English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ T ] / Tar

Tar traduction Espagnol

2,816 traduction parallèle
- O sadece metal parçaları tarıyor.
El lector rastrea los chips mediante un elemento metálico barato.
Kilise korosundaki bütün çocuklar saçlarını senin gibi mi tarıyor?
¿ Todos los chicos en tu coro tienen que peinarse así?
- İşte yine veriliyor. - Sıradaki haber. Bölge polisi ve FBI, kendilerini kayıp varis Emma Ward'ı yönlendirebilecek herhangi bir ipucu için Spokane'in kuzeyindeki alanı tarıyorlar.
- En seguida, la policía local y el FBI están recorriendo la zona norte de Spokane para cualquier pista que pueda llevarlos hacia la desaparicida heredera Emma Ward,
Tarımı seviyorsun, Tanrı biliyor ya, o da cepte.
Amas la agricultura y la tienes.
Sıcaklık olan noktaları tarıyoruz ama orada erkek mi kadın mı var ayırt edemiyoruz.
Escaneamos señales térmicas. No podemos verificar el sexo desde ahí arriba.
O kollarını sıvar, öğle yemeği için kutuya bir sandviç koyar ve işleri Tar Heel State'getirir.
Él se remanga, mete su sándwich en su lonchera... y genera empleo en el Tar Heel State.
Bu da kuzenim Tarık.
Él es mi primo, Tarik.
Tarık.
Tarik.
Tarık!
Tarik!
Tarık, harita!
Tarik, ¡ el mapa!
Tarık.
Hola, Tarik.
Tarık, hayattayız!
Tarik, ¡ estamos vivos! ¡ Tarik!
Tarık!
¡ Tarik!
Tarık, bize köprü lazım.
Tarik, necesitamos un puente.
- Tarık!
- ¡ Tarik!
Tarık, kurtuldun!
Tarik, ¡ estás a salvo!
Tarık, sıra sende. Başla bakalım!
Tarik, tú sigues. ¡ Ve!
Tarım işçisi.
Agricultor.
İşlenmiş şeker. Bu tip iki şeker hastalarının kullanması için tarım ticareti tarafından üretilen bağımlıIık yapıcı bir ilaç.
Azúcar procesada... esa es una droga adictiva pregonada por las grandes agroindustrias para promover una epidemia de diabetes tipo 2.
Juan Rucillio, tarım uzmanı.
Juan Rucillio, agricultor.
Henüz Orta Çağı yaşayan bir tarım kasabası.
Auteuil en la edad media era un pueblo Con campesino ¿ Sabes?
Hepimiz bunun modern tarımla olduğunu biliyoruz.
Todos sabemos que eso requiere la agricultura moderna.
Toprağınızdan daha fazla ürün alabilmek için bir tarım canavarı nasıl olunur konusunda oturup konuşmak için bir şansımız var.
Tuvimos la oportunidad de hablar de cómo AgriWarrior puede generar una explosión de nutrientes en su tierra.
Sanki cildimi tarıyorlar.
Ellos hacen que se me herize la piel! .
Kişiliğine uymadığı halde bunda önemli bir rol oynayıp hepimizin ilgisini tarıma çeken kişi ile birlikteyiz.
Ahora enfocamos nuestra atención en la agricultura donde una peculiar personalidad ha entrado a la escena a lo grande.
Gölü hem yüksek hem de düşük çözünürlüklü sonarlarla tarıyorlar.
Estamos haciendo barridos sonares de alta y baja resolución del lago.
Sizin dünya çapında tarımsal şirketler... grubunun yönetici olmanız, sizi kesinlikle hedefler arasında gösteriyor.
El que usted sea el CEO de un conglomerado mundial de agricultura ciertamente lo pone dentro de ese club.
Aman tarım, harika görünüyorsun.
Dios mío, estás impresionante.
Bunu Jeffersonian'a çeviri ve yorumlama için götürmek istiyorum.
Quiero llevar esto de vuelta al Jeffersonian para traducir e interpre tar.
Çiftçi çocuklarına nasıl tarım yapılacağını mı öğretiyorsun.
¿ Les enseñas a los chicos granjeros a trabajar en la granja?
Onlara nasıl tarım yapılacağını öğretmiyorum.
No les enseño a trabajar en la granja.
Bir dava üzerinde çalışıyorum. Siteyi tarıyorduk ve karşıma çıkıverdi.
Estoy trabajando en un caso, estábamos escaneando el sitio, y me encontré con él.
Uçuş görevlilerimize Tarımsal bildiri formlarınızı teslim etmeyi unutmayınız
No se olvide de entregar los formularios de declaración de agricultura a un asistente de vuelo.
Adam her gün onun saçlarını tarıyor. Eve film getirip, birlikte izliyorlar.
Este tipo le cepilla el cabello todas las mañanas y lleva películas a su casa para que vean juntos.
Yanına uğrayan kuzeni, ziyaretçi defterini Mr. Tar H. Horse olarak imzaladığında şüphelenmemiz gerekirdi.
Deberían haber sospechado cuando su primo de visita firmó como "Sr. Tar H. Horse".
- Tarık mı?
- ¿ Tarik?
Tarık için sürekli endişeleniyorum.
Yo siempre estoy preocupada por Tarik, así son ellos.
Evet. Bu yüzden şu an parmak izlerini ve yüzlerini tarıyorum.
Por eso actualmente estoy revisando las huellas y haciendo reconocimiento facial.
İlk keşiften bu yana tüm kuleleri tarıyoruz.
Estuvimos rastreando todas las torres desde el primer descubrimiento.
Adamlarım dualarımızın cevap bulması için kırsal bölgeyi tarıyor.
Mis hombres peinaron el campo, tomando medidas en favor del pretor.
Democles Base Kree gemisini tarıyor!
¡ La base Damocles está escaneando la nave Kree!
Kampüsteki kablosuz ağları tarıyorum.
Estoy buscando redes Wi-Fi en el campus.
- Plastik, petrokimya, tarım.
- Caucho, petroquímica y agricultura. - Correcto.
Annemin peruğunu tarıyordum. Pencerenin kenarında ise bir kuzgun oturmuş benimle alay ediyordu. Beni yargılıyordu.
Tuve otra pesadilla en la que cepillaba la peluca de madre mientras un cuervo sentado en el alféizar, se burlaba de mí, me juzgaba, me decía que nunca llegaría a nada.
Çocuklar, bunu tarışmayacağız, tamam mı?
Chicos, no vamos a hablar de esto, ¿ vale?
Tarın hoşuma gidiyorum.
Me gusta su estilo.
Her hafta saçlarını tarıyorsunuz.
Se lo desenredas cada semana.
Hatırlarsanız Sue solaktı, ama Suki sağak... ve Suki saçını bu tarafa tarıyor.
Ahora, como recordarán, Sue es zurda, pero Suki es diestra... Y Suki lleva el cabello de lado.
Kekemelik taklidi yapmış galiba
Hay que imitar su... tar... tar... tartamudeo.
Ne var ne yok? Amiral Ripsnarl şarj olduğunda başarı için Kahraman Deadmines içinde, biraz tarımsal alan kapacağım ve büyücülerim Vapors hakkında çalışabilecekler.
- ¿ Qué tal, Bri? - Hola. - Puedes usarlo...
Tarımı seviyor.
Es un chico de granja.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]