English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ G ] / Garip

Garip traduction Espagnol

40,488 traduction parallèle
Geçen gece çok garip oldu..
LO DE ANOCHE FUE MUY RARO.
Garip bir hafta oldu.
Ha sido una semana rara.
Dostlar, şu an garip bir durumla karşı karşıyayım.
Compañeros... estoy en una pequeña... situación tensa ahora mismo.
Burası çok garip.
Esto es extraño.
Bu sabah garip bir şey gördünüz mü Bay Brotzman?
Tú no... Has visto nada raro esta mañana. ¿ Verdad, Sr. Brotzman?
Bu çok garip bir davranış. - Evime zorla giremezsin.
Que cosa más rara.
Sakızı ağzımda garip çevirdim efendim.
El chicle se me ha hecho bola, señor.
Dilim garip döndü ve lafımı yanlış söyledim.
Se me ha hecho bola y me ha obligado a mover la lengua mal y a decir las cosas mal.
Garip. Hayır, hayır.
Raro.
- Ortaya çıkan garip kadın yenilmez biri çıktı. Yani, bir bakıma.
Resulta que esa extraña mujer es invencible.
Garip davranıyordu, ama onu gördüm.
Ella estaba actuando... extraño, pero la vi.
Patrick Spring'i onlar mı öldürdü bilmiyorum ama o garip adamlar çok tehlikeliler.
Y no sé si ellos mataron a Patrick Spring, pero esos sujetos raros son peligrosos.
Eninde sonunda, garip bir yolla öleceğimi biliyordum.
Sabía que moriría de alguna... alguna manera extraña, finalmente.
Tüm bu garip şeylerin olmasının sebebi o değil mi?
Quiero decir, ¿ él no es la razón por la que todas estas cosas raras están pasando?
- Hangi garip şeyler?
¿ Cosas raras? Todo.
Gerçekten çok garip davrandı.
Está siendo realmente raro.
- Garip birisin, değil mi?
Eres una persona rara, ¿ no?
Garip şekilde normal gibi yani.
Eres alguien raro-normal.
Garip ya da tuhaf değilim, öyle sansan bile. Kafan karışmış senin, sadece kafan karışmış.
No soy rara o extraña, y aunque pienses que lo soy, estás... estás confundida, estás muy confundida.
- Gordon, bu yer bir garip.
Gordon, este lugar es extraño.
- Garip şeyler.
Quiero decir, cosas extrañas.
- Evet, garip, ama tesadüf de olabilir.
Oh, eso. Sí, eso es raro, pero podría ser una coincidencia.
Ölü bir adamın gömdüğü garip şeyleri biraz daha mı kazmak istiyorsun?
¿ Quieres desenterrar alguna mierda rara más por un tío muerto?
Evren zaten garip, Todd.
El universo ya es raro, Todd.
- Farah, acayip garip.
Farah es super rara.
Onu orkestra yönetirken izlemek ve kemanımı elimde tutmamak garip olacak.
Va a ser raro verlo dirigir y no sostener mi violín.
Schubert'in garip bir etkisi var üzerimde.
Schubert tiene un efecto extraño en mí.
Tadı ise daha da garip.
Y el sabor es aún más raro.
Garip
Qué raro.
Sadece çok garip.
Es tan incómodo.
Sadece ona müvekkilim demenizi bir parça garip buldum.
Es que me llamó la atención que se refiera a ella como su clienta.
Bu çok garip çünkü içerdesin.
Qué raro, porque aquí estás.
Ölesiye korkan bir adamın sadece iki araç ve birkaç adamla gelmesi garip değil mi?
Estaba demasiado acojonado para llevarse solo dos coches y algún hombre.
Burada IKEA adında garip bir yapı market var...
Aquí tenemos una tienda rara e intimidadora llamada Ikea...
Bugün, burda bir hedefi vurmak istiyorlar. Sandstorm ipucunu böyle takip etmek sana da garip gelmiyor mu?
Quieren alcanzar un objetivo aquí, hoy. ¿ Esto no te parece raro?
- Garip hissediyorum.
Me siento extraño.
Bu garip işte.
Ahora, eso es interesante.
Bu konuda garip bir şekilde kızmış hissediyorum.
Me siento extrañamente enfadado por eso.
- Garip bir şekilde?
- ¿ Extrañamente?
Kısılıp kalmamızdan öte Garip bir şekilde sinirli hissediyorum.
Además de estar atrapado... Me siento extrañamente enfadado.
- Bu garip.
- Esto es raro.
Garip bir ortaklığımız oldu.
Interesante compañía hacemos.
Marslı olsam bu kadar garip bakmazlardı.
Bien podría haber sido de Marte.
Eğer Daxamlılar anlattığın kadar kötüyse bu adamın Başkan'ı öldürmek istemesi pek de garip değil, haksız mıyım?
Nada que pueda repetir en nuestro lenguaje. Entonces, si los daxamitas eran tan malos como dices que aparentemente eran, entonces no es sorpresa que este tipo quiera asesinar a la presidenta, ¿ o sí?
- İşin garip yanıysa, bunun olmasına sevindim.
Lo extraño es, que me alegro de que lo hiciera.
Garip bir durum ama aramızı açmasına izin veremeyiz, değil mi?
Es una situación rara, pero no puede interponerse entre nosotros, ¿ sí?
- İzinsiz girdiğim yerde olmak garip.
Es raro estar aquí luego de colarme.
O çok garip ve onu tanımıyorum.
Es súper raro, no lo conozco.
Eski eşimin etrafında olmak çok garip oldu, ve şu an nişanlı benim için bir sürü duygusallığı körüklüyor.
Ha sido raro volver y junto a mi ex-mujer, que ahora está comprometida, y eso ha despertado un monton de emociones en mí...
Ve otobüse binmek hakkında çok garip davramıyor, bu...
Y que está actuando todo raro acerca de tomar el bus, es como...
Garip bir his.
Era una sensación extraña.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]