Sonuncusu traduction Espagnol
2,003 traduction parallèle
- En sonuncusu Santana Abraxas'tı.
- La última fué Santana Abraxas.
Bu gece McLaren'ların sonuncusu düşecek ve kraliçemiz tekrar ayağa kalkacak.
Esta noche, la última de McLaren antes de morir. Y nuestra reina renacerá nuevamente.
Bu sonuncusu.
Ésta es la última.
Bu sonuncusu Calevara adında birinden.
Y esta última es de un tipo llamado "Calavera".
Sonuncusu yavrum, hala buradayken al.
El último. Apúrate a comprármelo.
Bu sonuncusu.
Es el último.
- Sonuncusu, ama en önemlisi?
- Ésa es la más importante, ¿ o no?
Bu sonuncusu.
Toma, es el último.
Bronco, Maya Lordlarının sonuncusu orada kanatlarını açmış bir kartal gibi yatıyordu.
Bronco, el último de los Señores de la levadura, yacía con las piernas abiertas, atado a una camilla.
Ve bu, sonuncusu ve en kötüsü Mitch.
Y este último, pero igual de importante, es Mitch.
Sonuncusu, en zorlusu.
La última, lo más difícil.
Neyin sonuncusu?
El ultimo que?
Şu üçüncü baskısı yapılandan bahsediyorsun. O sonuncusu değil, Bruce.
Quieres decir el que está en su tercera reimpresión pero ese no es mi último, Bruce.
İlki ve sonuncusu.
El primero y el último.
- Aslında masa altı için iki bira. - Sonuncusu.
Otras dos cervezas para la mesa seis.
Sonuncusu bu gece öldürüldü.
El último fue asesinado esta noche.
Sonuncusu, "No rest for the wicked."
Y, uh, el último... "No rest for the wicked"...
Bu da çiçeklerin sonuncusu.
Éstas son las últimas flores.
Oğlum 10 yıl önce ailelerinden kaçırdığın 14 kurbanın sonuncusu.
Mi hijo... fue la última de las 14 víctimas que usted raptó hace 10 años de sus familias.
Ayrıca sonuncusu kadar kötü değildi.
Además, éste ni siquiera fue tan malo como el último.
Mekanik kopolimerlerin en sonuncusu.
Eso es lo último en copolímeros dinámicos.
Bu sonuncusu olacak.
Es la última vez.
Ve o gece onların sonuncusu da çekip gittiğinde, havayı kokladım ve vaktinin geldiğini anlamıştım.
Cuando el último de ellos se fue esa noche olí el aire y sentí que el momento había llegado.
Bu sonuncusu mu?
¿ Es ese el último?
Doku örneğinin sonuncusu.
La última muestra de tejido.
Sonuncusu teslim olmayacak gibi görünüyor.
Pareciera ser que el último de ellos se está entregandose ahora.
Sonuncusu. Su alabilir miyim?
Última. ¿ Podría tener algo de agua?
Altı tane karbon matkap ucu kullandık, sonuncusu bir anda kızardı.
Usamos seis mechas de widia diferentes, y la última se derritió.
Ama sonuncusu babamla ilgiliydi.
Pero la última fue mi padre.
Sonuncusu.
Es el último.
Sonuncusu Peabody'e aday gösterildi, o da her neyse.
La última fue nominada para un Peabody, sea lo que sea.
Pantolon bakıyordum ve sonuncusu için seninle kavga ettik.
- Nos conocimos en la plaza. Yo compraba pantalones, y nos peleamos por el último par.
Ve sonuncusu ama, Bayanlar Baylar, bu şampiyon için bir alkış alalım :
Y por último pero no menos importante, damas y caballeros, demos un fuerte aplauso a nuestro vigente campeón :
Bu sonuncusu
Este es el último
Ve bu, sonuncusu ve en kötüsü Mitch.
Y él, que no es menos por ser el útlimo, Mitch.
Sonuncusu.
La última.
- Sonuncusu, hırsızlıklar başlamadan bir hafta önceymiş. - Hayır.
El último tuvo lugar una semana antes del primer robo.
Sonuncusu dünmüş. Hırsız da bunu bir şekilde öğrenmiş.
Y eso fue ayer, así que fue obturado de cierta forma.
O sonuncusu muydu?
¿ Esa es la última vez?
Bu sonuncusu.
La última.
Sanırım aile içi görünüyorsa, kesin aile içidir, ama sonuncusu değildi, değil mi?
Y si parece un asunto doméstico, es un asunto doméstico.
Ve sonuncusu.
Y será la última.
Sonuncusu mu? Bu, benim sevdiğim peri masallarından. Gerçek aşkın her şeyi yendiği sonsuza dek mutlu yaşananlardan.
El pasado... ahora este es mi cuento de hadas donde el amor verdadero triunfa y donde ellos viven felices para siempre.
Sonuncusu, ona anlattım, Sadece Tanrı aşkına geri dönecek.
Al último, le dije, que acababa de regresar por amor de Dios.
Sonuncusu da 8209 Cyers Yolu'nda uyanıyor ve 4413 Batı 61. Sokağı'na gidiyor.
El último apareció en el 8209 de Cyers Lane y cayó en el 4413 de la calle 61 este.
Seni aramadığımı biliyorum, ve tatilde yılbaşı kartı ya da meyveli kek bile almadığına eminim. Şey, sonuncusu için minnettar olabilirsin.
Sé que no te he llamado y me parece bien que no hayas recibido más que una postal navideña o tarta de frutas para las vacaciones.
- Sonuncusu mu?
¿ El último?
Plantegenet hanedanının sonuncusu, Beyaz Güllerin sonuncususunuz.
Los últimos Plantagenets, los últimos de los Rosa Blanca.
- Sonuncusu.
- Es la última.
Ama en sonuncusu, bayağı eski.
Pero es bastante vieja, esa última.
Sonuncusu genelde yalan olmuyor.
y un "pelea con el vendedor de panchos", esa muy seguido no es una mentira.