English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ I ] / Iki kere

Iki kere traduction Espagnol

4,756 traduction parallèle
"Bir.." Kim iki kere "Bir piyano barda şarkı söylemek." yazdı?
¿ Quién puso "cantar en un piano bar" dos veces?
- Ulusal Güvenlik iki kere aradı.
Seguridad Nacional ha llamado dos veces. Ziva.
"The Italian Job" filmini iki kere izledim, tüm versiyonlarını.
He visto The Italian Job dos veces, ambas versiones.
Şimdiye kadar onu üç kere, Gibbs'i de iki kere aradım.
Ya le he llamado tres veces y a Gibbs otras dos.
Şimdiye kadar iki kere incittiği biri.
Y que ahora se había herido dos veces.
Çünkü iki kere cenazesine gittim.
Porque fui a su funeral. Dos veces.
- Dozimetreyi bir ya da iki kere kullanmadım.
Eu larguei o dosímetro una vez o dos veces. Eso es todo.
Ve haftada iki kere asansör toplantıları yapmayı oylayacağım.
Así que voy a votar a favor de unas reuniones quincenales en el ascensor.
Geçen yıl biz sadece iki kere konuştuk.
Hemos hablado dos veces durante el último año.
Onları ilk kez bir arada gördüğümde eğer rehin tutuluyorsa gözlerini iki kere kırpmasını söylemiştim.
La primera vez que los vi juntos le pedí que parpadeara dos veces si era víctima de un secuestro.
Kızınızı kaybetmekten daha kötü olan şey onu iki kere kaybetmektir.
Lo único que hay peor que perder a tu hija... es perderla dos veces.
Buraya günde iki kere gelirim ve kimseyi görmedim.
Subo aquí a veces dos veces en el día y nunca he visto a nadie.
Üç hafta önce Three Rivers, Michigan'daki bir otel odasında göğsünden iki kere vurulmuş halde bulundu.
Hace tres semanas que fue encontrado en una habitación de motel en Three Rivers, Michigan, dos disparos en el pecho.
Jenna, bir kere olursa hatadır, iki kere olursa aldatma.
Jenna, una vez es accidente, dos es una aventura.
Eğer anladıysan gözünü iki kere kırp.
Si lo haces, parpadea dos veces.
Ben de benim adımı iki kere yazmışlar sanıyordum.
¿ De verdad? Pensé que era mi nombre dos veces.
İşte buradayız, başladığımız yerde. İlginç bir şekilde, iki kere smokin kiralamak bir kere almaktan daha ucuz.
Bueno, aquí estamos, de regreso a dónde comenzamos, alquilar un esmoquin dos veces sigue siendo más barato que comprar uno.
Bir ayda iki kere.
Dos veces en un mes.
Doktor televizyon izlerken göğsünden iki kere vurulmuş.
Al médico le dispararon dos veces en el pecho mientras veía la televisión.
Onu iki kere vurdun.
Le disparaste dos veces.
Beşinci kez söylüyorum, tam iki kere ateş ettim.
le disparé dos veces.
Saldırgan şarjör değiştirirken güvenlik görevlisi saldırganı kafasından iki kere vuruyor.
El guardia de seguridad le dio dos tiros al agresor cuando cambiaba de cartucho.
- Aslında iki kere geldin.
En realidad, te corriste dos veces.
Sen iki kere şampiyon oldun.
- Dos veces campeón, pelear una ronda conmigo.
Eskiden sık sık kulübe uğrardı. Haftada en az iki kere gelirdi ama aylardır ortalıkta görünmüyor.
Solía ir al club todo el tiempo, al menos dos veces a la semana, y no lo he visto en meses.
Üstüne bir de sen o fotoğrafı günde iki kere gösteriyordun.
- Subtítulo no traducido -
Kanınızın Tuscan kırmızısı olup olmadığını öğrenmek istemiyorsanız.. .. iki kere düşünürdüm.
A menos que quieran ver si su sangre es rojo toscana, yo lo pensaría dos veces.
Son altı ayda onu bir ya da iki kere görmeye gelen erkek bir hastayı arayacaksın.
Estás buscando un paciente masculino por primera vez que la ha visto una o dos veces
Daha önce iki kere geldik fakat yoktunuz.
Hemos venido dos veces, pero nadie abrió la puerta
Aynı yeri iki kere kullanmaz, değil mi?
Ella no utilizaría dos veces el mismo lugar, ¿ o sí?
İki kere ölen herif mi?
¿ El sujeto que murió dos veces?
Bazı geceler iki, hatta üç kere.
A veces dos y tres veces por noche.
İki kere.
Dos veces.
- İki kere oldu.
Bueno, ha pasado dos veces, no sé...
İki değil, üç kere değil, on değil.
O 2 o 10, pero 30 veces.
Öyle ki, iki kez vurulmuşluğum var... Bir kere 7-11'deyken, bir kere de 7-11'in otoparkında kaçarken.
Bueno, resulta ser que me han disparado dos veces, una vez en un supermercado y una vez huyendo en el estacionamiento de un supermercado.
İki kere en iyi oyuncu seçildi ve şu anda N.H.L. takviminin orta sayfa yakışıklısı.
El dos veces Jugador más valioso y usual chico de porta del calendario de N.H.L.
Mahalle güvenliğine kafayı takması kapı kilitleri iki üç kere kontrol etmesi. Arabasından manava kadar yanında biber spreyi almadan yürüyemiyor bile.
Está obsesionada con la seguridad del barrio revisa tres veces las cerraduras de las puertas ni siquiera puede salir de su casa sin disparar el gas pimienta.
İki kere mi lösemiye yakalandın?
¿ Tuviste leucemia dos veces?
Ama bu arada bin kere kucaklanıyor, iki bin kere koklanıyor, ve üç bin kere kocaman öpülüyorsun.
Pero mientras tanto, llévate estos contigo. Mil abrazos. Dos mil besos de esquimal.
Derek'i iki kere saymıştım.
Conté dos veces a Derek.
- İki kere saydım zaten.
- Ya la conté dos veces.
İki kere saydım zaten.
Ya la conté dos veces.
- İki kere.
Dos veces.
İki kere sormana bile gerek yok, bu görevde sana yardım ediyorum.
No tenéis que preguntarme dos veces, os voy a ayudar en esta misión.
- İki kere düzeltip otur. - Yeniden.
Dos palmadas.
İki kere düzelt, sonra otur!
¡ Dos palmadas!
İki kere denedim, Patron.
Lo he intentado ya dos veces, jefe. No responde.
İki kere geri gelmeden gidelim hadi?
Vámonos antes de que te duplique de nuevo.
James'in yaptığı buydu ve işinin ortasında 13 kere bıçaklandı, tahliyesinden yalnızca iki hafta önce.
Eso es lo que James hizo y fue apuñalado 13 veces a mitad de la entrega y justo dos semanas antes de su puesta en libertad.
Onu günde 30 kere aramışsın son... iki ay içinde?
Lo llamaron 30 veces al día por lo últimos... dos meses?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]