Karım ve ben traduction Espagnol
1,233 traduction parallèle
Karım ve ben biraz daha kahve istiyoruz.
Mi esposa y yo quisiéramos más café.
Karım ve ben büyük bir kavga yaşadık.
Mi esposa y yo tuvimos una fuerte pelea.
KArım ve ben ingilizleri severiz.dimi tatlım?
Mi esposa y yo, amamos el inglés. ¿ No es cierto, querida?
Oldum olası, güvendiğim insanların kayıplara karışmasından korkarım ve ben...
Siempre temo que la gente en la que confio desaparezca... y que me quedaré...
Karım ve ben o gün için yaşıyoruz.
Mi esposa y yo vivimos para ese día.
Karım ve ben çocuk istiyoruz ama...
Mi mujer y yo queremos tener hijos, pero...
Karım ve ben bir ayrılık sürecinden geçiyoruz, ve, evdeki faks hattının bağlantısını kesmem gerek... ve telefon şirketi,
Mi esposa y yo estamos separándonos y- - Tuve que desconectar la línea de fax... y la compañía telefónica- -
Annem, karım ve ben burada yaşıyoruz.
Mi madre, mi mujer y yo vivimos aquí.
Eğer seninle ilgilenmeseydim... karım ve ben için herşey daha iyi olurdu.
Si no fuera por ti las cosas irían bien entre nosotros.
- Karım ve ben kamp yapıyorduk.
- Estábamos de acampada.
Çabuk ol Kramer. Karım ve ben daha bovlinge gideceğiz.
Apúrate, Kramer, mi esposa y yo vamos a jugar boliche.
Evet, karım ve ben çimenlikleri yeniden yapıyoruz.
Mi esposa y yo estamos rediseñando el jardín de la entrada.
Karım ve ben orada muhteşem bir hafta geçirdik.
Mi mujer y yo pasamos unos dias alli.
Karım ve ben- - lrene, benim karımdır.
Mi esposa y yo- - Irene, es mi esposa.
Yakın bir zamanda karım ve ben şerifin ofisine gittik.
Sólo lleva 6 años preso.
Bu ve ben karısıyla yattım.
Por eso y porque me acosté con su esposa.
Herhangi 3 kare. Veriyle karışacaklar ve ben ne olduklarını anlamayacağım.
Van a mezclarse con la información y yo no sabré cuales son.
Bu sıcaklığın çok faydası olmayacaktır bu sıcaklıklar beni arkadaşım James ile derede yüzmeye yöneltiyor o üstündeki her şeyini çıkarır, benim külotum da dahil ki zaten görebilirsiniz ve pembe, yumuşak dilimi ağzına sokar ve elimi bacaklarının arasından kaydırırım ta ki çok şehvetli olana dek üstümde dalgalanır ve ben "James" diye çığlık atarım.
No será de mucha ayuda con este calor, el tipo de calor... que hace que quiera ir hacia la piscina con mi amigo James... desnudarme toda, incluyendo mis pantaletas... aunque se puede ver todo a través de ellas... y meter mi suave y rosada lengua en su boca... y deslizar mi mano bien arriba entre sus piernas... hasta que esté tan caliente que ruede encima de mí... y yo esté gritando, "James," su nombre.
Ben ve karım sinemaya adımımızı bile atmamış olmakla gurur duyarız.
¡ Yo y mí mujer estamos orgullosos de no haber ido jamás a un cine!
Hep oraya gitmek istedim, ve kişisel konuşabilirsem, karım ilk çocuğumuzu 6 ay sonra doğuracak, ve ona doğum sırasında orada olacağıma söz verdim, ve ben her zaman sözümü tutarım.
Siempre he querido ir ahí. Si me permite hablar con franqueza, mi esposa dará a luz a nuestro primogénito en 6 meses, y le prometí que estaría aquí. Siempre cumplo mis promesas.
Burada ben seni arabandan alırım, evini yakarım karını sikerim ve köpeğini öldürürüm.
Aquí te puedo detener, follarme a tu mujer y matarte al perro.
Bu iş bittiğinde, sen evine döneceksin, Sen Carla ve bebeğini bej Volvo'nla gezdirirken... ben de hapishanede veya ölü olacağım ki, aynı kapıya çıkar.
Cuando esto acabe, tu volveras a casa, volviendo loca a Carla y a tu bebe en tu volvo crema.
Olaya karışan herkesi kontrolden geçireceğim. Ben gözetimim ve onayım olmadan başka gönüllü kabul edilmeyecek.
Quiero declaraciones completas de todos los involucrados... y no más voluntarios sin mi aprobación y supervisión.
Merhaba, ben Ray. Long Island'da yaşıyorum. Karım Debra beş yaşındaki kızım ve neredeyse iki yaşındaki ikizlerimle beraber.
Hola, soy Ray. vivo aqui en Long Island... con mi esposa, Debra... mi hija de 5 años, y mis gemelos de 2 años.
Ben bir muhasebeciyim, 46 yaşındayım, Rakantha İlinde bir karım ve iki oğlum var.
- Soy contable. Tengo 46 años. Mi familia vive en la provincia de Rakantha y me llamo Timor Landi.
Ve şu anda, bağlılıkları konusunda kafası karışmış durumda. Ve ben ne yapacağımı... yani ne yapacağını bilmiyorum.
Ahora mismo está apenada y confusa sobre su lealtad y no sé lo que va a hacer.
Ben Ned Flanders'ım, bu da karım Maude, çocuklarım Rod ve Todd.
Soy Ned Flanders, y ellos son Maude, Rod y Todd.
Karım için ta başından beri herşey açık ve nettir, ben evde asla bir iş yapmamışımdır.
Y jamás hice nada en casa. Tiene razón.
