Ne kadar sürerse sürsün traduction Espagnol
197 traduction parallèle
Duruşma ne kadar sürerse sürsün ne söylenmesi gerekiyorsa söyleyeceğim!
¡ Diré lo que tengo que decir, aunque el juicio dure seis meses!
Ne kadar sürerse sürsün, neye mal olursa olsun sonuna kadar gideceğiz.
Pelearemos hasta el fin... sin importar el tiempo que tome ni el costo.
Ne kadar sürerse sürsün. O çocuğu mutlaka görmem lazım.
No importa cuánto tarde, tengo que ver al niño.
Ne kadar sürerse sürsün, bekliyor olacağım.
Siempre me encontrarás esperándote.
Ne kadar sürerse sürsün, bekleyeceğim.
Esperaré tanto como haga falta.
Meşgul olduğunu biliyorum... ama oyundan kaçmak yok. Ne kadar sürerse sürsün.
Sé que tienes muchas cosas que hacer... pero nuestra partida debe continuar.
Nestor, seni seviyorum. Ne kadar sürerse sürsün seni bekleyeceğim.
Nestor, te quiero, y te esperaré el tiempo que sea necesario.
Ne kadar sürerse sürsün, zaferi onun kazanması gerekiyor.
Debemos dejar que él gane pase lo que pase.
Lewis Kalesine kadar belki 12 ya da 15 günümü alır ve ne kadar sürerse sürsün şu anda ne yapmam gerektiği umurumda değil.
¡ Son 12 ó 15 días hasta Fort Lewis... y no me importa qué tenga que hacer... con tal de llegar!
Ve ne kadar sürerse sürsün, elma şarabını bulmağa ve suçluları cezalandırmağa niyetliyim.
Y no importa cuánto tiempo lleve es mi intención encontrar la sidra y castigar a los culpables.
Bildiğini sanmıyorum Ne kadar sürerse sürsün Senin beni sevmen
Yo no creo que tu sepas que tome lo que tome tu amor crecerá
Ne kadar sürerse sürsün, fark etmez, salaklar!
Me da igual lo que tardéis, maricones.
- Ne kadar sürerse sürsün, Teğmenim.
- Lo haremos todo el tiempo necesario. - Por supuesto.
Ne kadar sürerse sürsün, beklemelisiniz.
Tiene que darnos el tiempo necesario.
Ne kadar sürerse sürsün, projeye devam edeceğiz.
Da igual lo que tardes, retomaremos el proyecto.
Ne kadar sürerse sürsün
Sin importar cuánto tarde
Ne kadar sürerse sürsün seni bekleyeceğim.
Te esperaré el tiempo que haga falta.
Bizi buradan kurtarın da, ne kadar sürerse sürsün hiç önemli değil.
El tiempo que sea necesario hasta que nos saquen.
Ne kadar sürerse sürsün.
No importa cuánto me cueste.
Ne kadar sürerse sürsün, dinlemede kalmam gerekiyor.
Tendré que escuchar todo el tiempo que sea necesario.
Anna, ne kadar sürerse sürsün buradan gideceğiz.
Cueste lo que cueste, saldremos de aquí.
Seni bekleyeceğim. Ne kadar sürerse sürsün.
Te esperaré... todo el tiempo que sea.
Ne kadar sürerse sürsün kalıp onu bulmaz zorundayız.
Debemos quedarnos hasta encontrarla, cueste lo que cueste.
Ne kadar sürerse sürsün, açılmadık taş bırakmamalıyız.
No hay que dejar piedra sin voltear, lo que sea.
Şu andan itibaren, ne pahasına olursa olsun ve ne kadar sürerse sürsün Springfield Müzesini, gözümü kırpmadan korumaya ant içiyorum.
Juro que no dormiré y vigilaré el museo día y noche por cuanto sea necesario desde este momento.
Ne kadar sürerse sürsün izinizi takip ederek sizi yakalayacak. Bizim tarafa gidiyoruz. Bizi takip etmelisiniz.
- Debe seguirnos hasta nuestro lado.
Ne kadar sürerse sürsün ben beklerim.
Esperaré todo el tiempo que haga falta.
Beklerim. Ne kadar sürerse sürsün.
Esperaré todo lo que sea necesario.
Olabilir. Ama aynı zamanda yük, Maquis için, ne kadar sürerse sürsün teslim edecek kadar değerlidir.
