English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Kabul edeceğim

Kabul edeceğim traduction Espagnol

800 traduction parallèle
En cazip teklifi kabul edeceğim.
Sólo estoy esperando la oferta más alta.
Teklifini kabul edeceğim.
Acepto tu proposición.
Yine de, eğer işe yaramazlarsa, yanıldığımı kabul edeceğim.
Si los resultados no son satisfactorios, admitiré que he fallado.
- Bankadaki o işi kabul edeceğim.
- Voy a aceptar el trabajo del banco.
Haftaya bu vakitler, sunakta hafif bronzlaşmış olarak kabul edeceğim.
La semana que viene, estaré ligeramente ruborizada dando el sí.
Bunu gerçekleştirebilirsen dünyadaki en iyi öğretmen olduğunu kabul edeceğim.
Le consideraría a usted el mejor profesor del mundo si lo consigue.
Sizi 20 yıl sonra değil de, yarın huzuruma kabul edeceğim için kendinizi şanslı sayın!
Tenéis suerte que os dé audiencia mañana ¡ y no dentro de 20 años!
Teklifinizi kabul edeceğim.
Aprovecharé los 3 minutos. Entre Uds...
- Kabul edeceğim.
- Estoy dispuesto a aceptarlo.
O halde bunu ikinizden bir hediye olarak kabul edeceğim.
Lo aceptaré como un obsequio de los dos.
Tanrı'nın elinden intikam kılıcını kabul edeceğim. Büyük işler başaracağım.
¡ Recibiré la espada vengadora... de manos del Señor!
Sebebin her ne olursa olsun, kabul edeceğim.
Sea cual sea tu razón, la aceptaré.
Ve ben de seni kabul edeceğim.
Y te aceptaré.
"Ve bulunacağım yerde seni de kabul edeceğim."
Y te recibiré en mí, allí dónde también estaré ".
Teklifinizi kabul edeceğim, hanımefendi, ama sizi uyarıyorum, bana bir daha silah çekerseniz... sizi dizimin üstüne yatırır, tokadı basarım!
Yo aceptaré la misión, Señora, pero le advierto, usted lleva una sola pistola y terminará sobre mis rodillas
Benim hatam da "Tamam, o beni böyle seviyor, ben de bunu kabul edeceğim." demek oldu.
Mi error fue decir : "Está bien, sí. Es la forma en que ella me ama, así lo tomaré".
Yardımını yalnızca, başka bir yol olmadığını düşünürsem kabul edeceğim.
Solo aceptaré tu ayuda si no encuentro otra solución.
Ben de uzaklara gitmek isterdim. Kocam ne derse kabul edeceğim.
También a mí me gustaría irme, veré que dice mi marido.
Bu çok sıradan bir iltifat ama kabul edeceğim.
Es un piropo de rutina, pero se lo acepto.
Teklif ne olursa olsun kabul edeceğim. Caroline'a söz verdim.
Sí, le he prometido a Caroline aceptar cualquier oferta.
Evet, evet, Griswold'un elçilerini kabul edeceğim, ama şu an için diğer konularda...
- Bien. Sí, sí, recibiré a los emisarios de Griswold, pero hay otros asuntos entre tanto...
Ayrıca kabul edeceğim, çünkü gösterimiz bu şekilde devam edemez.
Mientras tanto acepto, no quiero disgustos entre nosotros.
Bunu kabul edeceğim.
Me conformo con lo siguiente :
Yani ya sizi kabul edeceğim ya da...
Asi que, o le empleo en mis investigaciones o...
Karşılığında benim sağlığımı ve hayatımı veriyorum Bir insana sıkıntı verebilecek her türlü sıkıntı, felaket hastalık ve acıyı alçak gönüllülükle kabul edeceğim.
Yo en cambio te ofrezco mi salud y mi vida. Y acepto humildemente todas las calamidades y reveses todos los achaques y dolores que puedan afligir a un hombre.
İtirafınızı kabul edeceğim.
Acepto que se declare culpable.
Üretimde bir artış sağlanamazsa bu rezaleti kabul edeceğim.
Aceptaré esa desgracia si resulta imposible incrementar la producción.
Pek çok isminiz olduğunu biliyorum, ama şu andaki seçiminizi kabul edeceğim.
Ya sé que tiene muchos nombres, pero aceptaré el que ha elegido ahora.
Bir itirazın yoksa işi kabul edeceğim.
Si no tiene nada en contra, aceptaré el trabajo.
Ama yapacaklarsa, davetinizi kabul edeceğim.
Pero si alguien contribuye, aceptaré su invitación.
Mantığa... yada paraya asla direnmeyen bir insan olduğum için... şahsi suygularımı bırakıp, bay Malone'nu gezi üyesi olarak kabul edeceğim.
Y como yo nunca me he resistido a la lógica... o al dinero... haré caso omiso de mis sentimientos... y aceptaré al Sr. Malone en la expedición.
Wilma Dean, bir daha zil çaldıktan sonra gelirsen seni geç kalmış kabul edeceğim.
Wilma Dean, en lo sucesivo anotaré retraso... si no estás en tu silla cuando suene la campana. Lo siento, Srta. Metcalf.
Elena'ya olan aşkımın uğruna, Her durumu kabul edeceğim.
Por el amor de Elena acepto todo tipo de imposiciones,
Bunu kabul edeceğim.
Ha lugar.
Rickson'ın talebini kabul edeceğim.
Me inclinaría a conceder la demanda de Rickson.
Yanlışlarsa kabul edeceğim.
Si hay algo equivocado, no lo negaré.
Meydan okumayı kabul edeceğim.
Si eso es lo que quieres, aceptaré tu desafío.
Bunu sultandan şahsıma bir hediye olarak kabul edeceğim.
Aceptaré eso como un regalo personal.
Ona yapιlacak bir saygιsιzlιğι şahsιma karşι bir hakaret kabul edeceğim.
Cualquier signo de falta de respeto hacia él, me lo tomaré como un insulto personal.
Bunu kabul edeceğim.
Con eso me basta.
Majesterlerine söyle, onu bir dakika içinde kabul edeceğim.
Decid a su Majestad que lo recibiré inmediatamente.
Evet, sanırım onu yemeğe davet edeceğim. Bunu kabul etse iyi eder, duydun mu?
Sí, voy a invitarlo a cenar y más le vale que acepte.
Cezanın ertelenmesini talep edeceğim. İnşallah kabul ederler.
Voy a pedir un aplazamiento de la ejecución y espero que lo concedan.
- Pekala kabul edeceğim.
- Acepto.
Kabul edeceğim, tamam mı?
Voy a aceptar
Izninizle, lordum Yunanlilari daha mutlu bir zamanda kabul edecegim.
Si me permite, mi señor recibiré a los griegos en otro momento más adecuado.
Kabul etmeden önce biraz beklemelerini rica edeceğim.
- Hágalo entrar en dos minutos.
Kabul edecegim tek anlasma çaldigin sigirlari Meksika'ya götürmen.
Sólo quiero que devuelvas las reses robadas a México.
Kabul edeceğim.
Acepto.
Bizi kabul etmenizi rica edeceğim çünkü çok yorgunuz.
Sí. Le agradecería que nos alojara, estamos muy cansados.
Sonra o bitip tükenmez yazılar çıkıp Oscar'ı kabul ederken alçakgönüllü bir şekilde teşekkür edeceğim bütün o "küçük insanların" katkılarını belirtir.
Después sigue una lista de otros títulos de crédito en la que se reconoce el esfuerzo de todos los "genios", a los que daré las gracias en mi discurso de aceptación de los Oscars.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]