Turk traduction Espagnol
1,558 traduction parallèle
Sizce Turk'e aşırı mı tepki veriyorum?
Entonces, ¿ piensan que estoy exagerando acerca de todo este asunto con Turk?
Onlardan nasıl kurtulacağımı biliyordum, ama bunu Turk'e yapamam.
Yo sabía como liberarme de ellas, pero no le puedo hacer eso a Turk.
Hey, Turk?
¿ Turk?
Turk ve Carla'nın evliliklerinde, Turk'un yaptığı salakça bir şey yüzünden sorunlar vardı, ben de dün gece işler düzelsin diye Carla'yı dışarı çıkardım.
El matrimonio de Turk y Carla estaba en problemas por alguna estupidez de Turk así que anoche saqué a Carla para que se relajara un poco.
Arkadaşça bir öpücükten birazcık daha ileri bir şeydi, bu yüzden Turk'e söylememeye karar verdik.
Fue más que un beso entre amigos, asi que decidimos no contarle a Turk.
Bu hileli bir soru, eğer evet dersem, "Ahbap, karın çok ateşli" "biraz daha istiyorum" demiş gibi olacağım.
Bueno, es una pregunta con trampa, Turk. Me refiero a que si digo "sí", es como si dijera "demonios, amigo, tu esposa es atractiva y me gustaría tener algo de eso."
Turk'de yanlarındaymış!
¡ Y Turk también está aquí!
Turk, bak, üzgünüm, ama bana inanmalısın.
Turk, mira, lo lamento mucho, pero tienes que creerme.
Turk, eski kız arkadaşını aramaya başladığında ne kadar kızdığımı hatırlıyor musun?
Turk, ¿ sabías lo molesta que estaba porque hablabas con tu ex-novia?
- Turk!
¡ Turk!
- Sorun olmadığını söylemiştin!
¡ Turk, dijiste que no tenías problemas!
- Anlaşılabilir. - Hayır! Neden öyle olsun?
No, Turk, es comprensible.
Endişelenme, her şey düzelecek. Turk'u tanıyorsun.
No te preocupes, todo estará bien, ya lo conoces.
Ahbap, bana tonlarca içki içirdi, sarhoş olduğumda kendimi kaybettiğimi çok iyi biliyor.
Turk, ella me puso algo en mi trago y sabe que me bloqueo cuando estoy ebrio.
Turk'le konuştuğunu sanıyorsun, değil mi?
Crees que estás hablando con Turk, ¿ no? Idiota.
Biliyorum, ama adımın Turk olduğunu söyledim.
Lo sé, pero le dije que mi nombre era Turk.
Turk benimle konuşmuyor.
Turk no me habla.
Belki de çok iyi arkadaş olmamızdan kaynaklanıyor, ama Turk'un bunalımda olduğu hissine kapıldım.
Tal vez es porque somos mejores amigos pero tenía una leve sensación de que Turk estaba deprimido.
Turk, inanmazsın belki ama kadınlar hakkında pek bilgim yok.
Turk, no vas a creer esto, pero no sé mucho sobre mujeres.
Kendini daha iyi hisseder misin bilmem ama eminim ki Turk berbat bir haldedir.
Si te hace sentir mejor, creo que Turk se siente tan miserable como tú.
Turk'ün nesi var?
¿ Qué sucede con Turk?
Dinle, Turk'ü şöyle neşelendirdim ; her şeyin onun için olduğunu düşündü.
Escucha, la forma en que animé a Turk... Lo hice ser el centro de atención.
Buyur, Turk?
¿ Sí, Turk?
Evliliğinin yoluna girmesini istiyorum ama Turk'ün tekrardan sadece bana kalması güzel.
Quería que su matrimonio funcione pero es agradable tener a Turk todo para mi otra vez.
Geçen yaz, Turk ve ben, şehir merkezinde "Hepatit C" salgınının kontrol atına alınmasıyla barmenlik okuluna gitmek arasında seçim yapmaya zorlandık.
