Tüm istediğim traduction Espagnol
1,172 traduction parallèle
Tüm istediğim, araba parçalarından oluşan kargomu teslim edip - -
Lo único que quiero es entregar los repuestos de automóvil y olvidarme...
Tüm istediğim bu.
Es todo lo que quiero.
Bakın tüm istediğim sadece gemime geri dönmek, ve sizin şu aletleriniz ile bunu yapabileceğimi düşünüyorum...
Mire, todo lo que quiero hacer es volver a mi nave y creo que tal vez habría una forma de usar esta ruptura espectral suya...
Tüm istediğim bu davanın çözümlenmesi, tıpkı sizin gibi.
Solo quiero resolver el caso. Como usted.
Tüm istediğim şey ise, bunu onun yüzüne söylemek. Böylece kimin kim olduğunu ve kimin onunla ya da Grace ile gitmeyeceğini hatırlar. Şunu da eklemeliyim.
Lo único que pido, y se lo digo a la cara, es que tenga presente quién es quién, y que ni ella ni Grace se den esos aires.
Tüm istediğim yağmurda su geçirmeyen iyi bir çift ayakkabı alacak kadar para.
Todo lo que quiero es dinero suficiente para comprar zapatos decentes, que no les entre la lluvia.
Tüm istediğim bu.
Eso es todo lo que pido.
Senden tüm istediğim bu.
Eso es todo lo que pido.
Burada seni sıkboğaz edip, kafanı kızdırmak için durmuyorum, bu gerçekleri al ve karıştır. Tüm istediğim kafandaki gereksiz ayrıntılardan kurtulman ve bunu senden direkt olarak duymak.
No estoy aquí para atragantarte o volverte loco ni para alterar los hechos simplemente quiero que te ahorres las sutilezas y me lo des en bruto.
Tüm istediğim halkıma bir iki büyülü dakika yaşatmak
Sino para dar a todos Mis descamisados Un momento mágico, o dos
Fakat benim tüm istediğim bir hokey oyuncusu olmaktı.
Pero mi única ambición era jugar hockey.
Ağzımı tatlandırmak için tüm istediğim buydu.
Es todo lo que necesito para endulzarme la lengua.
Tüm istediğim sadece 10 dakika... Mikhail'i elinde tutmandı.
Te pedí que detuvieras a Mikhail 10 minutos.
Senden tüm istediğim Frank ve Linda'nın yanında yaşamanın üstesinden geleceğine söz vermen.
Lo único que quiero que me prometas es que puedes estar cerca de Frank y Linda.
Sizden tüm istediğim biraz ileri görüşlülük.
Yo sólo les estoy pidiendo que tengan una pizca de visión.
Tüm istediğim gemiydi.
Lo único que queria era la nave.
Tüm istediğim beni seven bir babaydı.
Todo lo que quería era un padre que me amara.
Tüm istediğim kasetler.
Quiero la cinta.
Tüm istediğim bu. Lütfen?
Sólo pido eso. ¿ Por favor?
Sizden... tüm istediğim onu hoş karşılamanız. Sizi yeni sınıf arkadaşınızla tanıştırayım..
Así que hagan que se sienta bienvenido.
Tüm istediğim bu.
Es lo único que pido.
Hayatım boyunca tüm istediğim yalnız bırakılmaktı.
En realidad, lo que siempre quise fue que me dejaran en paz.
Tüm istediğim bu.
Eso es todo lo que quiero.
Tüm istediğim burada bana şikayet etmeden yardımcı olman.
Todo lo que pido a cambio es que me ayudes sin quejarte.
Tüm istediğim onlar. Kabinin dışındaki herşey, sizde kalabilir.
Todo lo que está fuera del gabinete pueden quedárselo.
Tüm öğrenmek istediğim buydu, boş yere kavga ettik.
Eso es todo lo que quería saber. Esta pelea no era necesaria. Ahora, ¿ de dónde sacaste el jarrón?
Tüm söylemek istediğim sana bir görev verebiliriz. Tıpkı futboldaki gibi.
Hablaba de chutar, como en el fútbol.
Tüm gün boyunca tek yapmak istediğim seni öpmekti. - Yapamam.
Lo unico que quise hacer todo el día es besarte
Tüm yapmak istediğim, oğlumu bulmak ve karımı gömmek... ve bu lanet kasabadan defolup gitmek.
