English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ T ] / Tabii ki benim

Tabii ki benim traduction Espagnol

562 traduction parallèle
Tabii ki benim erkek arkadaşım.
Pues sí. Éste es mi hombre, ¿ y qué?
- Tabii ki benim.
¿ Eres realmente tú?
Bak, tabii ki benim çalışmalarımı beğendiğini söyleyecek.
Por supuesto que ella iba a decir que le gusta mi trabajo.
Tabii ki benim.
¡ Por supuesto, soy yo!
Ve tabii ki benim güvenimle birlikte.
- y mi confianza.
- Tabii ki benim. - Sizin olduğunu bilmiyordum.
¿ Es suya?
Tabii ki benim derdim : ben bir Amerikalıyım, değil mi?
Es mi presidente, ¿ no? Todos hemos de preocuparnos.
Tabii ki benim fikrimdi.
Claro que fue mía.
Tabii ki benim.
- Claro que soy yo.
Oğlumun dostu, tabii ki benim de...
Yo, a los amigos de mi hijo...
Tabii ki benim için de öyle. Sırtımdan bir yük kalkacak.
Y para mí también, porque me quitará ese peso de encima.
- Tabii ki benim arabam!
- Claro que lo es.
- Tabii ki benim!
- ¡ Por supuesto que es mío!
Tabii ki benim.
Pues claro que soy yo.
- Tabii ki benim!
- ¡ Por supuesto!
Tabii ki benim, Ariel.
Claro que soy yo, Ariela.
Dinle, benim kararım olduğunu biliyorum, o yüzden hayatıma devam etmem kolay oldu, bir de üzerine espriler yapmak tabii ki.
Mira, sé que esto fue mi decisión, así que fue más fácil para mí superarlo, y, bien, sabes, hacer bromas y eso.
Rusya için çok kötü bir gün olacak, tabii benim için de, eğer ki o günleri görürsem.
Será un mal día para Rusia, y para mí si llego a vivir tanto tiempo.
Tabii ki. Senin gibi 10, benim gibi 5 kişiyi çeker.
Puede aguantar a 10 como tu y 5 como yo.
- Tabii ki de benim.
- Claro que sí.
Böyle bir şeye izin vermek gibi bir niyetim yok tabii ki. Benim de.
No tengo ninguna intención de permitir tal arreglo.
Tabii ki hayır. Benim, birine ya da bir şeye kızmaya ne hakkım var?
No. ¿ Por qué debo de estar enfadado?
Benim yardımımla tabii ki.
- Con mi ayuda, claro.
- Tabii ki hayır. Belki bunu sormam size tuhaf gelecek ama insanlar benim yüzümü hiç hatırlayamaz.
Tal vez le parezca extraño que se lo pregunte, pero...
- Tabii ki Bébert, benim Bébert'im.
En persona. ¡ Mi Bébert!
Tabii ki buradayım, benim küçük şapşalım!
- ¡ Por supuesto, tontuela!
Tabii ki tanıyorum O benim ilk kocamdı.
Giuseppe tiene la culpa.
- Tabii ki benim yüzümden.
Claro.
Son kez söylüyorum, parti benim değil, senin ve tabii ki katılacaksın.
Y por última vez, no es mi fiesta, es la tuya. Y sí irás.
Hayır, sen tabii ki sevmedin ama kim diyebilir benim sevmediğimi?
No, claro que tú no... pero, ¿ quién dice que yo no?
Benim için hava hoş, yeter ki ne istediklerini bilsinler. - Tabii. - Bak şimdi...
- ¡ A veces logran ponerme nervioso!
Bir yazar, tabii ki bir Alman..... benim düşündüklerimi yüksek sesle söylemeye cesaret ediyor.
Un hombre. Evidentemente, un alemán, se atreve a decir en voz alta lo que yo pienso.
- Benim bir korkak olduğumu mu düşünüyorsun? - Tabii ki hayır.
- ¿ Crees que soy un cerdo?
Benim için önemli olan sadece sen olduğuna göre onlar, tabii ki, köle olarak satılacaklardır.
El único que me importa eres tú. Los demás serán vendido como esclavos.
Tabii ki maviydi. Aynı benim gözlerim gibi.
Claro que era azul, el color de mis ojos.
Benim denetimimde, tabii ki.
Bajo mi supervisión, naturalmente.
Kısmet tabii ki, ama benim yöntemim onu da hallediyor hiçbir şekilde karınıza haber uçuramazlar.
Cierto, pero mi método se asegura de que sea imposible que tu esposa se entere.
Tabii ki, Mark'ın eskiden benim favori sevgilim olduğunu biliyorsundur.
Claro, Joanna, sabes que Mark era mi galán favorito.
Acaba benim... -... elimi tutar mısınız? - Tabii ki.
Quizá, ¿ le importaría cogerme la mano?
Tabii ki ihtimal veriyorum. Benim başıma geleceğini düşünmemiştim, hepsi bu.
Por supuesto que no, pero pensaba que eso no me llegaría a suceder a mí.
- Benim, tabii ki.
- Los míos, claro.
Tabii ki. Seni görevlendirdiğim için senin... Manuel seni uyandırmadığı için onun... suçlu olduğunu düşünüyordum ama... aslında baştan beri, benim hatammış.
Yo pensaba que era tuya por estar al cargo o la de Manuel por no despertarte pero resulta que es culpa mía.
Tabii ki, benim çocuğum.
Claro, mi pequeña.
Daha da mühimi, benim ufaklığı tabii ki!
Y lo más importante, mi cosa.
Tabii ki, Profesyonel görünmek için, iki misli çabalıyorum. Benim için tek önemli olan, parçalamak ve kesmek... çünkü biliyorum ki, eğer diğer iki rahip rahatsızlığımdan kuşkulanırsa... ve ben herhangi bir şekilde, bu tekrarlanan, kokuşmuş işin... hiç bir iyi tarafı olmadını ima edersem... bir sonraki kurban ben olurum.
lntensifico mis esfuerzos, corto y rajo con toda mi alma, porque sé que si los ayudantes se dan cuenta de mi angustia y de que dudo de la utilidad de este ritual asqueroso y apestoso, seré el siguiente sobre la roca.
Ve tabii ki ordaki de benim, hizmetçi : Alice
Y por supuesto, esa soy yo, Alice.
Bay Steele, şu fotoğrafı benim için imzalar mısınız? - Tabii ki.
Sr. Steele, ¿ puede firmarme esta foto?
Benim için mi, yoksa salıncak için mi? Tabiî ki salıncak için.
El columpio, claro,
Tabiî ki, söylediğim her şey benim kim olduğum bağlamında alınmalı.
Claro que lo que digo tiene que entenderse dentro del contexto de mi identidad.
Sen benim ablamsın. Pis pis bakacağım tabii ki.
- Sí, aunque eres mi hermana
Tabii ki, herkesin nasıl varsa benim de vardı... ama o her kimse yada neye benziyorsa, hiç bilemedim.
PensándoIo bien, claro que tuve una madre. Pero, no sé quién era, ni de dónde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]