El verano pasado, Turk y yo nos vimos forzados a elegir entre ayudar a detener una epidemia de Hepatitis C en la ciudad, o ir a una escuela de bármanes.
Özellikle de Turk'ün Carla ile yapacağı büyük görüşme öncesi stresini atması gerektiğini bildiğim için.
Especialmente porque sabía que Turk necesitaba desahogarse antes de su gran unión con Carla, al día siguiente.
Turk. Carla'nın içinden geldiği gibi konuşmandan hoşlandığını biliyorsun.
Turk, sabes que a Carla le gusta cuando hablas desde tu corazón.
Dinle. Carla'ya benim hatam olduğunu söyle. Çünkü tüm gece Turk'ü ayakta tuttum.
Escucha, dile a Carla que fue mi culpa porque mantuve a Turk fuera toda la noche y se quedó dormido.
Peki niye Turk beni aramadı?
¿ Por qué Turk no me llamó aún?
Turk neden onu aramadı?
¿ Por qué él no la llamó?
J.D.'ye Turk'ün ne zaman görüşmek istediğini sor.
Pregúntale a J.D. cuándo quiere Turk que nos encontremos.
Turk ne zaman görüşmek istiyor?
¿ Cuándo quiere Turk que se encuentren?
Turk'e başka ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
No sabía que más decirle a Turk.
Bunun için çabalıyorum, Turk.
Estoy tratando de volver, Turk.
- Yılın bu zamanında, genelde herkes gider, ama Turk bir senelik daha sözleşme yaptı.
Esta es la época del año en la que todos se van por nuevos trabajos pero turk consiguió otro año de residencia.
Bana gelince, sadece Turk'ün duygularımı incittiğini fark etmesini istiyordum. Bilmiyorum.
En cuanto a mí, no quería que Turk supiera que había herido mis sentimientos.
Turk beni üzdüğünün farkına bile varmamıştı, bu yüzden doğru hareket, ona içimden gelenleri anlatmaktı.
Turk ni se dio cuenta que me molestó así que lo mejor era explicarle mis sentimientos.
Belki de Turk'e karşı haksızlık ediyordum.
Tal vez fui injusto con Turk.
Ama Turk gururlu bir insandır, ve gururlu insanların anlayışsız davrandıklarını kabul etmeleri çok zordur.
Bueno, pero Turk es muy orgulloso y es difícil para las personas orgullosas admitir cuando han sido insensibles.
Turk!
¡ Turk!
Maalesef, Jake önce Turk ve benim süzgecimizden geçmeliydi ve bizim iyi adam testimizden daha göz korkutan başka bir şey bulamazdınız.
Desafortunadamente para Jake, aún tenía que ser aprobado por Turk y por mí y nada es tan desalentador como la prueba del buen tipo.
Bayanlar ve baylar, Chris Turk.
Damas y caballeros, Chris Turk.
Aslında, Turk, sen de biraz Coxvari sayılırsın.
En verdad, Turk, eres un poco parecido. Me refiero a ese estúpido baile de la victoria que haces cada vez que ganas la más mínima discusión. Sí.
Turk, sen haklıymışsın.
Sabes, Turk, tenías razón.
Turk ve benim çok popüler olmamızın sebeplerinden birisi, meslektaşlarımıza yardım etmeyi çok sevmemizdir.
Una de las razones por las que Turk y yo somos tan populares aquí es porque nos encanta ayudar a nuestros compañeros.
Hooch'un bizi sevmesi kadar, Turk'un mutlu olduğunu görmek de çok güzeldi.
Más alla de ver como Hooch nos amaba, aún mejor era ver a Turk feliz.
Carla ile beraber çiftler terapisine başlamışlardı ve Turk'un bundan hoşlandığını zannetmiyordum.
Él y Carla habían comenzado recientemente terapia de pareja y no estoy seguro de que él lo estuviera disfrutando.
Git Turk'le konuş.
Ve y habla con Turk.
Turk.
Turk.
- Hey, Turk.
- Hola Turk.
Haklı olduğumu biliyorsun, Turk.
Sabes que tengo razón, Turk.