English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Haklıyım

Haklıyım traduction Espagnol

3,854 traduction parallèle
Bu adamla biraz zaman geçirdim ve sanırım şüphelerimde haklıyım.
Y ahora que he pasado un tiempo con él, pienso que eso es verdad.
Yani haklıyım... ve Polly yanılıyor.
Así que estoy en lo cierto... y Polly está equivocada.
Tabi ki de haklıyım
Claro que la tengo.
Belki mi haklıyım?
¿ Quizá tenga razón?
Tabiki haklıyım.
Claro que tengo razón.
Sadece her zaman haklıyım.
Solo es que siempre tengo razón.
Biliyorsun haklıyım.
Usted sabe que tengo razón.
Haklıyım değil mi?
¿ Cierto?
Kızgın olmakta haklıyım.
Tengo derecho a estar enfadado.
Madem haklıyım kadını neden tutuklamıyoruz?
Si tengo razón, ¿ entonces por qué no la hemos arrestado?
Demek ki haklıyım.
Eso demuestra lo que digo.
O Emily olamaz, haklıyım değil mi?
Ella no sería Emily, ¿ no?
Ne şekilde az haklıyım?
¿ Menos cómo?
- Haklıyım.
- Estoy bien.
Tabi ki haklıyım.
Claro que tengo razón.
Haklıyım.
Tenía razón.
Haklıyım değil mi?
¿ Verdad?
Sen haklıydın, ben yanılmışım.
Tú tenías razón y yo estaba equivocado.
- Tamam, sana bir kaç isimden söz edersem, ve haklıysam kaşlarını yukarı kaldırır mısın?
Bueno, ¿ Y si le mencionara algunos nombres, y usted solo levantara sus cejas si estoy en lo cierto?
Haklı mıyım?
¿ Tengo razón?
Yani, onları kınamıyorum nedenlerinin bazen haklı olduğunu bile kabul ediyorum ama hayatlarımıza girip hayvan gibi davrandıklarında namımız ve her şey uğruna ben...
Quiero decir, no los culpo, e incluso admitiré que su causa a veces es justa, pero cuando vienen a nuestras vidas y se comportan como animales, no dejaré, por el bien de nuestro nombre o cualquier otra cosa...
- Haklı mıyım?
¿ Tengo razón?
Sonuç olarak haklı çıktım.
Y ahora se ve que yo tenía razón.
Herhangi bir açıklama, kaybolan bunca yılı haklı kılar mı, bilemiyorum.
No sé si una explicación va a compensar los años perdidos.
Bu mevzuya dahil olmanın bir hata olduğunu söyledin ve haklıydın da, tamam mı?
Tú me dijiste que fue un error meterse en eso y tenías razón, ¿ de acuerdo?
Evet, sanırım haklısın. Bu aile yarışmasını kazanarak tam bir büyücü olmak gibi bir şey değil elbette.
No es como, ya sabes, haber ganado la competencia familiar y haberse convertido en un hechicero completo.
Haklısın, bilinmesini istiyorsanız herkesin onu "Fahişe" diye çağırmasını,... tabancamın namlusunu doğrultacağım o kelimeyi onların boğazlarından, onların kalplerine doğru uçuracağım.
Bien, quiero que sepáis que... si alguien la llama puta otra vez, le meteré el cañón de mi revólver por su garganta y dispararé la palabra de vuelta a su corazón
Yani, haklı mıyım?
Entonces, ¿ tengo razón?
Haklısın, deli olmalıyım.
Tienes razón, debo estar loca.
Haklı olduğunu varsayalım. Yalan söylemediğini varsayalım.
Bien... suponiendo que tienes razón y que no mientes...
Sen haklısın da hepimiz haksız mıyız?
Entonces, ¿ tú tienes razón y todos los demás estamos mal?
Larry, haklı olduğunu biliyorum ama ben bu kavanozda yaşamak zorundayım ve...
Larry, sé que tienes razón, pero yo tengo que vivir en una pecera... y es...