Onlara söyle eğer onu hareket ettirmiyorlarsa ben çıkar ve onu kaldırırım.
Diles que si no la quitan, lo haré yo mismo.
Ben deliyim, karımı düzen ve bunu onun iyiliği için yaptığına beni ikna etmeye çalışan doktorla çay içiyorum.
Estoy aquí sentado tomando té con un doctor que se coge a mi mujer y trata de convencerme que es bueno para ella.
Döndüğümüzde hep birlikte olduğumuzda sen, ben ve karın, sıcak bir küvete gireceğiz ve duygularımızı açıklayacağız.
Estaremos todos juntos cuando consigamos volver, tu, yo y tu esposa, iremos a un topples... and, um... nuestros malos entendidos, and, um...
Efendim, Ben Amirchand, kardeşim Garibchand ve karım Bhagyashri.
Señor, soy Amirchand, mi hermano Garibchand, y mi esposa Bhagyashri.
Ben, Henry, sen, Fay'i, karım olarak alıyorum... Tanrının ve şahitlerin huzurunda söz veriyorum ki... Tanrının ve şahitlerin huzurunda söz veriyorum ki... sevgi dolu ve sadık bir koca olacağım... sevgi dolu ve sadık bir koca olacağım...
Yo, Henry, te tomo a ti, Fay, como esposa... y prometo ante Dios y estos testigos... y prometo ante Dios y estos testigos... ser un marido fiel y cariñoso... ser un marido fiel y cariñoso... en la riqueza y en la pobreza... en la riqueza y en la pobreza... en lo bueno y en lo malo... en lo bueno y en lo malo... en la salud y en la enfermedad... en la salud y en la enfermedad... hasta que la muerte nos separe.
Sadece ben ve karım varız.
Estamos sólo mi esposa y yo.
Ben, seni ve Robert'ı hiç karıştırmamıştım.
Nunca me equivoque entre tu y Robert.
Ben sadece, iyi bir neden dolayı bir adım attım, ve bu adım, başka bir adım atmam neden oldu, ve farkına vardığımda, karıştığım bu işle başa çıkamayacağımı anladım.
Solo di un paso que parecía perfectamente razonable, ese paso llevó a otro, y así me vi envuelto en algo desmedido.
Ama ben geleceğin değiştirilemeyeceğini önerdiğini sanmıştım, yani yaşlı Nichols kendi araştırmasının başarısız olmasını sağlamaya çalışıyordu, ve böylece karışımı ve zamanda yolculuk keşfedilmemiş olacaktı.
Lo tomo como si sugirieras que el futuro no puede ser alterado, lo que significa que el intento de Jason de detener su propio trabajo fracasó, y que algún día su compuesto y viajar en el tiempo serán posibles.
Yapamam, ben evliyim ve karım bekliyor.
No puedo. Soy casado y ella me está esperando.
- Ben de. Ben kraliyet ailesinden bir karıncayım ve henüz uçamıyorum bile.
Soy una hormiga real y ni siquiera puedo volar aún.
Ben bekarım. Pekala biriyle sevişiyorsa ve yanında karısı yoksa ne olur?
¿ Y si anda follando y recibiendo mamadas pero su mujer no está con él?
Karısını aldatıyor ve ben buna şaşırmadım.
Sí. Pues engaña a su mujer. Y no me sorprende.
- Şimdi emrinde, hayatta kalmalarını sağlamak zorunda olduğun bir avuç çaylak var ve bir tanesinin kaybına bile senin ödlekliğinin neden olduğunu anlayacak olursam beynine kurşunu, ben kendim sıkarım.
Tienes que mantener al pelotón con vida, Y si descubro que uno de ellos cae por culpa de tu cobardía, personalmente te meto un tiro en la cabeza.
Karım biraz uzandı ve ben asla onun için yeterince sessiz olamam bende belki seninle konuşuruz diye düşünmüştüm.
Mi esposa está durmiendo una siesta... y no consigo dejar de hacer ruido... así que lo andaba buscando a Ud para conversar.
O da ben oturdğumda... üzerindeki sviti çıkarıp... omuzlarımın üzerine koydu ve... beni kurulamaya başladı... çok, çok nazikçe.
Recogió su sudadera y se acercó y la puso en mis hombros y empezó a secarme. Tan suavemente.
Sadece ben, karım ve erkek kardeşim.
- Solo yo y mi esposa, y mi hermano.
İnanamıyorum sen... karımı özel hoca olarak tuttun ve ben yeni öğrendim.
No me puedo creer que pensase... que podría recibir clases de mi mujer y que yo no me enteraría.
Ben ve karım için!
¡ Somos yo y mi esposa!
Ben ve karım o kadar şanslı değiliz.
Nosotros no tuvimos tanta suerte.
Albay Ives... MacCready'nin karısı, ve ben kalmıştım ayrıca bu gurupta günlerimin sayılı olduğunu biliyordum.
Solo quedaba el Coronel Ives... la mujer de MacCready, y yo solamente... y supe que tenia los días contados en esa compañía.
"Ben sana taptım, sense hayvanlarımı yok ettin." "Mahsulümü bozdun, karımı ve çocuklarımı öldürdün."
Yo te adoré, pero destruiste mi ganado, arruinaste mi cultivo mataste a mi esposa e hijos.
Şey, sadece şu aptal elbiseyi çıkar tatlım, ve ben sana kimin yetersiz olduğunu göstereceğim.
Bien, pues quítate ese vestido espantoso y te enseñaré quién es deficiente.
ve benim 32
ve beni 30
ve ben de 88
ve bence 17
ve bende 18
ve ben 446
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
ve beni 30
ve ben de 88
ve bence 17
ve bende 18
ve ben 446
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
benim 5594
ben de seni seviyorum 508
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
benim 5594
ben de seni seviyorum 508
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19