English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Hareket etti

Hareket etti traduction Espagnol

617 traduction parallèle
Şu kaya hareket etti.
Esa roca se movió.
Şurada birileri hareket etti.
Hay alguien ahí dentro.
O kendi başına hareket etti, sense talimatları beklemek zorundaydın.
Pero actuaba solo y usted esperaba mis instrucciones.
Ama epey önümüzde hareket etti.
Pero este tiene ventaja.
Zavallı, saf kız eve yaklaştığında da ağaç hareket etti ve onu kuyuya attı.
Y cuando la pobre e ingenua criatura salió de la casa, el árbol se movió y la tiró al pozo.
Onu geçer geçmez hareket etti.
Entró en la carretera cuando pasamos.
Ay hareket etti.
Se ha movido.
Sonra yaşlı Traveler yürüdü o hareket etti.
Después el se puso en marcha. Viajero avanzaba dulcemente.
- " Birisinin bedeni hareket etti.
- Uno de los cuerpos se movió. - El de ella.
Martin gerçek. Altı mayın tarama filosu Sicilya'dan ayrılarak Ege Denizine hareket etti.
Seis flotillas de lanchas dragaminas viajarán de Sicilia al mar Egeo.
Ve aniden minik eli hareket etti.
Y de repente, se movió su manito.
Küçük ağzı az da olsa hareket etti.
Su boquita se abrió mínimamente.
" Parşömen canlıymış gibi hareket etti.
" El pergamino actuó como si estuviera vivo.
Balık durmaksızın yavaşça hareket etti ve durgun suda yavaşça gezindiler.
El pez se movía sin cesar y viajaban lentamente sobre el agua calma.
Askeri birlikler bölgeye hareket etti.
El convoy del ejército llegó al lugar.
Onu kaldırdığım zaman, hareket etti.
Pero cuando la levanté se movió.
Hareket etti.
Se movió.
Hiç hareket etti mi?
¿ Se ha movido alguna vez?
Peki hareket etti mi?
¿ Y se movió?
- Bir şey hareket etti.
- Algo se movió.
İçeride birisi hareket etti!
¡ Alguien se ha movido!
Bak, ben ateş açtığımda hareket etti.
Miren, se movió cuando le disparé.
KOcanız Maranguape'de bir gemi bileti satın almış. Gemi saat 7'de Venezuela'ya doğru hareket etti.
Su marido había sacado un pasaje para El Manguape que zarpó de Venezuela esta mañana a las siete.
- Hareket etti.
- Se ha movido.
Elleri yavaş hareket etti ve yüzleri kızgın değildi.
Sus manos se movían despacio... y sus caras no eran feroces.
O ve Chuji birbirini kardeş gibi koruması gerekiyordu. Ama Chuji biz çiftçiler için hayatını orta koyarken İki yüzlü Monji her iki taraf için de çıkarlarına göre hareket etti ve Chuji'yi öldürmeye çalıştı.
Él y Chuji deberían protegerse uno al otro como hermanos pero Chuji arriesgó su vida por nosotros, los granjeros mientras que el tramposo de Monji jugaba con dos barajas y trató de matar a Chuji.
Küçük bir taştı. Elimin altında hareket etti.
Era una piedra pequeña, se movió bajo mi mano.
Biraz önce kendi başına hareket etti.
Hace poco se fue sin que yo lo quisiera.
Parmaklarım istemsiz olarak hareket etti.
Sin querer se agitan los dedos de mis manos.
Birden hareket etti ve ben sıçradım.
Y de repente, se movió y salté del susto.
Spock, ona göre tek mantıklı şekilde hareket etti.
Spock actuó de la única manera lógica que tenía a mano.
"Teğmen Kirk olağanüstü bir cesaretle hareket etti."
"El teniente Kirk actuó con una valentía extraordinaria".
Şimdi ben bu açıklamayı yapıncaya dek, göktaşı buradan buraya hareket etti.
En el tiempo que me ha llevado explicarle esto, el asteroide ha viajado de aquí a aquí.
Hareket etti.
Ya está, ha salido.
Batı Almanya'da tam donanımlı bir kaç yüz Amerikan askeri... bu sabah Berlin'e otoban kontrol noktasına... Helmstedt'e hareket etti.
Algunos cientos de soldados americanos en la RFA... con equipo de campaña, se trasladaron a Helmstedt esta mañana... el puesto de control de la autopista hacia Berlín.
Çok fazla hareket etti.
Se inquietó, me entiende.
- İşte, hareket etti.
Ahí tiene, se movió.
O Bavyera ya babasının yanına hareket etti.
La Reina partió a Baviera, Señor
Ve birden sanki orman hareket etti.
Y creí que el bosque empezaba a moverse.
Hareket etti, omuzuna nişan almıştım.
Ha debido de moverse, yo quería en el hombro.
Kamera hareket etti.
La cámara se movió.
2 saniye gecikerek hareket etti.
Ha salido un poco tarde.
Ordu onun nâmına hareket etti. Ne var ki görünenin aksine, ordu bir şekilde O'nun Dünya üzerindeki gücünü kısıtladı.
El ejército actuó en nombre del emperador, pero idearon que, a pesar de las apariencias, él conservó poco poder real en la Tierra.
İran'dan akıp gelen Amerikan kamyonlarıyla birlikte bu zırh seli hatlara doğru hareket etti.
Con los coches americanos que venían de Persia, Esta corriente blindados llegó a la línea del frente.
- Yani Chen tek başına mı hareket etti?
- ¿ Chen lo hizo por su cuenta?
Bu rahibe ölmüştü ama... Hareket etti.
Estaba muerta y seguía moviendose.
Bir sabah 9 : 00'da New York Kennedy Havaalanı'ndan hareket etti ve yerel saatle akşam 10 : 40'da Almanya'ya vardı.
Un día a las 9 : 00 de la mañana, ella dejó el aeropuerto Kennedy, N. York, y llegó a Alemania a las 10 : 40 p.m. Hora local.
Yolculuk, kardan büyük ve yumuşak halı boyunca devam etti. Bu arada asırlık çanlar da kutsal Rus hanedanının delilik seviyesini düşürmek için Kremlin'e doğru hareket eden yeni kişinin haberini sabırsızca bekleyen köylülere mesajı iletiyorlardı.
El viaje prosiguió cruzando grandes estepas nevadas mientras las campanas enviaban, de aldea en aldea el mensaje de que llegaba sangre nueva al Kremlin para atemperar la locura de la sagrada dinastía rusa.
Auckland, Yeni Zelanda'dan bir çiftçi, bu kez kuzeydoğuya hareket eden yanmakta olan bir nesneyi rapor etti.
Un agricultor en Auckland, Nueva Zelanda reportó un extraño objeto resplandeciente moviéndose al noreste.
Ama sonra tank devam etti ve büyük babam hareket edemedi... Tank üstünden geçerek, kafasını kopardı. Reich ordusunun önünde hiçbir şey duramazdı.
Pero acto seguido el tanque se puso en marcha, mí abuelo no se apartó, y el tanque le pasó por encima cortandole la cabeza.
Hükümet de süratle ve güç kullanarak hareket etti.
El gobierno fue apresurada y brutal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]