Kızmayın traduction Espagnol
230 traduction parallèle
Lütfen bana kızmayın.
No debes enfadarte conmigo.
- Fazla kızmayın canım.
Espere. No se entusiasme.
Ona gidin ama bana kızmayın.
Ve a verla y no te enfades conmigo.
Kaybettiğiniz için üzgünüm Madam Lawrence, ama kazandığım için de mutluyum, o yüzden kızmayın.
Siento que haya perdido, Mme. Lawrence, pero estoy contento de haber ganado. Espero lo comprenda.
Size karşı çıkanlara kızmayın. Çünkü hiç bir bilimsel teori karşı çıkılmaksızın kabul edilmemiştir.
¡ No demuestren envidia hacia sus contrarios pues ninguna teoría científica nunca fue aceptada sin oposición!
- Lütfen kızmayın bayım.
- Por favor, no lo reprenda, señor.
- Kızmayın.
- No se enfade.
Özür dilerim. Kızmayın.
Lo siento. ¿ No podrá perdonarme?
Kızmayın.
No se enfade.
- Lütfen kızmayın.
- No se enfade conmigo.
Kızmayın hemen.
Aunque no se ofenda.
- Lütfen bana kızmayın.
- Por favor, no se enfade.
Lütfen bana kızmayın.
Por favor no te enojes conmigo...
Kızmayın ama araba çalışmıyor ve Sam de sebebini bulamadı.
No te enfades. El coche no arranca y Sam no encuentra el fallo.
Kızmayın Iütfen, bir azizden yardım alıyor olmalı.
No se enfade Sr. Conde, tiene algún santo que lo ayuda.
Kızmayın.
No se enoje.
Lütfen hanımefendi, çocuğa kızmayın.
Buena señora, no os enfadéis con el niño.
Kızmayın. Peder Grigoris'e haberlerimiz var.
¿ Crees que te pago para que dejes el rebaño solo?
- Efendim? - Lütfen bana kızmayın.
La trampa que te puse.
Hey bayan! Kızmayın ama!
No te enfades.
Bana kızmayın.
No me odies.
Kontesim, kızmayın ama bunun içinde 25 lira vardı.
Sí, condesa, está bien pero aquí faltan 25 liras.
Kızmayın.
No te enojes.
Lütfen kızmayın ama bilmem gerek.. Bn. Bürstner nereye taşınacak?
Lo último que quiero es molestarla, pero me gustaría saber si la Srta. Burstner se traslada, o si tiene la intención y en ese caso. ¿ A dónde?
Sakichi, lütfen ona kızmayın.
Sakichi, por favor no se enoje con ella.
Lütfen bana kızmayın.
No te enfades conmigo.
Bu kadar kızmayın efendim.
No se altere...
Kızmayın! Sevgili kızınızla, bir daha asla çıkmayacağım.
No voy a salir con su queridísima hija nunca más.
# Sarışın seviyorum diye kızmayın hemen #
No se enfade pero las prefiero
lütfen onlara kızmayın!
Por favor no se enfade.
Bu kadar kızmayın.
No estés tan enfadado.
Lütfen kızmayın...
Por favor no os enfadéis...
Bana kızmayın ama, kızlar, ben dün söylediklerinize kulak misafiri oldum.
Chicas, no me maten, pero yo... Ayer lo oí todo, casualmente.
- Kızmayın, Boyar...
- No te enfurezcas, boyardo.
Bana kızmayın tamam mı?
Tú no te enfades conmigo, ¿ okay?
Kızmayın.
- Perdóname.
Kızmayın.
No te enfades conmigo.
- Lütfen bana kızmayın.
- Espero que no se haya molestado.
Sadece kızmayın yeter.
Claro. Pero no se enfade.
Gidiyorum! Yeter ki kızmayın.
No se ponga nervioso.
Şey bu biraz garip gelebilir Bayan Brubaker, lütfen bana kızmayın.
Quizás le suene raro. Por favor, no se enfade conmigo.
Kızmayın!
No se enfade
Jacques Usta, lütfen kızmayın, rica ediyorum.
No se enfade, Maître Jacques, se lo ruego.
Ama artık durum değiştiğine göre lütfen kızmayın ve açıklamalarıma kulak verin.
Pero, si aquí estamos, le ruego de escuchar mis razones.
- Lütfen, bana kızmayın.
- Por favor, no se enfade conmigo.
- Kızmayın canım.
- No se enoje.
Bana kızmayın.
Nada. - No se enfade.
Kızmayın canım.
Y nunca le vi antes.
Bana kızmayın Bay Bardeman, benim fikrim değildi.
- No me eche la culpa, Sr. Barton. No fue idea mia.
Lütfen, kızmayın...
No se enfade.
Kızmayın.
No te enfades.