English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ M ] / Mavi gözlü

Mavi gözlü traduction Espagnol

469 traduction parallèle
Büyük mavi gözlü tatlı bir kızla birlikteysem ve elektriklenme hissediyorsam farkında olsa da olmasa da sinyali gönderen odur.
Cuando estoy con una chica guapa, atractiva y con enormes ojos azules y siento las ondas eléctricas a mi alrededor estoy bastante seguro de que es ella quien está emitiendo, lo sepa ella o no.
Sarı saçlı, mavi gözlü benim tipimde ve yabancı bir aksanla konuştuğunu söyledi.
Dijo que tenía el pelo rubio, ojos azules, mi figura, y un leve acento extranjero.
Bana onun mavi gözlü olduğunu bile söylemedin, hemde koyu mavi.!
Ni siquiera me dijiste que tenía ojos azules. ¡ Y un azul intenso, además!
Tomanya, mavi gözlü sarışınlar ülkesi.
Un país de rubios con ojos azules.
Koyu kahverengi saçlı, mavi gözlü, 1.80 boylarında, yaklaşık 25 yaşlarında. "
Pelo oscuro, ojos azules, 1,90 m, no lleva sombrero, unos 25 años.
Binbaşı John Morrison, yaklaşık 28 yaşında, 70 kilo ağırlığında açık kahverengi saçlı, açık kahverengi veya mavi gözlü olarak tarif ediliyor.
El Capitán de Corbeta John Morrison, tiene aproximadamente veintiocho años, pesa 75 kilos, tiene el pelo castaño claro, y ojos azules.
1.80 boylarında, geniş omuzlu, mavi gözlü.
Es alto, de hombros anchos, ojos azules.
1.60 boyunda olacak, sarışın, balıketi, mavi gözlü.
Uno sesenta, aproximadamente, rubia,... opulenta, ojos azules,...
İri, güçlü,... sarışın, mavi gözlü,... sağ yanağında yara izi.
'grande, fuerte, de pelo amarillo, ojos azules, y una cicatriz en la mejilla derecha'. Soy Younger Miles.
Siyah saçlı, mavi gözlü, boyu 1,80 civarında tıpkı pithecanthropus erectus heykeline benziyor.
Tiene pelo negro, ojos azules, más o menos 1,80 de alto... y es igual que la estatua del pithecanthropus erectus, exacto.
Hastanede resepsiyonist, sarı saçlı, mavi gözlü, çıplakken 47 kilo, pijamalarıyla uyur, birinci sınıf bir aşçı ve o soru sormaz!
Es recepcionista en el hospital. Es rubia, ojos azules. Pesa 48 kg. Duerme con pijama.
70 Kg., sarı saçlı, mavi gözlü.
6', 160 libras. Cabello rubio, ojos azules.
Beyaz, Amerikalı erkek, 32 yaşında ve genç görünümlü 70 Kg., sarı saçlı, mavi gözlü.
Americano, varón, tez blanca. 32 años, aparenta menos. 6', 160 libras.
Beyaz, bir amerikalı erkek 32 yaşında, genç görünümlü 70 kg., sarı saçlı ve mavi gözlü Steve Lacey.
Steve Lacey.
Ah, benim mavi gözlü budalam!
¡ Eh, joven de ojos azulitos!
Mavi gözlü budala!
¡ Tonto de ojos azules!
Mavi gözlü sarışın bir kız mıydı?
¿ Una rubita con ojos azules?
Adım Marijane Hamilton, 15 yaşındayım. Mavi gözlü, kahverengi saçlıyım.
" Me llamo Marijane Hamilton, tengo 15 años, ojos azules y cabello café.
- Sarışın, minyon, mavi gözlü...
Rubia, pequeña y de ojos azules.
Şu mavi gözlü aygır şu elimle yetiştirilmiş ve seçilmiş Quick adındaki adam.
Ese macho de marca mayor. Ese sujeto único... cuidadosamente seleccionado por mí : Quick.
Yine şu mavi gözlü kızlardan.
El mismo tipo de chicas de ojos azules.
Mavi gözlü kızlar demişken,..
Hablando de chicas de ojos azules.
Mavi gözlü bir kız.
Una chica con ojos azules.
Mavi gözlü, sarı saçlı...
Ojos azules, pelo dorado...
Savaşı biz kazansaydık mavi gözlü Amerikanlar bizim kızların saçlarından yaptırıp şamisen çalarken bizim çikletlerden çiğneyeceklerdi.
Si hubiéramos ganado... Los de ojos azules llevarían pelucas negras. Y mascarían chicle mientras cantan canciones japonesas.
Uzun boylu, açık mavi gözlü, soluk tenli.
Alto, ojos azules, piel muy pálida.
