Kabul etti traduction Espagnol
3,909 traduction parallèle
Kurbanı takip ettiğini kabul etti ama onu teşhis edemedi. Cinayeti de kesinlikle üstlenmiyor.
admitió el acoso pero no lo había identificado y no se hará cargo.
Evet, insansız hava aracı programının başkanı görüşmeyi kabul etti.
El director del programa aceptó recibirnos.
Bay Lim kabul etti.
El señor Lim aceptó estar en el programa.
O da bize bir şans daha vermeyi kabul etti.
Y ella dijo que estaba deseando darnos otra oportunidad.
Kabul etti mi?
¿ Él estuvo de acuerdo?
Ona işkence yaptın. Oda iftiraları kabul etti.
Lo torturaste... y le arrancaste una confesión.
Polis korumasını kabul etti.
Aceptó protección policial.
Seksapalitemi Omega Enerji'deki tatlı bir delikanlı üzerinde kullandım. O da bölgesel elektriği 15 dakika kesmeyi kabul etti.
Y he utilizado mi considerable encanto sexual en un dulce joven de Omega Energy que ha accedido a cortar toda la electricidad local durante 15 minutos.
Sam çoktan kabul etti.
Sam ya está de de acuerdo.
- Kabul etti yani?
- ¿ Y ganando?
Yahudilerle ateşkes yapılacağı konuşuluyor. Bazılarımız kabul etti.
Se habla de un alto el fuego con los Judíos, y algunos de los chicos están de acuerdo.
Hastane Pap smear'ı başlatmayı zaten kabul etti.
La maternidad ya accedió al instituto de papanicolau.
Newman'ı aradığını kabul etti zaten.
Ya ha admitido llamar a Newman.
Daniel, fotoğrafları gönderdiğini kabul etti. Kendisini okuldan uzaklaştırdık.
Daniel admitió enviar esas fotos, y lo suspendimos como debimos.
Deb'e evlenme teklifi ettim, o da kabul etti.
Le he pedido a Deb que se case conmigo y ha aceptado.
Rüşveti kabul etti çünkü cinayetlerle onu bağdaştıracağımız hiç aklına gelmedi şimdi de o elimde.
Ella admitió que fue un soborno porque nunca pensó que nosotros la vincularíamos a esas muertes, y ahora la tenemos.
- Kabul etti mi?
- ¿ Aceptó?
- Kabul etti.
- Él aceptó.
Harvey kurulla konuşmasını kabul etti.
Harvey estuvo de acuerdo con permitirle hablar a la junta.
Gianopolous teklifi kabul etti.
Gianopolous aceptó el trato.
Ailem hostes olmamı kabul etti.
Mi familia decidió que podría ser una azafata.
Hükümet tüm şartlarınızı kabul etti.
El gobierno ha decidido aceptar todas sus demandas.
Park No Kyu bazı rehinelerin serbest bırakılmasını kabul etti.
Park No Kyu accedió a liberar algunos de los rehenes.
Sharon geç saatlere kadar çalışacak. Sıkı pazarlıklardan sonra benim Kris'i eve bırakmamı ve sana yemek ısmarlamamı kabul etti.
Sharon tiene que trabajar hasta tarde, así que, tras tensas negociaciones, ha accedido a que deje a Kris en su casa y que te compre algo de cenar.
Ishikawa ve Borma kabul etti.
Ishikawa y Borma están de acuerdo.
Başarısız bombalamayı konuştular ve Henry bunun için ödeme yaptığını kabul etti.
Discutieron sobre la bomba fallida, y Henry admitió pagar por ella.
Rebekah, Vali, arkamızda bıraktığımız bir takım yersiz davranışı örtbas edebileceği konusunu nazikçe kabul etti.
Rebekah, el gobernador ha accedido amablemente a esconder muchas de nuestras... indiscreciones.
Öyle ilginçti ki, karısı olmayı kabul etti.
Así que deslumbrantemente tuvo que...
İşi kabul etti mi?
¿ Aceptó el trabajo?
Frazer kabul etti mi?
¿ Está Frazer de acuerdo?
İş teklif etti, ben de kabul ettim.
Me ofreció un trabajo y lo cogí.
Hükümet Avcı Birliği'nden canavarı yakalamalarını talep etti ve Birlik bu talebi kabul ettiğini duyurdu.
El gobierno ha solicitado a la Asociación de Cazadores que la capture. Y la asociación ha aceptado.
Bana evlenme teklif etti ve bende kabul ettim.
Propuso a mí, y yo acepté. No inmediatamente, por supuesto.
Rus İstihbaratı Sergei'nin çetesini New York'dan çıkartmayı kabul etti.
La Inteligencia rusa acordó extraditar todos los hombres de Sergei que ya estuvieran en Nueva York.
Darby onu kovduğunuz anda kabul etti.
Si, Darby accedió desde el momento en el que lo echasteis.
Federallerle sadece bu yüzden çalışmayı kabul etti.
Es la única razón por la que aceptó trabajar con los federales
Evet, onun bedeni,... bir anne olarak benim ihtiyaçlarıma göre bedenine muamele edilmesini kabul etti.
Sí, es su cuerpo, pero ella acordó supeditar su cuerpo a mis necesidades como madre.
Ama Butler ile ilişkisini olduğunu kabul etti fakat onu öldürmedi.
Pero sí admitió haber tenido una aventura con Butler, pero no lo mató.
Kabul etti.
Sólo aceptó.
Heather hemen anlaşmayı kabul etti bu yüzden her şey çok hızlı gelişti.
Heather aceptó de inmediato la declaración de culpabilidad, así que las cosas han ido por la vía rápida.
Kabul etti mi bari? Ben ihtiyacım olanı aldım.
Bueno, conseguí la confirmación que buscaba.
Ben de tabi ki onlara kızımın yeteneklerinin üst düzey olduğunu söyledim. Seninle tanışmayı kabul etti.
Así que, por supuesto, le dije que mi hija era la más talentosa de las talentosas, y, ella aceptó reunirse contigo.
Bir anda senin için patronuna casusluk yapmayı kabul mü etti?
¿ Y de repente acepta espiar a su jefe para ti?
Kabul etti mi?
¿ Y accedió?
- Kabul etti. - Güzel.
- Está adentro.
Kelly kabul etti.
Todo está bien, cariño.
Kabul etti.
Me entrenará.
Cleveland'a gelmeyi kabul mu etti?
¿ Estuvo de acuerdo con mudarse a Cleveland?
Kan Kralı önce kabul, sonra da buna ihanet etti..
El Rey de Sangre aceptó. Luego nos traicionó.
Eğer tahtına oturmayı kabul etmezsem cadılar çocuğumu öldüreceğine yemin etti.
Si no hubiera accedido a usurpar tu poder las brujas juraron que matarían a mi hijo no nacido.
- Kabul etti mi?
- ¿ Se decidió?
kabul ettim 24
kabul etti mi 16
etti 29
ettim 71
ettin 18
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ediyoruz 31
kabul etti mi 16
etti 29
ettim 71
ettin 18
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ediyoruz 31