Sadece bir fikir traduction Espagnol
437 traduction parallèle
Bu sadece bir fikir.
Es buena idea.
Bu sadece bir fikir tabii.
Pero es sólo una opinión.
- Sadece bir fikir. Belki bir yakut kolye.
Es una sugerencia, un collar de rubíes.
Sadece bir fikir.
Es sólo una idea.
Bu sadece bir fikir oldu.
Era solo una idea.
Sadece bir fikir çalışması, hayatım.
Sólo una idea, querida Rose.
Sadece bir fikir.
Sólo una idea.
Şimdi sadece bir fikir, dinle bak.
Recuerde, es solo una idea.
- Sadece bir fikir, bir hisse.
- Sólo una idea. Una participación.
Sen tahmin et. Şu an için sadece bir fikir, henüz hayata geçirmedim.
No, tienes que adivinarla, es una idea, no un hecho comprobado.
Şimdilik sadece bir fikir.
Bueno, no, es sólo una idea.
Sadece bir fikir.
sólo fue una idea.
- Sadece bir fikir.
- Es sólo una idea.
- Bu sadece bir fikir.
- Sólo era una idea.
Sadece bir fikir.
Es una idea.
Benimki sadece bir fikir değil.
La mía no es la única opinión.
Sadece bir fikir.
Sólo es una idea, señor.
- Bu sadece bir fikir.
- Eso es sólo una opinión.
Ama bu sadece bir fikir Kate.
Pero, ese es el punto, Kate.
Bunun sadece bir fikir Ayrılığı olduğunu sanıyordum!
¡ Pensé que era una diferencia de opinión!
Bu şeylere yakın birileriyle. Ama bu sadece bir fikir Kate.
Alf ¿ Por que me encierras en esta caja?
Sadece bir fikir.
Solo era una idea.
Benimki sadece bir fikir önerisi. Yargılamıyorum.
He sugerido un posible motivo No he dicho que...
Sadece bir fikir, düşünceni öğrenmek istiyorum.
Es sólo una idea. Quiero tu opinión.
Sadece bir fikir. Niye fazladan malımız varken daha çok üretiyoruz? Fazladan mal olduğunu nereden biliyorsun?
Solo tengo un pensamiento Niles porque aumentar la producción cuando en realidad ya tenemos excedentes y en que te basas para afirmar que tenemos excedentes?
Kimseyi sana aşık olduğu için suçlayamam hayatım. Sadece ona yanlış fikir verecek bir şey olmasından çekiniyorum.
No es que yo reproche a nadie que se enamore de ti... pero confío que no suceda nada que le haga concebir esperanzas.
O sadece kafasındaki bir fikir.
- Tu madre me lo dijo Eso es sólo idea de ella
Elbette ki sadece senin gibi iyi yetişmiş bir kadın bunu düşünebilir. Ancak bu iyi bir fikir değil.
Claro está, sólo una mujer de su categoría podría tener esa idea, pero no me parece buena.
İyi bir fikir, ama sadece...
Es una buena idea, pero es...
Sadece çılgınca bir fikir olmadığını biliyordum, fakat Arkadin'e ulaşabilmem için olabilecek... en kısa yol, bu tekneydi.
No sólo sabía que era una locura, sino que lo más cerca que podía estar de Arkadin... era en aquel yate suyo.
- Aslında, bu sadece çabuk bir fikir.
- Era sólo una idea.
Yoldan geri kalmak sadece bir fikir!
Hace tanto tiempo que le seguimos.
Haklısınız. Ama hayatı boyunca bir kez sadece bir kez, annesiyle hem fikir olmadığını toplum içinde göstereceğini düşündüm.
Pensé que podría hacer que, por una vez en su vida estuviera en público desacuerdo con su madre.
- Bir fikir sadece.
- Es vago.
Sadece bilgim olsun diye soruyorum Bay Holden..... bir fikir adamı, bir otelde ne yapar?
Sólo para mi información ¿ qué hace un hombre de ideas en un hotel?
Sadece yararsız bir fikir.
Nada. Sólo una idea pasajera.
Benimki uçuk bir fikir sadece... Bir önseziye dayanarak tanımadığım bir kadını polis gözetimine aldıramam.
Es tan sólo una loca idea, no puedo poner en vigilancia policial a una extraña, solo por una corazonada.
Bana sadece kaba bir fikir verebilirseniz.
Si pudiera darme una idea aproximada.
Sadece iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum, hepsi bu.
No creo que sea buena idea, eso es todo.
Böyle bir fikir sadece hasta bir kafadan çıkar.
Esa idea sólo puede venir de una mente enferma
Sadece genel bir fikir verin yeter.
Basta con que me indique una dirección general.
Sadece bir iki fikir.
Tengo un par de ideas.
saldırganlığını bırakması için sadece ona izin vermek gerek, bütün bu cinayetler, çelişkili hipotezler, fikir saptamak bir canavarın iç geriliminden dolayı.
Sólo tiene que dejar que libere su agresividad. Todos esos asesinatos, hipótesis contractorias, ideas fijas sobre algún estrangulador han causado en él una tensión interna.
Senin bir koruma tuttuğunu tahmin ediyordum. Sadece düşük seviyeden insanların düşünebileceği bir fikir bu.
Eres el mejor cazador que pudo contratar, entonces eres tan tonto como ella.
Ve bence eğer onu alırsa fakirler için iyi bir fikir, değil mi? Onların en iyi arkadaşı, sadece onlar biliyorsa.
Es decortés que Clive no haya estado aquí, pero él trabaja tanto y pienso que será bueno para los pobres si él lo consigue.
Bunu hiç hissetmedin. Bu sadece öylesine bir fikir.
Vlene de golpe, como el vértigo.
Evet, ben sadece bilirsin, düşündüm de programımıza bu şekilde devam etmemiz iyi bir fikir...
Lo decía... ya sabes, tenemos compromisos. Pensé que sería una buena idea...
Sadece soyut, romantik bir fikir değil bu.
No es sólo algo abstracto, idea romántica.
Bunu başka bir yerde konuşabilirmiyiz gerçekten geri dönmem gerek. Tamam, sadece numaranı ver. bunun iyi bir fikir olduğunu zannetmiyorum.
podemos hablar de eso en otro momento... de verdad necesito regresar... bueno dime tu número... no me parece que sea buena idea
Aklıma bir fikir geldi sadece ama...
Tengo una idea, eso es todo.
Ben sadece güneşin konumu hakkında fikir veriyorum eğer batmadıysa bize zaman hakkında kabaca bir fikir verir.
Sólo sugiero que la posición del sol... si salió, te dará una idea del tiempo.
sadece bir fikirdi 32
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20