Endişelenecek hiçbir şey yok traduction Espagnol
89 traduction parallèle
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No tiene de qué preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok Velma.
No hay de qué preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No hay por qué preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No hay que preocuparse.
Harcayacak bir sürü paramız var ve endişelenecek hiçbir şey yok.
Tenemos mucho dinero para gastar y ninguna preocupación.
Doğruyu söylediğin sürece, endişelenecek hiçbir şey yok!
Si me dijiste la verdad, no hay absolutamente nada de qué preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No tienes por qué preocuparte.
- Endişelenecek hiçbir şey yok, tamam mı?
- No hay por qué preocuparse, ¿ estamos?
Y-yapamazsınız... Moa, endişelenecek hiçbir şey yok.
Señor, tengo miedo.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Te lo prometo. Nada de qué preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No hay nada de qué preocuparse.
Hatırla, endişelenecek hiçbir şey yok. Tamam mı?
Recuerda, no hay nada de qué preocuparse. ¿ De acuerdo?
Sana söyledim, endişelenecek hiçbir şey yok.
Te dije, no hay nada de qué preocuparse.
Weebo, endişelenecek hiçbir şey yok.
Nada de que preocuparse -.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Nada de qué preocuparte.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Nada de qué preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No hay de qué preocuparse.
Benimle gelin, endişelenecek hiçbir şey yok.
Venga conmigo, nada grave.
Yani endişelenecek hiçbir şey yok.
Así que no hay nada por qué preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No tienes de que prepocuparte.
Seni bırakıp bir rock konseri turnesine çıkıyor. Endişelenecek hiçbir şey yok.
Tan sólo se va de gira rockera, no hay nada de qué preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
Absolutamente. No tiene nada de qué preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok... dexter için.
No tienes de qué preocuparte... con Dexter, quiero decir.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No tienes nada de qué preocuparte.
Karakoldayım ve bir elbise giyiyorum... ama endişelenecek hiçbir şey yok.
Está en una comisaria de policia y está usando un vestido... pero no hay nada de lo que preocuparse.
- Endişelenecek hiçbir şey yok.
- No tenes porque estar preocupada
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No tienes que preocuparte por nada.
Sadece bir kaç sıyrık endişelenecek hiçbir şey yok.
Algunos cortes externos, nada de que preocuparse.
- Endişelenecek hiçbir şey yok.
- No hay motivo de preocupación.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No tiene de que preocuparse.
İnan bana, endişelenecek hiçbir şey yok.
Un número perfecto. Confía en mí, no tienes de qué preocuparte.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No tienes de qué preocuparte.
Kate, endişelenecek hiçbir şey yok.
Kate, no tienes nada de lo que preocuparte,
Anne, konumuz. Seks ve endişelenecek hiçbir şey yok.
Mamá, el tema es que... no hay sexo, ni nada de lo que preocuparse.
Hem endişelenecek hiçbir şey yok çünkü ben artık "Koothrapenny" nin esmer yarısıyım.
Además, ya no tienes por qué preocuparte, porque ahora soy la mitad morena de Koothrapenny.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No hay nada de lo que preocuparse.
Seni temin ederim, endişelenecek hiçbir şey yok.
Te lo aseguro, no tienes por qué preocuparte.
- Endişelenecek hiçbir şey yok demek?
Nada de qué preocuparse, ¿ no? No.
Bence endişelenecek hiçbir şey yok.
De verdad que no creo que haya algo por lo que preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No hay nada por lo que preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok güven bana.
No hay nada de qué preocuparse, confía en mí.
Endişelenecek hiçbir şey yok, hem de hiçbir şey.
- Papá.
- Endişelenecek hiçbir şey yok.
- No se preocupe.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No te preocupes.
Endiselenecek hiçbir sey yok.
No hay de qué preocuparse.
Endişelenecek... hiçbir şey yok.
Nada de qué preocuparte.
- Endişelenecek hiçbir şey yok.
No hay razón para preocuparse.
Endişelenecek hiçbir şey yok.
No hay nada de que preocuparse.
Dinle, bunu söylediğime üzgünüm ama Fisher'ın sakladığı hiçbir şey yok. Şimdi de sayende, endişelenecek hiçbir şeyi yok.
Escuche, lamento decirle que Fisher no tiene nada que ocultar y que ahora, gracias a usted, no tiene nada de qué preocuparse.
- Yaptığımız şeyin ortaya çıkmasını engellemek için ama gerçekten endişelenecek hiçbir şey yok. - Ne alâka?
¿ Y por qué?
Bu arada, kalp atisimda hafif bir sapma var, ama onun disinda, endiselenecek hicbir sey yok.
Hay una pequeña variación en mi ritmo cardíaco pero fuera de eso no hay de qué preocuparse.
hiçbir şey yok 457
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey yok mu 23
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey yok mu 23
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71