English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ T ] / Tabii var

Tabii var traduction Espagnol

3,976 traduction parallèle
Bir ihtimal daha var tabii.
Bueno, hay otra posibilidad.
Tabii ki bunu yaptığımdan haberi var.
Por supuesto él sabe que hago esto.
Tabii, saldırganlığını geliştirmek için bir şeye ihtiyacı var zaten.
Él necesita otra manera de ejercitar su hostilidad.
O kadar pratiğimiz var tabii.
Hemos tenido práctica.
Evet, var. Gerçekten isterseniz tabii...
Bueno, sí, se puede, si realmente lo desea.
- Göğüs eti var, tabii ki.
Vale, tomaremos falda de ternera.
Tabii ki bir karşılığı var.
Por supuesto... Recibo un salario adecuado.
Tabii. Kimliğim var.
Claro que tengo carnet.
Senin ailen var tabii.
Tienes una familia.
Başka yeteneklerim de var tabii eğer size gösterme şansını verirseniz.
También tengo otros talentos... si me dierais la oportunidad de enseñarlos.
- Kaset mi var? Artık yok, tabii Tony Gianopolous'un kasetle onu yalnız bıraktığına dair yeminli ifadesine itiraz etmezsen.
Ya no, a menos que desees cuestionar la declaración jurada de Tony Gianopolous diciendo que le dejaste a solas con la grabación.
Evde kimse var mı? Tabii, içeri gelin.
- ¿ Hay alguien en casa?
Makası olan var mı ya da tabii ya, bıçak.
¿ Alguien tiene unas tijeras o... Ah, cierto, Blade.
Biraz alkoliklik var tabii.
Un poco alcohólico.
Tabii ki var.
Claro que tenemos amigos.
Tabii ki bir ailen var, Jesse.
Tienes una familia, Jesse.
Tabii sınav da var.
El examen.
Tabii ki okullarda değişen şeyler de var.
Sí, las cosas están cambiando en la secundaria.
Tabii tüm bunların bir etkisi daha var.
Pero esto tiene una consecuencia.
Müsaade var mı? - Tabii.
Seguro.
Tabii ki, filmler var ama bence Godfather'dan bu yana iyi bir film yapmadılar.
Por supuesto, hay películas, pero por mi dinero, no han hecho nada bueno desde "El Padrino".
Diğer şeyler de var tabii ama o konuda endişe etmeyesin.
Bueno, entre otras cosas, pero deberías estar bien en ese frente.
Evet... Evet, tabii... İçkiye ihtiyacım var.
Sí, solo que necesito un trago.
Evet, bir de o var tabii.
Sí, también está eso.
- Bir de Stanton var tabii.
- Y por supuesto a Stanton.
Ama tabii Barrett'in mazereti var.
Ella, por supuesto, tiene coartada.
- Bir dakikan var mı? - Tabii.
- Oye, ¿ tienes un minuto?
O da var tabii.
Eso también.
Medisonus'ta çalıştığı zamanlardan kalma bir şey var mı diye bir bakabilir misiniz? Tabii.
¿ Puede volver a mirar si hay algo de los años en los que estuvo en Medisonus?
- Tabii ki var!
¡ Claro que la hay!
Tabii ki de var yüreğim.
Tengo, demasiadas, agallas.
Tabii ki paran var.
Claro que tienes.
Varım tabii ki.
¿ De qué hablas?
Çünkü omuzlarımın üzerinde bilinçli bir başım var. Tabii ki bir kaç hata yapacağım, 19 yaşındayım.
Porque tengo la cabeza bien puesta sobre los hombros.
- Tabii ki var.
Claro que la hay.
Tabii ki biz giderdik ama Güney Bend'de ikizlerin voleybol turnuvası var.
Bueno, iríamos, por supuesto, pero las gemelas tienen un torneo de voleibol en South Bend.
Tabii ki var.
¡ Claro que sí!
Tabii ki var...
Claro que...
Hayır, tabii ki önemi var.
No, no, no está bien.
Tabii ki de kabiliyeti var.
Claro que es capaz.
Geçtiğimiz 3 senede üvey ailemi kaybettim, gerçek ailemi kaybettim teyzemi, vasimiz Alaric'i kaybettim, üstüne bir de kardeşim Jeremy öldü. Ama o sonra geri döndü. Orası var tabii.
En los últimos tres años, he perdido a mis padres adoptivos, a mis verdaderos padres, a mi tía, a nuestro tutor Alaric, y mi hermano Jeremy murió, aunque él volvió a la vida, así que ahí está eso.
Tabii ki var.
Por supuesto que tienes un baño.
Var tabii ki.
Claro, por supuesto.
Bir de hava spreyi var tabii. Hatırlamışken... Eskiden para gibi kokardım.
Bueno, eso y un montón de ambientador, lo que me recuerda que... yo solía oler como los dólares.
Tabii bizim gerçek bir şansımız var.
Con la excepción de que nosotros tenemos una oportunidad.
Onun için çok özel bir planımız var. Tabii senin için bir sakıncası yoksa.
Bueno, tenemos un plan muy especial para él, si no tienes un problema con ello.
İçinde dinleme cihazı var tabii ki.
Con un micro, por supuesto.
- Biraz vaktin var mı? - Tabii.
- ¿ Tienes un segundo?
Varım tabii ki.
- Por supuesto que voy.
Tabii ki var!
¡ Claro que sí!
Var de. Tabii ki.
- Dile que sí, dile que lo tienes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]