Sanıyorum traduction Espagnol
11,212 traduction parallèle
Sanıyorum ki şuralara yakın bir yerde doğdun şu nehrin yanında.
Y creo que naciste en algún lugar cerca de aquí, junto a este río.
Kesin değil ama orada şu kayıp kızı gördüğümü sanıyorum, Federson'dan. Andrea Payton'ı.
Y no estoy muy segura, pero creo que vi a esa chica perdida allí, de... ¿ De Federson?
Sanıyorum, Peter'ın şimdiye seninle irtibata geçmesi gerekiyordu.
Voy a asumir por el bien de la discusión... que Peter ya te ha contactado.
Bu teorine kanıtın olduğunu sanıyorum?
¿ Puedo suponer que tienes alguna prueba que respalde esa teoría?
Küvetin etrafı da kokulu mumlarla çevrili olur sanıyorum?
¿ Debo suponer que el baño estará rodeado de velas aromáticas?
Sanıyorum yarın akşamki ziyafete prensle gideceksiniz, bu yüzden benimle gitmenizi rica etmiyorum, fakat, ah, daha iyi bir fikrim var.
Bueno, supongo que irás a la fiesta con el príncipe mañana por la noche, así que no voy a pedir que me acompañes en su lugar, pero... tengo una idea mejor.
Odalarınızdan memnun kaldığınızı sanıyorum.
Espero que esté contento con sus habitaciones.
Katie'min buraya doğru yola çıktığını sanıyorum.
Estimo que mi Katie está lista para volver a mí.
Bertie'yi görmek için değildir sanıyorum.
- Me encontré con el Sr. Dawes en el pueblo.
Annesine mail attığın bilgisayar bu sanıyorum.
Esta debe de ser la computadora que usaste para enviarle un e-mail a su madre.
Öyle sanıyorum ki bu standart prosedüre dâhil değil.
Asumo que esto no es el procedimiento estándar.
Yani öyle sanıyorum.
Creo.
Öyle sanıyorum.
Supongo.
Ve sanıyorum sana parayı zamanında... ödemeyemeyince faiz oranlarını yükselttin.
E imagino que les subes los intereses... cuando no pueden pagarte a tiempo.
"Sanıyorum" mu?
¿ "Imagina"?
Sanıyorum iki gündür beni izlemenin bir nedeni vardır. ama görünen o ki bana söylemek istemiyorsun.
Asumo que tiene motivos para seguirme en estos dos días... pero parece que no quiere compartirlo conmigo.
Washington polisi tarafından tutulduğunu sanıyorum.
Supongo que fuiste contratada por la policía metropolitana.
Sonunda evlenmek üzere olduğunu sanıyorum.
Creo que va a casarse al fin.
Babamın tek çocuğunun kendinden, nefret ettiğini düşünerek öldüğünü sanıyorum.
Creo que mi padre murió pensando que su única hija fue consumida por su odio hacia él.
Süs iğneniz ise sizin için seçilmiş, integral hesabın sembolü. Sanıyorum ki fizik ve matematiğe olan düşkünlüğünüzü gösteriyor.
Y su prendedor es el símbolo de la integración en cálculo, elegido por su afición, deduzco, a las físicas y a las matemáticas.
Siz de sanıyorum ki bir düşessiniz.
Y usted, deduzco... es una Duquesa.
Anladığını sanıyorum.
Creo que lo entendió.
Aramızdaki anlaşma sürecini askıya almamız gerektiği konusunda hemfikiriz sanıyorum, aramızdaki ilişkiye hürmeten.
Pero creo que estarás de acuerdo en que deberíamos esperar para cualquier negociación u oferta, aunque sea por respeto.
- Bay Koskov adına buradasınız sanıyorum.
Entiendo que está aquí en representación del Sr. Koskov.
Sanıyorum sana istediğin şeyi vermeye hazırım.
Y creo que podría estar listo para dártelo.
Öyle, ama sanıyorum Louis onu seviyordu, bu yüzden...
No la soportaba, pero asumo que Louis la quería, así que...
- Sanıyorum öyle.
- Supongo.
Sanıyorum ki kim olduğunun bir önemi yoktur...
Supongo que no importa el autor.
- Cidden mi? Ne yapmaya çalışıyorum sanıyorsun?
¿ Qué crees que trato de hacer?