1.72 boyunda, ortalama bir vücuda sahip mavi gözlü, sakallı, kâküllü ve omuzlarına kadar uzanan saçları olan birisi.
Mide 1.77, de complexión media a robusta, ojos azules, barba, fleco y cabello hasta el hombro.
Uzun boylu, mavi gözlü, zayıf, yakışıklı yabani bir adam.
Era alto, de ojos azules, delgado, bastante apuesto... con cierto estilo brutal y malvado. Era un hombre terrible, papá.
Bir gün mavi gözlü malum çoban geldiğinde şöyle buyuracak :
Un día, vendrá un hombre de ojos azules y dirá :
Poltroni, 1,80 boylarında, 80 kilo ağırlığında, mavi gözlü ve sarı saçlı.
Poltroni mide 1.88 m, pesa 80 kilos, tiene ojos azules y pelo rubio.
Sarı saçlı ve mavi gözlü bir kadınla birlikte olabilir. Üzerlerinde...
Podría ir acompañado de la mujer, rubia de ojos azules, que lleva...
Mavi gözlü.
Ojos azules.
Büyük mavi gözlü ve büyük kalçalı olan.
de ojos azules y grandes tetas?
Ben de kıvırcık saçlı, mavi gözlü bir meleğim.
Soy un angel de cabello rizado y ojos azules.
- Evet. Mavi gözlü.
- Tiene ojos azules.
Onun, katil-ananın itaatkâr ve mavi gözlü çocukları vardı. Derin, umutsuz bir aşkla doluydu hepsi. Halbuki benimse...
Así pues, la madre asesina, por su parte, tuvo hijos obedientes de ojos azules, rebosantes de amor desesperado mientras que yo, yo, madre afectuosa, tengo a este hijo que no es ni obediente ni desobediente.
Boon Hogganbeck'le mavi gözlü küçük bir çocuk.
Vaya, Boon Hogganbeck, con un niñito de ojos azules.
Mavi gözlü olanı istiyor.
Quiere ver a la de los ojitos azules.
Dur bakalım, "Mavi Gözlü". Bunu daha önce hiç duydun mu benden?
Espera, "Ojos Azules".
Çocuğumun da mavi gözlü olmasını isterim.
Y quiero un hijo con los ojos azules.
Yüzüme bak mavi gözlü..
Mírame, ojos de cielo.
Hepsini bırak, senden nefret ediyorum... Çünkü sen, kalabalık içinde göze çarpan mavi gözlü bir İtalyansın ve bana göre değilsin!
Y sobre todo, le odio por ser un espagueti de ojos azules, encubierto.
Biri zayıf, bıyıklı, mavi gözlü.
Uno delgado, con ojos azules, con bigote.
- Diğeri, ufak tefek, mavi gözlü.
- Y un pequeño, calvo, ojos azules.
Boyu 1.78, kahverengi saçlı, mavi gözlü.
1,80m., pelo marrón, ojos azules.
Boyu 1.78, saçları kestane rengi, mavi gözlü.
1,7 5m., pelo castaño, ojos azules.
Ve bu da... O da beni tehlikeden koruyacak, mavi gözlü meleğim.
Y ese... es el ángel de ojos azules que lo protege.
Sarışın, mavi gözlü.
Es rubia, tiene los ojos azules.
İri, güçlü, sarışın,... mavi gözlü ve sağ yanağında bir yara izi.
¿ Grande, fuerte, de pelo amarillo, ojos azules y una cicatriz en la mejilla derecha?
Slater'n devriyesi, güneye.. Wallingham konvoyu istikametine doğru devam ediyordu, ve büyük şef Beş Fıçı ile mavi gözleri yüzünden kızılderililer arasında ayrıca Gökyüzü Gözlü olarak da bilinen, kalıtımsal olarak daha doğrusu soyu bozuk olduğundan, küçük görünüşü sebebiyle Eğilerek Yürüyen de....... denen şef yardımcısı liderliğindeki... bir grup Sioux savaşçısı hareket halindeydi,
La patrulla de Slater se dirigía al sur, hacia la ruta de la caravana de Wallingham, y un grupo de guerreros Sioux estaba en marcha, al mando del gran jefe 5 Barriles y su ayudante Andacorvado, también conocido en ciertos círculos indios como Ojos de Cielo,
Emin olduğum birkaç şey var, ama bir tanesi, bu batan dünyada emin olduğum şey benim ortaklığım, kromozomsal ortaklığım "sarı gözlü", "mavi saçlı" doğan oğlumuz için.
Hay pocas cosas que sé con seguridad, pero de lo que sí... estoy seguro, en este mundo ruin... es de la participación de mis cromosomas... en la creación de nuestro hijo rubio de ojos azules.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]