Gerçekten hoş traduction Espagnol
1,321 traduction parallèle
- Avaradossi. - Gerçekten hoş. Şeytana ihanet edenlerce öldürülen, kötü eleman.
- A quien matan por traicionar... a un oficial muy, muy malo.
Gerçekten hoş.
Esto es muy lindo.
Gerçekten hoş.
Son realmente bonitos.
Bence bu gerçekten hoş.
Creo que este es muy bonito.
O gerçekten hoş ve mükemmel vücudu var.
Es muy bonita y tiene buen cuerpo
Gerçekten hoş.
Muy bonito.
Evet, gerçekten hoş kız.
Sí, es muy bonita.
Kendini belli etmen gerçekten hoş olabilirdi Joey.
Habría sido bueno que demostraras madurez.
Bu gerçekten hoş bir teselli.
Ésa es una opinión agradable.
Süveter içinde gerçekten hoş görünüyorsun.
- ¿ Sobre qué? - Los suéteres te quedan bien.
Tamam, güzel, Ray ama bu annem için gerçekten hoş bir şeydi.
Bien, Ray, de acuerdo. Sólo creí que era muy bueno para mi mamá y para ti también.
- Gerçekten hoş birisin. Ev arkadaşın olduğum için mutluyum.
Eres un chico tierno y soy feliz de ser tu compañera y tu amiga.
Orada gerçekten hoş bir ayakkabı mağazası vardı..
Ahí en esa calle hay una zapatería- -
Gerçekten hoş gözlerin var.
No deberías esconderlos al no ponerte maquillaje.
Florida'daki, ama burada kuzen aşkı gerçekten hoş karşılanmaz.
Florida. Pero aquí, el amor entre primos es muy mal visto.
Bak, Raymond, gerçekten hoş bir erkek gibi göründüğünü ve yeni tanıştığımız biliyorum.
Mira, tengo que ir a decirle algo a Darrell.
Çok tatlıydı. Gerçekten hoş bir çocuk, değil mi?
Qué dulce, Es un niño muy dulce, ¿ verdad?
Kulesi bize bir iyilik borçlu ve-bizi gerçekten hoş karşıl
La Torre Hancock nos debía un favor y nos atenderán muy bien.
Bak, sana Baker'i tanıtayım. Gerçekten hoş bir kamyon durağıdır.
Es un pequeño paradero para camiones... mi nombre es Randy y...
Gerçekten hoş olmalı.
Debe ser emocionante.
- Gerçekten hoş görünüyor.
- Igual se ve bonito.
- Gerçekten hoş bir isim.
- Es un lindo nombre. - Gracias.
Bir gün ünlü bir dublaj sanatçısı olunca, Gerçekten hoş birisiyle evleneceğim tamam mı?
Una vez que me convierta en una famosa actriz vocal... me casaré con alguien realmente especial, ¿ sí?
Bu gerçekten hoş.
Eso es muy lindo.
Gerçekten hoş gözlerin var, Newmar.
Tienes unos lindos ojos, Newmar.
Saçlarını kurdelalamış ve gerçekten hoş bir kıyafet giymişti.
Ella trenzó su cabello y llevó ese precioso vestido.
Ona gerçekten çok hoş olduğunu ve erkek arkadaşı olmak istediğini söyle.
Dile que pienso que es muy linda y que quiero ser su novio.
Latinlerle, Asyalılarla, yerel, Amerikalılarla, hatta yahudilerle birlikte olmak gerçekten daha hoş olurdu belkide.
Me hubiese gustado tener a un latino, a un indio, a un chino, hasta a un judío en el grupo.
Böyle gecelerde gerçekten çok hoş oluyor.
Eres tan buena conmigo y realmente no lo merezco. - Cállate.
Gerçekten... Hoş.
Es muy... interesante.
Üzerine tam oturmuştu. Gerçekten çok hoş bir resimdi.
Es una cosa realmente para ver.
Gerçekten de hoş çocuklar, değil mi?
¿ Tipos agradables, ah?
