English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ M ] / Mesela ben

Mesela ben traduction Espagnol

842 traduction parallèle
Mesela ben.
- Yo mismo, por ejemplo.
Mesela ben.
Fíjese en mí.
Mesela ben, savaştan önce federal bir görevli falan değildim.
Yo, por ejemplo, no era soldado antes de la guerra.
Mesela ben.
Yo, por ejemplo.
Mesela ben. Oyuncuyum.
Yo, por ejemplo, soy actriz.
- Mesela ben, değil mi?
- ¿ Como yo, por ejemplo?
Mesela ben varım.
Estoy yo, por ejemplo.
- Mesela ben.
- Al menos a mí.
Mesela Ben Quick'e bak.
En cambio, mira a Ben Quick.
Mesela ben.
Fíjate en mí.
Mesela ben. 200 dolarlık takımla Cadillac'a biniyorum.
Como yo, por ejemplo. Subo en mi Cadillac, traje de $ 200.
Mesela ben kitabına göre uçarım ama Buzz uçağın parçası gibi uçar.
Verás, pues, yo vuelo de acuerdo al libro pero Buzz vuela como si fuera parte del avión.
Mesela ben de meslek değiştirdim.
Yo también cambié de oficio.
Mesela ben.
A mí.
Onurun erkekler için ne değerli olduğunu bilirsiniz. Mesela ben.
El coraje es para los caballeros.
Mesela ben.
Yo lo hice.
Her şeyi denedik. - Mesela ben...
Lo intentamos todo,... por ejemplo yo...
Mesela ben yeryüzüne göre 10 kilometre daha hızlı ilerliyorum. Yeryüzü de hareketsiz değil.
Me muevo a unos 10 km / h con relación al suelo que no está inmóvil.
Ben mesela.
Yo lo hago, por ejemplo.
Son moda şeyler olabilir, aptal şeyler hakkında kinik, hissiz olabilir, mesela evlilik, ev ve bebekler gibi. Fakat belki de ben son moda şeylerden hoşlanmıyorumdur.
Ya sé que está de moda ser cínico e insensible cuando se habla de cosas estúpidas como el hogar, los hijos, quizá no me guste estar a la moda.
- Mesela ben.
A mí, por ejemplo.
Ben manevi şeyleri görebiliyorum. Mesela, masumiyeti.
Puedo ver cosas invisibles, como la inocencia, por ejemplo.
Mesela... ben evlenmeden önceki gece yanımda oturur musun?
Por ejemplo, la noche antes de que me case, ¿ se sentará conmigo entonces?
- Bu işten ben de pay alıyorum. - Ben de öyle düşünmüştüm. Mesela, kızınızla bir dans.
SI SEGUIMOS ENTRE GENTE TAN RESPETABLE, HABRÁ QUE BUSCAR UN CHALECO ANTIBALAS.
Hala... ve mutsuz olduğumu düşünmeni istemem... ama... Aydınlanmasını istediğim bir iki önemli şey var. Mesela "ben neredeyim?"...
No quiero que pienses que soy un desagradecido pero me gustaría aclarar uno o dos temas más importantes, tales como ¿ dónde estoy?
Farz edelim ki ben... Biraz zaman alacaktır tabi, mesela 6 ay, bu sürede eğer ben...
Si yo... me llevará unos seis meses, darme cuenta de que si...
Sırada ne olduğunu ben söyleyim Bay Falco, tavuk gibi gıdaklayabilirsiniz mesela.
Lo que tiene que hacer es enterrar la cabeza.
Mesela ben... Ben basit bir insanım.
Yo soy un hombre pacífico.
Mesela, ben meteorolog olabilirdim.
Yo puedo ser meteoróloga, por ejemplo.
Önceki gün Philadelphia'da ben şarkı söylerken mesela.
El otro día en Filadelfia, cuando estaba cantando...
Ben, mesela.
Yo, por ejemplo.
Eğer ben eğer ben, oraya dönmek zorunda kalmış olsaydım bugün mesela.
Como si hubiese vuelto allí... hoy.
Ben mesela, Amerika'da yaşayan herkes için çalışıyorum bir şekilde pirzola kasap dükkanına ulaşıyor.
Yo trabajo para toda la gente de Estados Unidos... que entra a una carnicería para comprar un bife de carne.
Ben başkasına benzemem. Bir erkeği beş yıl geçindirdim mesela.
Puedo hacer lo suficiente para ayudar a un hombre por cinco años.
Mesela, farelerden konu açılırsa, ben de "Farelerden korkan ve" her gece rüyasında fareleri gören bir hastam var. " diye bahsederdim.
Si alguien me mencionaba ratas, yo decía, Tengo un paciente con miedo a las ratas,... "soñaba con ratas todas las noches" Sabes, decía cosas como esa. - ¿ Ya no lo haces más?
Senin kabullendiklerini ben kabullenemem mesela.
No me dejo como haces tú.
Ben mesela, şiir denen beyhude çabayla uğraşıyorum.
Yo, por ejemplo, me doy al vano ejercicio de la poesía.
Bana uyardı mesela, çünkü ben çok tembelimdir.
A mí eso me va porque soy de esa clase de tipos perezosos.
Bana istediğimi verin ben de size mesela üçte bir oranında pay vereyim.
Deme lo que quiero y sacará tajada, digamos que un tercio.
Mesela, ben.
Yo, por ejemplo.
Mesela, ben çok korkuyorum... ve sen burada oturmuş sinemayla uğraşıyorsun sanki yakında geliyormuş gibi.
Estoy realmente asustado... y tú estás sentado aquí ensalzando al teatro como si viniera pronto.
Mesela, ben dışarıdayken siz bir şey saklıyorsunuz.
Yo salgo, vosotros escondéis algo aquí.
.. bazıları da şarap! Ben mesela.
Y algunas personas el vino :
Ben Yahudiler tarafından özgür bırakılmak istemem, mesela.
Yo no quiero que me libere el banco Rothschild.
Gözlerini bir yere sabitliyorsun... mesela, şu duvardaki lekeye... ve ben kalemimle hafifçe masaya vuruyorum.
Fijas la mirada en un punto, como en esa mancha de la pared, y yo golpeo la mesa con mi bolígrafo.
Ben mesela, iflah olmaz bir darvinciyim.
Mientras que yo soy un darvinista empedernido.
Mesela gece yemek yediğimde, ben- -
Por ejemplo, quiero decir, cuando como por la noche, yo- -
Ve bahsettiğim şansa neredeyse hiç kimse sahip olmaz. Ben mesela.
Y muy pocos se dan cuenta.
Bazı yaratıklar, memeliler mesela bu deniz ayıları ve ben, bu sahnede kısa süredir yer alıyoruz.
Ciertas criaturas, los mamíferos, como los leones y yo mismo, son relativamente recién llegados a la escena.
- Mesela ben, çok kabayım, değil mi?
- Sí.
Ama ben çalışıyorum, o yüzden biliyorum. Mesela tahtakurusu.
Estoy estudiando todo esto, para saberlo, ya sabes, como bichos chinche.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]