English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ D ] / Değildir

Değildir traduction Espagnol

33,595 traduction parallèle
Onlar lazımdır ancak her zaman esas değildir. Tabi ki politik zekanın yerine geçemez.
Se necesitan ; no son esenciales todo el tiempo y, de ninguna manera, pueden reemplazar la sabiduría política.
Natanz ağı bütün internetteki ağlardan uzaklaştırılmıştır. İnternete bağlı değildir.
La red Natanz está completamente separada del resto del Internet, no está conectada al Internet.
- Biyografide değildir ama.
- No tanto en una biografía.
Takılmak daimî değildir.
Estar juntos no es permanente.
Joseph Stalin'den alıntı yapmak huyum değildir aslında.
No suelo citar a Joseph Stalin.
Hiçbirşey asla basit değildir.
Las cosas nunca fueron sencillas.
Şu meseleyi önce bir konuşsak, belki yapmaya hazır değildir.
Puede que no esté preparada para hacerlo.
Unutmayın, Andrew Walsh Orkestrası Andrew Walsh Orkestrası değildir.
Recuerden, este es el Conjunto de Andrew Walsh, no el conjunto del Conjunto de Andrew Walsh.
Bunlar iki farklı savunma değildir ;
No son dos defensas diferentes ;
İşini korumak için her şeyi yapar ama aptal değildir.
Haría cualquier cosa para proteger su negocio, Pero no es estúpida.
Pekala bak, herhalde Rhonda... sadece şakadan ibaret değildir, değil mi?
Vale, mira, seguro que hay más en Rhonda que bromas, ¿ vale?
Alex, bazen hastaların hayatını onların zararına olacak şekilde uzatmak yapılacak doğru şey değildir.
Alex, a veces prolongar la vida de un paciente a expensas de su bienestar no es el camino correcto a seguir.
Sanat önemsiz değildir ve ev ödevinize iyi çalışsaydınız ödeneğin özel bir bağıştan geldiğini bilirdiniz. Çünkü sanatın iyileştirici ve yenileyici özelliği vardır.
De acuerdo, el arte nunca es frívolo, y si han hecho su tarea, sabrían que estos fondos fueron donados específicamente, porque el arte ha demostrado ser curativo y tiene propiedades de restauración.
Onlar tamamen temiz ve saf değildir.
No son limpios y puros.
Belki burası bu tartışmayı yapmak için doğru yer değildir anne.
Vale, puede que este no sea el lugar para tener esta discusión, madre.
Homoseksüellik bir bozukluk değildir.
La homosexualidad no es una disfunción.
Savaşmamak Bill'e göre değildir.
No es propio de Bill darse por vencido.
Eski bir söz vardır, "Sakin atlar becerikli biniciler için değildir."
Hay un viejo dicho, "Ponis quietos no están hechos para corredores expertos."
İnşallah 15'i değildir, yoksa diyalizi kaçırdım demek.
Espero que no es el 15, Cecause eso significa que echaba de menos diálisis.
Bazen boşanmak en zor şey değildir.
No es sólo la cosa más difícil a veces.
Başka bir deyişle, evlilik zordur ama yüzüne asit yemek kadar zor değildir. Evet, bu ağız var ya.
Por lo tanto, en otras palabras, el matrimonio es difícil... pero no es tan difícil como conseguir arrojado ácido en la cara?
EŞ YAZAR, MODERNIST CUISINE TEKNOLOJİ ESKİ SORUMLUSU, MICROSOFT Ama teknik olarak yanan şey odun değildir.
Pero, técnicamente, la madera no es lo que más arde.
Peki.. Umarım bu sabahki muhabbetimiz için uyguladığın bir taktik değildir.
Ahora... espero que esto no sea un ardid para retomar nuestra previa conversación.
Yemek yapmak her şey değildir.
¡ Cocinar no lo es todo!
Amerikan dizilerindeki gibi alelade bir şey değildir.
No es como en series de aquí, donde no significa nada.
- Hayır, değildir!
- ¡ No, no es así!
Hayat böyle değildir ve anlamıyorsun!
No es así y tú no lo entiendes.
Bu adamlar itiraf etmekte iyi değildir.
A estos tipos no les gusta admitir cosas.
Evet, eğer Woge yaparsa Black Claw'dan değildir
Sí, entonces si se transforma no será de Garra Negra.
Peri masalları gerçek değildir.
Los cuentos de hadas no son reales.
Sır saklamak iyi değildir Rebecca.
No es bueno tener secretos, Rebecca.
Yaşadığı bölgeyi savunmak insanlara özgü bir davranış değildir.
La territorialidad no es solo una característica humana.
O, kendisinden başkasına ait değildir.
De los demás no, pero de ella sí.
değişim kolay değildir, ama hayatın bir parçasıdır.
El cambio no es fácil, pero es parte de la vida.
Bu bellek asla baştan size ait değildir.
Este recuerdo nunca te perteneció desde el principio.
Hiçbir kontrat mükemmel değildir, değil mi?
Ningún contrato es perfecto, ¿ de acuerdo?
Sex and the City'nin en iyi bölümü değildir de nedir?
Díganme que no es el mejor episodio de Sexo en la Ciudad.
- Hiç kimse bu kadar mutlu değildir.
Nadie es tan feliz.
Elinde lanet bir balon olan iki yaşındaki bir çocuk bile bu kadar mutlu değildir.
Ni un niño con un puto globo es así de feliz.
En kötü ihtimal, Bay Silva'nın kapısını çalarız. Hata yapmışızdır, adam parçalanmış ve yakılmış değildir.
Lo peor que puede pasar es que llamemos a la puerta del Sr. Silva, que estemos equivocados y que no esté despedazado y quemado.
Son çılgınlığını düşünürsek belki bu o kadar da kötü bir şey değildir.
En vista de sus últimas reacciones tal vez eso sea bueno.
Kural değildir.
No son normas.
Kanun değildir.
No son leyes.
- Kaldı ki Sağlık Sigortası Sorumluluk Yasası da... - Kontrollü maddeleri yasa dışı bir şekilde satıyor olmak sağlık uzmanlığı değildir. - Hele ki bir cinayet soruşturması sırasında.
Y HIPAA protege el... distribuir ilegalmente sustancias controladas no constituye una práctica médica, especialmente durante la investigación de un asesinato.
Şimdi, Sean, benim rakamlarla aram pek iyi değildir ama ben bile 130 haplık oksikodondan alınan üç kaşığın önceden tasarlanmış cinayete eşdeğer geldiğini hesaplayabilirim.
Ahora, Sean, no soy muy bueno con números Pero incluso yo puedo imaginar que tres cucharadas de 130 píldoras de oxicodona, bueno, es igual a homicidio premeditado
Çünkü bazen insanların seni zorlaması çok da kötü değildir.
Porque no siempre es lo peor que la gente te presione.
Fakat altı ay disipline sokmak değildir.
Pero seis meses... No es... no es disciplina.
Pişmanlık için asla geç değildir.
Nunca es tarde para arrepentirse.
- Varis silah olmadan varis değildir.
La heredera no es la heredera sin la pistola.
Bak, Vern gibi bir stara destek rolü oynamak kolay değildir.
No es fácil ser el secuaz de una estrella como Vern.
Mesela Kocan gibi kidemsiz bir yoneticinin cok cabuk izin almasi belki sadece raslanti degildir.
Quizás no sea una coincidencia que un ejecutivo junior como tu marido recibiera una autorización tan pronto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]