English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Kavga mı

Kavga mı traduction Espagnol

3,024 traduction parallèle
Büyük kavga mı?
¿ Una gran pelea?
- Sonra büyük kavga mı ettiniz?
Chicos ¿ tuvistéis una gran pelea después?
- Büyük kavga mı?
¿ Una gran pelea?
Baba, büyükannem ve büyükbabam kavga mı ediyorlar?
Papá, ¿ La abuela y el abuelo están peleando?
Şefle kavga mı edeceksin?
¿ Vas a pelearte con el jefe?
Baba, büyükannemle kavga mı ediyorsunuz?
Papá, ¿ estás peleando con la abuela?
- Kavga mı ettiniz? - Hayır.
- ¿ Tuvisteis una pelea?
Noluyor? Bana sarılacak mısın yoksa kavga mı edeceğiz?
¿ Me abrazarás o lucharemos?
Sarılıyor musun kavga mı ediyoruz?
- ¿ Abrazo o lucha?
Kavga mı çıkartmak istiyo'nuz?
¿ Quieren pelear?
Kızlar doğum günümde kavga mı ediyorsunuz?
Chicas, ¿ están peleando? ¿ En mi cumpleaños?
- Kavga mı ediyordun?
¿ Estabas peleando? No.
- Kavga mı ettin?
- ¿ Te peleaste?
- Aşağıda kavga mı var Millman?
- ¿ Abajo es un caos, Millman?
Siz aşk kuşları kavga mı ediyorsunuz?
¿ Están peleando los tortolitos?
Hep sevgi için kavga mı etmeliyiz?
Pelearé por el amor Pelearé siempre por amor
Kavga mı edicez edelim
- Si hubiera sido yo ¿ crees que aún estaría aquí?
Böylece yine ortaya çıktığında görüntüsünü yakalama şansım artacak. Bu fikri Matrix'teki kavga sahnelerinden aldım.
Cuando aparezca otra vez, habré maximizado las probabilidades de capturar su imagen, una idea que cogí de las secuencias de las peleas en Matrix.
Kavga vaziyeti almalıyım!
¡ tengo ajustar cuentas!
Çok kavga ettiğimizi biliyorum ama Tanrım şimdi düşününce sen benim tek arkadaşımsın. - Vay. - Değil mi ama?
Quiero decir, sé que peleamos mucho, pero Dios, ahora que lo pienso, eres mi único amigo. ¿ Cierto?
Kavga etmek için biraz yalnız kalmak ister misiniz? Benim aracımı alıp deposu boş getiriyor!
¿ Os dejo a solas un momento para que podáis pelearos?
Her tarafı dövme kaplı Bronx'lu beyaz bir piliçle kavga çıkarır mıydı?
¿ Se ha metido en una pelea con una chica blanca tatuada del Bronx?
Bana bel bağlamış insanlar var bu yüzden paketi geri aldım. Kavga ettik, kabul ediyorum.
Hay gente que depende de mí, así que recuperé el paquete.
Detaylar şu anda yarım yamalak ama görünen o ki kavga, polis memurlarının binaya girişleri engellendiğinde patlak vermiş.
Los detalles son vagos, pero aparentemente la pelea comenzó cuando a los agentes de policía les negaron la entrada al edificio...
Gemma ile kavga mı ettiniz?
¿ Te peleaste con Gemma?
Davayı kazanmayı mı yoksa hakimle kavga etmeyi mi istiyorsunuz?
¿ Quiere ganar este juicio ó confrontarse con el Juez? .
Kavga falan mı ettiniz yoksa siz?
¿ Discutieron o algo así?
sanırım bu bir kavga olarak değerlendirilebilir.
Supongo que lo cualifica como una pelea.
Tamam, Marshall bir adamla mı kavga ediyordu?
Bien, ¿ Marshall estaba peleando con algunos hombres?
Bahse varım, bu ilişkide, kavga ettiğimizde sadece benim rahatsız edici bir alışkanlığa sahip olduğumu düşünüyorsun.
Y apostaría que tu crees que soy el único en esta relación que tiene un hábito molesto cuando discutimos.
Tonu kesinlikle kullandığımı kabul edeceğim ama senin de kavga sırasında yaptığın rahatsız edici bir şey var..
Okey, admitiré que hago el tono, pero tú definitivamente tienes un hábito molesto cuando discutimos.
Şehirlilerle kavga etmek, yani ben Bacon'ım, sen de Lori Singer'sın.
quiere decir que soy Bacon y tu eres Lori Singer.
Bilirsin, sanırım kavga etmemizin nedeni birbirimizi çok sevmemiz, ama birbirimizi hiç göremiyoruz.
Creo que la razón por la que peleamos... es porque nos amamos tanto, pero nunca nos podemos ver.
Onunla aynı fikirde olmadığımı ona söyledim, ve büyük bir kavga ettik, sonra bana eve gelmememi söyledi.
Le dije que no estaba de acuerdo con él, y empezamos a discutir fuerte y me dijo que no volviera a casa.
Yanınıza geldiğinde kavga çıkarmaya çalıştı mı?
¿ Trató de buscar pelea contigo en la sala de táctica?
Kavga ettiğini sandım.
Pensé que había tenido una pelea.
Kavga mı ediyorsunuz?
¿ Están peleando?
Bugün onlarla kavga mı ettin?
Tráelos.
Kavga edeceğimizi bildiğimden bileti açık aldım.
Pensé que nos íbamos a pelear y compré un boleto abierto.
O yüzden de kavga ederken hanım evlatlarına benziyoruz.
Cuando nos peleamos parecemos dos niñas peleando.
Pat'le her gün prova yapmaya başladığımızdan beri hiç maç olmadı ve bugün Pat olması gerektiği gibi benimle olsaydı kavga etmeyecek, başı derde girmeyecek belki de Eagles New York Giants'ı yenecekti.
No hubo partidos desde que empezamos a ensayar y si hubiera estado conmigo como debía no se habría peleado ni metido en problemas y quizá Las Águilas vencerían a los Gigantes de Nueva York.
Aşkımız boş yere kavga edişimize bir engel olabilir miydi?
Me gustaría dejar de pelearnos por tonterías.
Kalk ulan! Seninle kavga etmeyeceğim, tamam mı?
Vamos, no voy a pelear contigo, ¿ ok?
Gail, kavga etmek için aramadım.
Gail, no llamo para pelar.
Yaptığımız son şey kavga etmekti.
Y lo último que hicimos fue pelear.
"Sevgili Sam, şimdi de Molly ile kavga ettiğim için cezalandırıldım."
Querido Sam, ahora me han suspendido porque tuve una pelea con Molly.
Yani diyorsun ki, kavga ederken özür dilersem unutacaksın ve sonra yüzüme vurmayacak mısın?
Dices que, si estamos discutiendo y yo me disculpo, lo dejarás así y después ¿ no me lo echarás en cara?
Bir daha kavga ettiğimizde gözlerimin içine bak ve bu anı hatırlayalım.
Cuando estemos peleando... mirame a los ojos, y recordemos éste momento, justo ahora.
- Kavga etmemize gerek olmadığını hatırlayalım.
Así sabremos que no tenemos que pelear.
Kavga başlatmaya mı çalışıyorsun?
Vamos. ¿ Intentas comenzar una pelea?
Herkesin kavga etmesinden bıktım usandım.
Estoy cansada de que todos peleen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]