Ne biliyor musun traduction Espagnol
29,785 traduction parallèle
Zor olan ne biliyor musun?
¿ Sabes lo que es duro?
Garip olan ne biliyor musun?
¿ Sabes qué es lo raro?
Beni korkutan ne biliyor musun?
- ¿ Sabes lo que me asusta?
Harika olan şey ne biliyor musun?
Sabes lo que es increíble?
- Harika olan ne biliyor musun?
- ¿ Sabes qué es lo mejor?
Asıl normal olmayan ne biliyor musun?
¿ Sabes qué no es normal?
Boston'un en güzel yanı ne biliyor musun?
¿ Sabes qué es lo mejor de Boston?
- Kurt ne biliyor musun?
¿ Sabe qué es un lobo? No.
En tuhafı da ne biliyor musun?
¿ Sabes qué es lo peor?
14 Şubat ile ilgili en güzel şey ne biliyor musun?
¿ Sabes qué es lo mejor del 14 de Febrero?
Seni ne kadar sevdiğimi biliyor musun?
¿ Sabes cuánto te quiero?
Yaptıklarını ne kadar takdir ettiğimi biliyor musun?
¿ Cuánto aprecio todo lo que haces?
Ne anlatsam ki, şeyi biliyor musun...
No... no sé... ¿ Tú...? ¿ Qué tal un cuento?
Bırak ikiyi bir yeni doğanla bile seyahat etmek ne kadar zor biliyor musun?
¿ Sabes lo difícil que es viajar con un recién nacido, mucho menos con dos?
Kasabanın her tarafında ne yetişiyor, biliyor musun?
¿ Ves lo que está creciendo por todo el pueblo?
Bunun ne kadar havalı olduğunu biliyor musun?
¿ Sabes lo chulo que es eso?
Sorun ne biliyor musun, Neerja?
Usted sabe cuál es el problema Neerja?
- Ne var biliyor musun...
Ya sabes lo que...
Bu ne demek, biliyor musun? Savaş sırasında Orta Doğu'da hükümet anlaşması.
¿ Un contrato gubernamental en Oriente Medio durante una guerra?
Aman Tanrım. Ne var biliyor musun?
Oh Dios mío. ¿ Sabes que?
Uyuşturucuya karşı savaşta ne yapıyordum biliyor musun?
¿ Sabes lo que estaba haciendo durante la guerra contra las drogas?
Bugün seni ne yaparken gördüm biliyor musun?
¿ Sabes qué te vi hacer hoy?
Ama ne var biliyor musun?
¿ Pero sabes qué?
Bu ne demek biliyor musun?
¿ Y sabes qué quiere decir?
Dün gece ne yaptığını biliyor musun?
- ¿ Sabes qué hizo anoche? - No, señor.
Ne var biliyor musun?
¿ Sabes qué?
- Oh, üzgünüm oh bunun hakkında endişelenme kahretsin biliyor musun bugun zaten çok kafein tükettim izin ver de seni az geri götüreyim yeter angela sorun yok sorun yok lütfen ne var biliyo musun burası muhtemelen hiç de tekerlekli sandalyeye uyumlu bir yer değil.
- Eso... - Mire, no se preocupe. Maldita sea.
kurbanı kilo kilo sosisten yeniden yaratıp sonrada çakmağı çakıp ne kadar sürede yancağını mı bulcaksın özet geçtin resmen arabanın içinin simulasyonu için aradığım kaplamada yardımını kullabalirim iyi denemeydi fakat ne yapmaya çalıştığını biliyorum cinayeti çözüyorum evet kesin öyledir fakat ne var biliyor musun?
¿ Crearás una réplica de salchicha kilo por kilo de la víctima, la encenderás y verás cuánto tiempo tarda en incinerarse? Eso lo resume bastante bien, pero podría usar tu ayuda para encontrar un recinto para simular el interior de un auto. Bien, buen intento, pero sé lo que estás haciendo.
tamam ne var biliyonuz mu avukatlarımız bunu halletsin ne var biliyor musun senin dışarda durman lazım bunlar avukatlar onlar kalabilir Paul... ben bunla ilgilenebilirim senin yapman gereken tek şey var o da ağzını kapalı tutmak
Muy bien, ¿ sabe algo...? Deja que los abogados se encarguen. Miren, tiene que esperar afuera.
Ne yapıyordum biliyor musun?
¿ Sabes lo que estaba haciendo?
Ne zamandan beridir FBI bu davanın içinde biliyor musun? İki sene!
¿ Sabe cuánto lleva el FBI en este caso?
- Hileden daha kötüsü ne biliyor musun? - Ne?
- ¿ Sabéis qué es peor que eso?
Ne yapacağım biliyor musun?
¿ Sabes qué debería hacer?
Ona ne olduğunu biliyor musun?
¿ Sabes qué sucedió con él?
Peki, bunun ne tür bir bilgi olduğunu biliyor musun?
¿ Y sabes qué es el conocimiento?
Ne düşünüyorum biliyor musun Earp?
¿ Sabes qué pienso, Earp?
Ne yapalım biliyor musun?
Bien... ¿ sabes algo?
Hayatımda ne kadar şey yaşadım biliyor musun?
¿ Sabes cuánta mierda he tragado en mi vida?
- Kraliçe boy ne demek biliyor musun?
¿ Sabe lo que es una talla reina?
Dünyanı ne kadar hızlı karartabileceğimi biliyor musun sen?
¿ Te haces una puta idea de lo rápido que puedo acabar con todo tu puto mundo?
Ne yaptığımı biliyor musun Conor?
¿ Acaso sabes lo que yo hago, Conor?
Bu ne demek biliyor musun?
¿ Sabes lo que eso significa?
Başka ne sorunun var biliyor musun?
¿ Sabes qué otro problema tienes?
Bana ne söyledi biliyor musun? Seninle nasıl ilgileneceğimi sorduğumda?
¿ Sabes lo que me dijo, cuando le pregunté cómo debería tratarte?
Söylediklerinin ne kadar ciddi olduğunu biliyor musun?
¿ Entiendes lo serio que es esto? ¿ Lo que estás diciendo?
Kafasını bulandırmak için ne yapman lazım, biliyor musun?
¿ Sabes qué debes hacer para molestarlo?
Ne yapabilirsin, biliyor musun?
¿ Sabes qué podrías hacer?
Evet ne var biliyor musun?
Sí, ¿ sabes qué?
Aslında ne yapacağım biliyor musun? Sabah biraz kek getireceğim.
- Llevaré Cronuts en la mañana.
Ne yaptım biliyor musun?
- ¿ Sabes lo que hice entonces?
O çipte ne olduğunu biliyor musun? Hayır.
¿ Acaso quieres saber siquiera lo que hay en el chip?