Kaza değildi traduction Espagnol
606 traduction parallèle
- Kaza değildi.
No fue un accidente.
Bu bir kaza değildi, emin ol, Watson.
No fue un accidente, puede estar seguro.
- Kaza değildi. Buna dayanamıyorum artık.
No fue un accidente.
Ama doğal sebeplerle değildi ve bu bir kaza değildi.
Pero no fue por causas naturales y no fue un accidente.
- Hayır, kaza değildi. Öldürüldü.
No fue un accidente, la asesinaron.
Tatlım, Bu bir kaza değildi.
Cariño, eso no fué un accidente.
Bir kazada öldü, ama aslında bir kaza değildi.
Murió en un accidente, pero en realidad no fue un accidente.
Hayır, bir kaza değildi.
No, no fue un accidente.
Kaza değildi!
¡ No fue un accidente!
Hayır, bir kaza değildi. Ben yaptım.
No fue un accidente.
Kaza değildi.
No fue un accidente.
- Hayır, bir kaza değildi.
- Oh, no. No fue un accidente.
Kocalarımın ölümü kaza değildi...
La muerte de mi esposo no fue un accidente...
Doktor, kaza değildi.
... Esto no fue un accidente.
Yangın kaza değildi.
El incendio no fue un accidente.
Ne olduysa o, kaza değildi.
Lo que sucedió no fue un accidente.
Güvenlik bağlantımın gemiden kurtulup kopması da kaza değildi.
Como no lo fue que mi línea de seguridad se soltara de la nave.
Kaza değildi. ben seni, sen de beni seçtin.
No ha sido ningún accidente. Te he elegido y tú me has elegido.
Kaza değildi!
No fue un accidente.
- Kaza değildi.
- Eso no fue un accidente.
Onun kazası bir kaza değildi.
Su accidente no fue un accidente.
O halde onun kazası bir kaza değildi.
Entonces, su accidente no fue un accidente.
Pervane olayı bir kaza değildi. Bir hata idi.
¿ La hélice fue un accidente o una equivocación?
Dün geceki olay kaza değildi.
Lo de anoche no fue un accidente.
Kaza değildi.
No ha sido un accidente.
Bunu bilerek yaptım, kaza değildi!
¡ Lo he hecho a propósito!
Hayır efendim kaza değildi.
No, señora. No fue ningún accidente.
Şirketin dediği gibi lanet olası bir kaza değildi.
No fue un puto accidente como dice la empresa.
- Kesinlikle bir kaza değildi.
- No hubo ningún accidente.
- Kaza değildi.
- No fue un accidente.
Bu bir kaza değildi. Öyle.
No fue un accidente.
Eşinizin üçüncü Oscarı hakettiğini düşünüyorum ama Heather Babcock'ın ölümü bir kaza değildi.
Opino de veras que su esposa merece el tercer Oscar, pero la muerte de Heather Babcock no fue un accidente.
Ama bence bu bir kaza değildi.
Pero no creo que fuese un accidente.
- Bu bir kaza değildi.
- No fue un accidente.
Hayır, hiç de kaza değildi.
No fue un accidente.
Olay kaza değildi!
Eso no fue un accidente!
Hayır, kaza değildi.
No, no fue un accidente.
Bu bir kaza değildi.
Eso no fue un accidente.
Şimdi eminim Bu bir kaza değildi. Laszlo... O kitabı benim görmem için bıraktı.
No ha sido por casualidad el que Laszlo haya dejado ese libro a la vista.
Buradaki patlama... kaza değildi.
La explosión aquí abajo, no fue un accidente.
Kaza değildi.
No ha sido un accidente ;
Hayır, kaza falan değildi.
No... No ha sido un accidente.
Kaza falan değildi, Christine.
Fue a propósito.
Kaza mıydı? Değildi.
No fue un accidente.
Kaza mıydı? Değildi.
Tampoco fue un accidente.
Bu kaza sonucu falan değildi.
No fue por casualidad.
Kaza falan değildi!
¡ No fue un accidente!
Albay Walter E. Kurtz'un hatırasının bekçisi olmam kaza eseri değildi... Saygon'a geri dönmek dışındaki herşey bir kazaydı.
No fue casual el que tuve que ser guardián... de la memoria del Coronel Walter E. Kurtz- - más volver a Saigon si era un accidente.
"Griswold çöküşün ardında hayatta kalan tek madenciydi." "Ama sorgulamak mümkün değildi." "Mahkeme gümüş madeninde kaza hakkında."
Griswold fue el único hombre que sobrevivió al colapso pero no fue capaz de testificar en la corte sobre el accidente en la mina de plata.
Kaza maza değildi.
No ha sido un accidente.
- Yani vida aleti kaza değildi. Aslına bakarsanız cidden kazaydı o
Pues yo creía que sí.