Lo unico que deseo es encontrar a mi hijo y enterrar a mi mujer en paz.
- Tüm bilmek istediğim şu!
- ¡ Basta!
Tüm istediğim bu.
Es lo único que necesito.
Demek istediğim felsefeniz tüm hayatımı değiştirdi.
Quiero decir, y su filosofía cambió toda mi vida.
Tüm söylemek istediğim buydu.
sólo quería decirle eso.
Tüm demek istediğim... şey... sadece... vay anasını.
T-Todo lo que estoy diciendo... es... es sólo... wow.
Ve bunu yaptığım tüm zaman boyunca... tek istediğim sendin.
. Y cada vez que lo hacía... era sólo a ti a quién quería.
Lütfen Tanrim, sadece bir köpegin bahcemize girmesini sagla, tüm istedigim bu, ve söz veriyorum, asla ölmesine izin vermeyecegim, asla.
Por favor Dios, has que hoy un perro llegue al jardín, eso es todo y te prometo que nunca lo dejaré morir.
Demek istediğim, tüm o bağlanma, paylaşma ve başka birisinin de seninle aynı şeyleri yaşadığını bilmek.
Es como acercarse, compartir y saber que alguien más pasa por lo que tú estás pasando.
- Tamam. Tüm bilmek istediğim buydu.
- Bien, es lo que quería saber.
Demek istediğim, eğer sana bir şey demediyse belki de tüm bunlar bir hayal ürünü.
Si no le ha comentado nada a usted, todo esto serán imaginaciones mías.
Tüm yapmanı istediğim istasyondaki bazı iletişim ve algılayıcı rölelerini yeniden yapılandırman.
Solo quiero que reconfigures algunos de los relés de comunicación.
Tüm istediğim bay Vulcan, bir kez denemeniz.
Todo lo que pido es que lo pruebe, Sr. Vulcano.
- Ne için? O öldü! Tüm bilmek istediğim bu ikisiyle ne halt edeceğimiz.
¿ Y ahora qué carajo vamos a hacer con estos dos?
tüm kalbim ve ruhumla, daima istediğim şey bağlanmayı, şaplaklanmayı, genişlemeyi, eyerlenmeyi, saplanmayı, gırtlaklanmayı, kartal duruşunda durmayı, kötü davranılmayı, tükürülmesini, dikilmeyi, itilip kakılmayı, elimin kolumun bağlanmasını, traş edilmeyi,
Lo que siempre quise con toda mi alma y mi corazón fue ser colgado, palmeado, estirado, montado, pinchado, estrangulado, abierto, rajado, cagado, escupido, cosido, orinado, engrillado, afeitado, impactado, chupado, agotado, empapado, cogido,
Demek istediğim, şuna bir bakın,..... tüm hayatımı alabilir.
Mírelo. Me llevaría toda la vida. Daniel, no tenemos tanto tiempo.
Hayır, demek istediğim, tüm bu banyo eşyaları.
No, me refiero al tema del baño.
Demek istediğim, tüm bunları kendim yaptım.
Yo misma he hecho todo el trabajo.
Demek istediğim özel. Sinekkuşları kuşu, şarkı söyleyerek dişisini bulur ve tüm gece boyunca tatlı bir aşk yaşamaya hazırlanırlar.
Como el canto del colibrí cuando se prepara para encontrar a la colibrí y hacerle el amor toda la noche.
Hayır, ya bütün bu kale çökerse, demek istediğim, ya tüm bunlar kaybedilirse,... burada kalırsam geçidi tekrar kurabilirim.
Si el castillo se desintegrara con la Puerta, todo desaparecería. Si me quedo, podría volver a desenterrar la Puerta.
Sizden istediğim, çarpışmayla ilgili tüm olasılıklar ve önlemler. Tamam mı?
Muéstrenme todas las estrategias para Colisión con Objeto Espacial.
Gerceklesmesini istedigim en büyük hayalim... tüm insanligin bir araya gelmesi- - ve tek vücut olarak sunu demesi- -
Es mi más ferviente deseo que éste sea... el momento en que la humanidad se junte... cuando los últimos habitantes del mundo se unan, y digan...
Demek istediğim sen istiyorsan, tüm bu gürültülü şeylerden bansedebilirsin.
Puedes decir lo que quieras