English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Konuşmayacak

Konuşmayacak traduction Espagnol

998 traduction parallèle
Şey... Konuşmayacak mıydık?
U-Uh, ¿ no ibamos a hablar?
Konuşmayacak mısın?
¿ No va a hablar?
Konuşmayacak mısın?
No más me hablas?
Konuşmayacak mısınız, Peder?
¿ No hablará, padre?
Kimse konuşmayacak mı?
¿ Nadie hablará?
Hiç kimse konuşmayacak.
Nadie hablará.
O da konuşmayacak.
Y la mantendrá cerrada.
Benimle konuşmayacak mısın?
¿ No vas a hablar conmigo?
- Konuşmadı ve konuşmayacak.
- Si no ha hablado, no dirá nada. - ¿ Por qué?
- Konuşmayacak demek?
- No habla, ¿ eh?
- Konuşabiliyor, ama konuşmayacak.
- Sabe hablar, pero no quiere.
Annem Curley'i bırakıp kaçtığımı duyunca bir daha konuşmayacak benimle.
Claro que mi madre sabrá que he huido de Curley. No me volverá a hablar.
Evet, ama konuşmayacak.
Sí, pero no se le saca nada.
Bu sabah kalktıktan sonra kimseyle görüşmeyecek, konuşmayacak, telefon etmeyeceksiniz, karınıza bile.
Después de su despegue, no verán a nadie, no hablarán ni telefonearán con nadie.
Kimse o soruya yanıt veremez. Görünüşe göre, konuşmayacak.
La persona que puede responder, obviamente no nos lo dirá.
Bırak da istediği şey hakkında konuşsun, kanımca sanat hakkında da konuşmayacak.
Déjalo charlar de lo que quiera, te hablará de arte.
Konuşmayacak. Onun için dua edeceğim.
No hablará, rezaré por él.
Benimle konuşmayacak mısın tatlım?
¿ No vas a decir algo?
Konuşmayacak.
No hablará.
Leo Morse konuşmayacak.
Leo Morse no hablará.
- Konuşmayacak gitmezsem.
Entonces no hablará.
Adam, benimle konuşmayacak mısın?
Adam, ¿ no quieres hablar conmigo?
- Bugün benimle konuşmayacak mısın Dolores?
¿ Vas a hablar hoy conmigo, Dolores?
- Ne işler çevirdiğini sanıyorsun? - Kimseyle konuşmayacak.
- Que no hable con nadie.
Merak etme, konuşmayacak.
Tranquilo, no hablará.
Bir Romalı hiçbir surette sizinle konuşmayacak.
Ningún romano te dirigirá la palabra.
Tabii konuşur, o konuşmayacak da kim konuşacak?
Nadie sino lord Hastings podría atreverse a ello.
Öldürelim bence, konuşmayacak.
Ese hombre es de hierro. No me importa.
- O konuşmayacak.
- No lo hará.
Konuşmayacak mısın? Dur, bağırtma!
No, el señor no va a gritar.
- Konuşmayacak.
- No habla.
Konuşmayacak kadar alçak gönüllü.
Demasiado modesto para hablar.
Benimle konuşmayacak mısın?
¿ No piensas decirme nada?
Önce ağabeyinin avukatıyla konuşmayacak mısın?
¿ Crees que podrías ver al abogado de tu hermano antes de volver al local?
Hiçbir şekilde konuşmayacak.
No dirá nada más. No importa cuánto le insistáis.
- Bu sefer zam hakkında konuşmayacak. - Hiç fark etmez. Hem de hiç.
- No existe la menor diferencia,... ni la más pequeña.
Bir daha kimse hakkımızda konuşmayacak.
No hablaremos más de lo que podría o debería haber pasado.
- Onunla konuşmayacak mısın?
- ¿ No vas a hablar con Él?
Konuşmayacak. Cezasını okuyalım.
Si no responde, leeremos la condena definitiva.
Ama o konuşmayacak, yani... Bu sabah kiliseye gelip birileriyle görüşmemiz gerektiğine karar verdim.
Pero él nunca dice nada, y yo pensé... que teníamos que ir a la iglesia, para hablar con alguien.
Benimle konuşmayacak mısın bile?
¿ Es que no vas a hablarme?
Neden konuşmayacak mışım? Yanlış iz peşindesiniz.
¿ Por qué ocultar mis sentimientos?
Artık kimse benimle konuşmayacak.
Ya nadie me habla.
Yolunuza devam edin. Artık konuşmayacak.
Circule, no hable más.
Kimse fotoğrafını çekmeyecek ya da onunla konuşmayacak.
Déjame hablar. Está aquí pero ninguno podrá verla o fotografiarla.
Bununla ilgili hiç konusmayacak miyiz?
¿ Vamos alguna vez a hablar de ello?
Bununla ilgili hiç konusmayacak miyiz?
¿ Alguna vez hablaremos de ello?
Nick, benimle konuşmayacak mısın?
Nick, ¿ no vas a hablarme?
Ee, konuşmayacak mısın?
Entonces, ¿ ha decidido hablar?
Kimse benimle konusmayacak.
Nadie me hablará.
Konuşacak mısın konuşmayacak mısın?
¿ Quieres hablar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]