Ben, seni öldürme yollarının bir listesini yapıyorum. Size yük oluyorum gibi hissediyorum ve sanırım bir bongun üstünde uyuyorum. Açın şunu.
¡ Estoy haciendo una lista de formas de asesinarte! y creo que estoy durmiendo sobre una pipa.
Merhaba, Dorcheste-Reid'de avukat olarak çalışan Steven Horowitz'in ofisini mi arıyorum?
Sí, hola, ¿ es ese el mismo Steven Horowitz que trabaja como abogado en Dorchester-Raid?
Sanırım, zamanda yolculuk eden birisi tarafından sınanıyorum.
Suponga que contemplo la idea de los viajes en el tiempo y un Jinete de la Muerte.
Tanrım Christ, sanırım bu bir gelişim dürüst olmak gerekirse sadece işime odaklanıyorum
- Estoy más preocupado de que ella me asesine cuando duerma. ¿ Sabes lo que digo? Jesucristo, supongo que eso es progreso. Honestamente, sólo trato de estar enfocado en el trabajo.
Sevgililer Günü'nde Sue için büyük bir hazine avı planlıyorum ve yardımınıza ihtiyacım var.
Bueno, estoy planeando un gran día de Búsqueda del Tesoro de San Valentín para Sue, y necesito su ayuda.
Pekala, Devin Sevgililer Günü'nde hiçbir şey istemediğini söyledi ama sonra Hutch kızlar bir şeyler ister dedi ondan gerçekten hoşlanıyorum ve bunu mahvetmek istemiyorum.
Bien, pues Devin dice que no quiere nada por San Valentín, pero Hutch dice que todas las chicas quieren algo, y de veras me gusta ella, y no quiero arruinarlo.
Sanırım oyunculuğa başlıyorum.
Creo que quiero ser actor.
Sanırım o zamanki davranışım yüzünden şimdi cezalandırılıyorum.
Parece que estoy siendo castigado por las acciones que hice en la secundaria.
Sanırım elimden geldiğince iyi bir Hexenbiest olmaya çalışıyorum.
Supongo que intento ser la mejor Hexenbiest posible.
- Sanıyorum bir yanlışlık oldu.
- ¿ Tienes algo en los bolsillos?
Sanırım ben sadece bütün bunların neden olduğuna dair bir sebep arıyorum.
Buscando una razón por la que sucede todo esto.
- Anlıyorum, beni Jerry Tyson sanıyorsun ve bu durumu da kendim yarattığımı biliyorum.
Cree que soy Jerry Tyson y supongo que me lo tengo merecido.
Olaya karışan tipleri çıkarabileceğimi pek sanmıyorum.
No creo reconocer a ninguno de los involucrados.
Üzgün olduğum için böyle davranıyorum sanırım.
Solo estoy disgustada.
Bay Denning'le çalışan genç bir kadının kayboluşu hiçbir şekilde kampanyasının önüne geçemez. Rakibime katılıyorum.
Estoy de acuerdo con mi oponente.
Sanırım ben yapıyorum, Jones.
Creo que lo estoy haciendo, Jones.
Hadi, hemen tüyelim, dayanamıyorum artık muayeneye gelmesi yeteri kadar kötüyken şimdi çıktığımız için sanırım artık hiç kurtulamayacağım ondan
Vamos, salgamos corriendo. Ya no puedo soportarlo. Es suficientemente malo cuando estamos en el consultorio.
Sanırım sana ısınıyorum dostum.
Pienso que podrías agradarme, camarada.
Sanırım böyle birini tanıyorum.
Creo que conozco a alguien.
Soruyu bana sormanızı anlıyorum ama sanırım, sadece Ajan Keen'in size anlattıklarını doğrulamak içindir...
Entiendo que necesita hacerme la pregunta, pero asumo que es sólo para confirmar lo que la Agente Keen ya le ha dicho...
O garip şapkayı taktığı için emin olamıyorum ama sanırım gözünün üzerinde yara vardı.
Y no podría estar seguro, porque llevaba este sombrero extraño, pero creo que tenía una cicatriz sobre su ojos.
İntikamcılar, görsel veri alamıyorum fakat sanırım üzerimize geliyor.
Vengadores, mis recursos visuales no funcionan, pero creo que ya nos descubrió.