English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Hayvan

Hayvan traduction Espagnol

17,809 traduction parallèle
Burada kalmanı istiyorum... Hayvanına saygı göstermeyi öğrenene kadar.
Quiero que se quede aquí hasta que aprenda a respetar a su animal.
Ya da üstünde bir kaşarın isminin yazdığı hayvan gibi bir kalp.
O un enorme corazón con el nombre de una perra.
En iyi sicario'larından birini kullanmana izin verdiğini mi sanıyorsun? Zapotek'li hayvanını, sırf senin için?
¿ Crees que te deja usar a uno de sus mejores sicarios ese monstruo zapoteca que está contigo sólo debido a ti?
Hayvan?
¿ Animal favorito?
Sesin hasta bir hayvan gibi geliyor da.
Sabes que suenas como un animal enfermo.
Hayvan giysileri tasarlıyor.
Diseña ropa para mascotas.
New York'ta hayvan giysisi tasarlayarak iyi kazanılıyor mu?
¿ Se puede vivir de eso en Nueva York?
Hayvan deneyi mi Sammy?
¿ Ensayos en animales, Sammy?
Sonra salak hayvan o salak boynuzunu bana geçirdi.
Y la estúpida cosa me apuñaló con su estúpido cuerno.
Yazıyor ki, yürüyüş esnasında kolun kırılırsa bacağın kırılırsa ya da ölürsen ya da vahşi bir hayvan tarafından yenilirsen sorumlusu bu adam değil, sensin.
Dice que si alguien se rompe un brazo durante la travesía o se rompe una pierna... o muere o es comido por un animal salvaje... Él no será remponsable, sino tú.
Ya, Senatoya adaysın sanıyordum, hayvan hakları kurumuna değil.
Tú manejas a los senadores republicanos, no a la Sociedad Protectora de Animales. Señor presidente, le juro que solo bromeaba...
Bu köpek Mason-Dixon'ın en sağlıklı hayvanıdır.
Ese perro tiene que ser el animal más sano de este lado de la Mason-Dixon.
Evde hayvan istemiyorum tatlım.
No se admiten animales en la casa, cariño.
Etrafta her şeye hastalık bulaştıran bir hayvan var.
Hay un maldito animal corriendo por aquí... que lo infecta todo.
Teyze Bima, hiç tek boynuzlu hayvan gördün mü?
Tía Bima, ¿ alguna vez ha visto un animal de un solo cuerno?
Bu altı hayvan sembolü!
¡ Es un símbolo de seis criaturas!
Her hayvan bir bölgeye temsil eder.
Cada criatura actúa como símbolo de una ciudad.
Ve bu hangi hayvan boynuzlu olan?
¿ Y qué animal es ese que tiene un cuerno?
Yanında getirdiği hayvan da ne?
¿ Pero qué es esa criatura extraña que traen con ellos?
Bu hayvan!
¡ Unicornio!
Bu hayvan rüyalarıma geliyor.
Este animal apareció en mi sueño.
Bu hayvan..
Este unicornio...
Yoksa, neden o hayvan hep rüyalarıma gelsin?
O si no, ¿ por qué el unicornio aparece en mis sueños?
O ölmek zorunda bir hayvan gibi.. ve bu şehrin insanlarının önünde,
Él tendrá que morir como un animal delante de todo el pueblo.
Dağlara gidip at üstünde hayvan kovalamak kadınlar için zordur.
Es difícil para las niñas ir a las montañas... y perseguir animales a caballo.
Hayvan postu kullanarak kartalların dikkatini çekiyor ve postu ne kadar sürede yakaladıklarını ölçüyoruz.
Un blanco de piel de animal... atrae a las águilas... y medimos su velocidad.
Bir sürü tilki ve başka hayvan var ama zemin kaygan.
Hay muchos zorros y otros animales.
Açıkçası Brahms da hiç hayvan meraklısı biri olmadı.
Y Brahms desde luego, nunca ha sido... muy de animales.
Vahşi bir hayvan.
Sólo serás un animal salvaje.
Hayvan içgüdülerimiz.
Instintos animales.
Bu başıboş bir hayvan için başka bir kelime var.
Esa es otra palabra para un animal callejero.
Her insanın içinde bizi hayvan soyumuza bağlayan, pasif bir gen var.
Los humanos tenemos un gen dominado que nos une a los ancestros animales.
Sanki şu mor sıvı onları hayvan krallığında hak ettikleri yere geri götürdü.
Como si esa sustancia púrpura... los regresara al lugar que les corresponde en el reino animal.
- Hayvan nereye gitti?
¿ Adónde se fue?
- Merkez, buraya adli tabip talep ediyoruz. Ayrıca en kısa zamanda Hayvan Kontrol Birimi de gelsin.
Central, necesitamos un forense y a control animal cuanto antes.
Çünkü ben de hayvan değilim. Şebeke erişimi yok.
Porque tampoco soy un animal. SIN ACCESO A LA RED.
Eğer evcil bir hayvanın varsa ve normal bir kemirgenin ortalama yaşam süresinden, ki bu 2 yıl civarıdır daha fazla yaşamışsa, sahibi olarak onu istediğin zaman öldürme hakkın vardır.
Si posees una criatura pequeña y vive más de su expectativa de vida, dos años en el caso de roedores, entonces la puedes matar porque eres su dueño.
Evet ama o hayvan kokusu.
Sí, pero es un olor animal.
Hayvan gibi ses çıkarmaya devam edecek misiniz?
¿ Quieren bajar la voz, malditos idiotas?
Hayvan acı çekiyor.
No hace más que sufrir.
Oh, seni küçük tatlı hayvan.
Eres un hermoso animalito.
Sadece feribota ulaşmaya çalıştım ve oradakilerin hepsi hayvan!
Sólo trataba de llegar al ferry y son animales, todos ellos.
Et ipek gibi yumuşacık çünkü ; hayvanı, doğduğu günden itibaren karanlık bir kafeste tutuyorlar. Öyle küçük ki kıpırdayamıyor bile.
Se siente como seda porque desde que nace la tienen en una caja oscura tan pequeña que no puede ni girar.
Hayvan karanlıkta, yarı kör olmuş halde... bebek maması yiyerek ölümü bekliyor.
Y se queda allí, medio ciega en la oscuridad tomando leche maternizada, esperando la muerte.
Burada bir sürü evcil hayvanımız var. Misafirlerimizin hoşuna gidiyor.
Tenemos muchos animales que son del agrado de los residentes.
Hayvan dükkânında.
En una tienda de mascotas.
Fakat burası lanet bir hayvan dükkânı değil be.
Pero esto no es una tienda de mascotas, negro.
Hayvan onlar.
Es un animal.
Annem hayvan barınağında bulmuş, O kadar şirin, tatlı ve sarılasıymış ki, evde beslemeye karar vermiş.
Mi madre la encontró en el refugio de animales, y decidió traerla porque ella era tan linda y tierna y dulce y divertida.
ve, aaa, aslında hayvan ölüleri buluyor, ve onları mumyalıyor. ve sonra onları sesli ve heykelimsi... bir tür robota dönüştürüyor.
Y él encuentra estos animales muertos, y él los embalsama, y entonces como que los roboticiza en éstos, como, audio... escultóricos de...
- Batı Yakası Hayvan Barınağı. - Alo.
Westside Animal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]