Bunu dört aydır yapıyorum. Ve diyebilirim ki ancak geçen ay gerçekten sahnede kendime güvenmeye başladım... hoş olmayan şeyler hissedip de
Lo hice cuatro meses... tuve, podría decir, el mes pasado... que realmente comencé... a sentirme cómodo en el escenario... sin tener malos presentimientos...
Sadece kendim olup birşey saklamamak ve onun da benden saklamadığını bilmek gerçekten çok hoş.
Es algo lindo no tener que esconder nada, ser yo misma saber que él no me esconde nada.
O gerçekten zeki, hoş, komik ve...
Ella es bella, tierna, divertida y...
Mary Ellen gerçekten akıllı, hoş ve sürtüktür.
Mary Ellen es muy bella, tierna y fácil.
Gerçekten hoş değilmiş. - Bence alınganlık ediyorsun.
Sí, eso no se ve bien.
Hoş bir hikaye, ama senin için gerçekten neden bu kadar önemli?
Bonita historia, pero ¿ por qué te importa tanto?
Bu çok hoş. Gerçekten.
Es muy amable, de verdad.
Bu gerçekten çok hoş ama işyerinden biriyle çıkmamak gibi bir kuralım var yani...
Es lindo de tu parte. Muy lindo. Pero es política mía, no salir con gente del trabajo.
Hey, Sevgilim, Gerçekten çok hoş, sevgilim, zaten burada biraz yiyeceğimiz var.
¿ Cómo pudo esta mujer tan linda ser la razón por la que murió un hombre?
şu anda seninle gerçekten hoş zaman geçirdiğimi biliyorsun, Raymond.
¡ So!
O kadar çok rüzgâr vardır ki, eğer rüzgarı kullanmayı öğrenemezseniz gerçekten çok mızmız bir sörfçü olursunuz ve bu burada çok hoş karşılanan bir şey değil.
Hay viento con tanta frecuencia que si no lo aprovechas... serás un surfista amargado... porque aquí las olas no son muy buenas muy seguido.
Gerçekten çok hoş. Bugünlerde biraz da olsa risk alabilecek birini bulmak hoş. Şapşal ya da farklı görünmek pahasına bile olsa.
Es asombroso, en verdad... encontrar a cualquier persona que se arriesgue en la actualidad... a lucir como un tonto o diferente o algo así.
Gerçekten de hiç hoş değil!
¡ Esto no puede ser!
Gerçekten mi? Zaman zaman egzotik birşeyler denemek hoş.
Bien, es bueno probar algo exótico... cada hora y entonces.
Evet, pek hoş gerçekten.
Sí, es una belleza.
Gerçekten çok hoş ve şık bir yer, ama oradan bri randevu almak mümkün değil.
Es muy fina y hermosa. Pero es imposible conseguir una cita.
Madonna gerçekten çok hoş.
Madonna es agradable.
Gerçekten çok hoş birisiniz... ama, şey, benim için çok büyüksünüz.
Porque si lo está haciendo, sólo quiero decirle que creo que es un tipo muy agradable... pero... yo no salgo con | hombres mayores.
Gerçekten çok hoş.
Es maravilloso.
hoşt 36
hoşçakalın 1200
hoşcakalın 19
hoşçakal 2955
hoşcakal 56
hosçakal 18
hoss 35
hoş bulduk 53
hoşça kal 3796
hosça kal 19
hoşçakalın 1200
hoşcakalın 19
hoşçakal 2955
hoşcakal 56
hosçakal 18
hoss 35
hoş bulduk 53
hoşça kal 3796
hosça kal 19
hoş geldin 527
hoşgeldin 317
hoş geldiniz 738
hoşlanıyorum 43
hoşgeldiniz 424
hoşuma gitti 323
hoşlandım 29
hossein 42
hoşlanmıyorum 33
hoşça kalın 1893
hoşgeldin 317
hoş geldiniz 738
hoşlanıyorum 43
hoşgeldiniz 424
hoşuma gitti 323
hoşlandım 29
hossein 42
hoşlanmıyorum 33
hoşça kalın 1893