamazsın.
Em... bien.. No puedes hacer eso.
Sheridan'ın birliğe destek olabileceği söylenmişti bana.
Em informaron que Sheridan apoyaría al Cuerpo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]