Stella Bradshaw'ın dediği şeyi düşünüyordum da sanırım haklı olabilir.
Estaba pensando en lo que dijo Stella Bradshaw, y creo que tal vez tiene razón.
Eğer kaynağımız haklıysa ve Angela, Kirli 30'ludan biriyle çalışıyorsa Birkhoff bunda birçok işe yarar şey bulacak, değil mi?
Mira, si nuestra fuente es correcta y Angela está trabajando con los 30 sucios, entonces Birkhoff va a encontrar muchas cosas ahí, cierto?
Ve sanırım, benden onun işaretlerinden biri olduğumu düşünmemi istiyorsun, haklı mıyım?
Y supongo, que quieres que piense que es una de tus señales, ¿ me equivoco?
Archie değişmeye çalıştığını söylemişti ve sanırım haklı da.
Archie dijo que intentabas cambiar y... lo estás haciendo.
Haklısın, parayı alıp kaçmayı düşünüyordum ama yapamadım.
TIENES RAZÓN, IBA A ROBARLO Y HUIR, PERO NO PUEDO HACER ESO,
Haklı mıyım yoksa?
¿ Tengo razón o tengo razón?
Yardımı için Nolan Ross'a başvurdun haklı mıyım?
Acudiste a Nolan Ross por ayuda, ¿ verdad?
Aslında ben sizinle bir şey konuşmak istiyordum çünkü sizin satış makinelerini okuldan kaldıran inisiyatifin başında olduğunuzu düşünüyorum. Haklı mıyım?
Realmente quería hablar con vosotras sobre algo... porque creo que sois las chicas... que promovieron la iniciativa de quitar... las máquinas expendedoras del colegio. ¿ Me equivoco?
Haklı mıyım?
¿ Bien?
Evet, haklıyım.
Lo sé.
Eğer haklıysam, aradığımız adamın arkasında herhangi bir ülkeyle yarışabilecek düzeyde kaynakları bulunan çok güçlü, gizli bir ağ var. Elbet ki elemanları için eksiksiz bir gizlilik tertiplemişlerdir.
Si estoy en lo cierto, el hombre que buscamos está respaldado por una red de inteligencia privada y poderosa con recursos comparables a los de cualquier gobierno, y por supuesto podrían crear una identidad falta hermética para uno de sus operativos.
Komiser yardımcılığı sınav sonuçlarına bakıyordum da. Haklıymışsın, Quinn hakkında yanılmışım.
Recién estuve revisando los resultados del examen para sargento y parece que tenías razón, y yo me equivoqué con Quinn.
Ama son iki yıldır senin yanında savaştıktan sonra Erkekleri kadınları savaşa götürdüğünü gördükten sonra Anladım ki, her zamanki gibi, annen haklıydı.
Pero después de luchar a tu lado durante los últimos dos años, hombro a hombro, viéndote liderar a hombres y mujeres en la batalla, me ha hecho darme cuenta que, como de costumbre, tu madre tenía razón.
Sorman gereken soru şu her şeyin eskiden olduğu haline tutunup haklı olmak mı istiyorsun yoksa değişip mutlu olmak mı?
La pregunta que debes hacerte es : ¿ quieres seguir agarrándote a cómo eran las cosas antes, o quieres cambiar y ser feliz?
Ayrıca haklıydım.
Y por cierto, yo tenía razón.
Dr. Wilson ve Dr. Ridgeway devam etmeye kararlısınız, haklı mıyım?
Dr. Wilson y el Dr. Ridgeway, ustedes dos como para seguir adelante, estoy en lo cierto?
Ama Tanrı onu bize saltanatımın haklı ve doğru olduğunu göstermek için getirdi.
Pero Dios le ha traído para enseñar que mi reino es justo y verdadero.
İşin güzelliği ise, haklı olup olmadığımı test edebiliriz.
Lo bonito es que podemos hacer una prueba y ver si tengo razón.
Yedi sene oldu ve ben hiç haklı çıkmadım.
Siete años, y jamás lo hice bien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]