Es posible que su mercancía sea tan preciada para los Maquis que esperará cuanto pueda para hacer la entrega.
Ne kadar sürerse sürsün her zaman şu anda olduğu gibi kalacak.
Siempre estará como está ahora.
Güvenliğiniz ile şahsen ilgileneceğim. Ne kadar sürerse sürsün.
Me responsabilizaré personalmente de su seguridad, el tiempo que sea.
Kesinlikle, ne kadar sürerse sürsün.
El tiempo que sea necesario.
Grace'e karşı mahkeme ne kadar sürerse sürsün devam edecek misiniz?
¿ Sí? ¿ Piensa proceder con el juicio contra " "Grace" " sin importar cuánto tiempo tome?
O canavarı bulacağız ne kadar sürerse sürsün.
Lo encontraremos sin importar cuánto tardemos.
Ne kadar sürerse sürsün, seni bekleyeceğim.
No importa lo que tardes, esperaré por ti.
Önceden tasarlanmış bu saldırıdan galip çıkmak ne kadar sürerse sürsün içlerinde varolan erdemli güçle Amerikan halkı kesin zafer elde edecektir.
No importa el tiempo que nos cueste superar esta invasión premeditada, el pueblo americano, utilizando todas sus fuerzas, conseguirá la victoria absoluta.
Önceden tasarlanmış bu saldırıdan galip çıkmak ne kadar sürerse sürsün içlerinde varolan erdemli güçle Amerikan halkı kesin zafer elde edecektir.
Los Estados Unidos de América fueron repentina y deliberadamente atacados por fuerzas aéreas y navales del imperio de Japón. Es obvio que la planificación del ataque comenzó hace semanas.
Ne kadar sürerse sürsün.
ALo que tarde.
İlişkileri ne kadar sürerse sürsün, sonsuza kadar sürse bile, asla korunmadan yapamayacaklar.
No importa cuánto tiempo estén juntos incluso si lo están para siempre. Nunca podrán hacerlo sin preservativo.
Ne kadar sürerse sürsün Bu bebek ineklerle odada kalacağız!
Nos quedaremos en el cuarto con las vacas el tiempo que sea necesario.
Celeste Wood'a borçluyuz. Burada oturup davayı enine boyuna tartışmalıyız. Ne kadar sürerse sürsün.
Le debemos a Celeste Wood que nos sentemos aquí y deliberemos los hechos de este caso, cueste el tiempo que cueste.
bu deliklikten uzaklaşmak istersen... yerine bakarım. Ne kadar sürerse sürsün.
si quieres alejarte sólo tú y Bekkie, para que las cosas se tranquilicen lejos de esta locura te cubriré, el tiempo que sea necesario.
Sana daha önce söyledim hayatım doğru şeyi bulman ne kadar uzun sürerse sürsün umurumda değil.
Te dije que no me importa cuánto tardes en conseguir trabajo.
O zaman ama vazgeçmeyeceğim. Ne kadar sürerse sürsün bekleyeceğim.
En ese caso...
Ne kadar uzun sürerse sürsün.
No me importa cuánto tiempo lleve.
Ne kadar sürerse sürsün!
¡ Tanto tiempo como haga falta!
Gitmemi söylemezsen, bekleyeceğim. Ne kadar uzun sürerse sürsün.
En caso contrario, aquí estaré.
Ne kadar uzun sürerse sürsün, biz burada olacağız.
Tardes lo que tardes. Estaremos aquí.
Ne kadar uzun sürerse sürsün.
No importa cuánto lleve.
Ne kadar uzun sürerse sürsün senin gözünde eski saygımı kazanana kadar başka bir yere gitmeliyim.
Necesito estar en otro lugar hasta encontrar la forma de reivindicarme ante ti sin importar cuánto tarde.
Yücelik, ne kadar kısa sürerse sürsün bir insanı bırakmaz.
Y la grandeza, no importa cuán breve sea, acompaña siempre a un hombre.
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar iyisin 19
ne kadar kalacaksınız 33
ne kadar kaldı 101
ne kadar lazım 37
ne kadar oldu 153
ne kadar var 47
ne kadar da güzel 47
ne kadar uzakta 36
ne kadar süre 34
ne kadar garip 40
ne kadar kalacaksınız 33
ne kadar kaldı 101
ne kadar lazım 37
ne kadar oldu 153
ne kadar var 47
ne kadar da güzel 47
ne kadar uzakta 36
ne kadar süre 34
ne kadar garip 40