Istediğim bu traduction Espagnol
9,699 traduction parallèle
Bu... istediğim bu değildi.
Eso no era... no era lo que quería.
- Hayır, demek istediğim bu değil.
- No, eso no es lo que quiero decir.
Benim istediğim bu değil. Rahatsız etmek istemem.
No quiero entrometerme.
İnan benim de tek istediğim bu.
Créeme eso es todo lo que quiero.
Hayır, demek istediğim bu değil.
No, no, no me refiero a eso.
Tüm istediğim bu.
Eso es todo lo que quiero
Senin için tek istediğim bu.
Eso es todo lo que realmente quería para ti.
Öyle bir şey söylemedim, demek istediğim bu değildi.
No dije eso, o si lo hice, no fue mi intención.
OLANLAR : Tek istediğim bu.
PASARON COSAS = FUE USADO ACCIDENTALMENTE SU ESPERMA CON LA MUJER EQUIVOCADA solíamos hablar.
Tek istediğim bu, biliyorsun.
Sabes que eso es todo lo que quiero.
Size kızım, evim ve işim için dua ediyorum. Bütün istediğim bu...
Rezo por mi casa, mi trabajo y mi hija.
Demek istediğim bu kasabaya bir daha geri dönemez.
No puede volver a esta ciudad.
Eski JT ol yeter. Tek istediğim bu.
Solo sé el viejo JT, es todo lo que me importa.
Demek istediğim bu konuyu çözemiyorum, dostum. Şimdi de Catherine Thomas'ın ipuçlarından birini çözmek için yardımımı istiyor.
La cuestión es, que no estoy mejorando esto, amigo... y ahora Catherine quiere mi ayuda para intentar rastrear la pista de Thomas.
Hayır, istediğim bu değildi.
No es lo que quería.
Joshua'nın son görüsünü anlatın. Tek istediğim bu.
Solo diganme lo que Joshua vio en su última visión... es todo lo que pido.
Artık yapmak istediğim şey bu iyiliğini ödemek.
Y ahora todo lo que quiero hacer es devolverlo.
Çok istediğim, abartılı ama iyilik olsun diye vazgeçeceğim ve aslında bu anlaşmayı bozacak olan şeydi. Peki ya nükleer denizaltım?
Esa era la locura que pedí que eliminaría a favor de lo que realmente rompería este trato... mi submarino nuclear.
Demek istediğim, bu Hodiak çocuğu, buraya bi işi bitirmeye gelmiş.
Bueno, el chico Hodiak, podría estar aquí para estudiar el movimiento, para alguien. Informar sobre nosotros.
İstediğim son şey bu.
No quiero eso.
Evet, tabiki istediğim şey bu, hem de herşeyden daha fazla.
Sí, por supuesto que es lo que quiero. Mas que nada.
Demek istediğim... Bu şey her şeyi açıklayabilir Claire.
Es decir... podría... podría explicarlo todo, Claire.
Demek istediğim, eğer bu adam etrafta başka kadınlarla birlikte oluyorsa, bu elektronik çağda saklaması zor olurdu.
Como iba diciendo, si este tipo estaba ligando por ahí, sería difícil esconderlo en esta era tecnológica.
Bunu hiç sesli söylememiştim ama istediğim de bu galiba.
Nunca lo dije en voz alta, pero... creo que yo también quiero eso.
Onunla konuşmak istediğim şeylerden biri de bu.
Bueno, esa es una de las cosas de las que quiero hablar con él.
Bunu yaptım, özür dilerim ama bu yapmak istediğim şey değildi.
Lo hice y lo siento, pero no es lo que quería hacer.
İnsanların bunu okumasını istiyorsam bu olayın gerçek olduğunu bilip mücadeleye katılmalarını istediğim için yapıyorum.
Si quiero que la gente lea acerca de esto es porque quiero que sepan que es real para que puedan unirse en la lucha.
- Tek istediğim bu.
Es todo lo que pido.
Tam olarak istediğim de bu.
Eso es justo lo que quiero.
Tek yapmak istediğim, bu aptal kostümden kurtulmak ama depozitomu geri vermiyorlar.
Solo quiero deshacerme de este estúpido disfraz pero no quieren darme el depósito.
Anlatmak istediğim şey bu. Anlaştık mı?
Eso es lo único que digo. ¿ Trato hecho?
Demek istediğim, bu işe kimlerin bulaştığını bilmiyoruz.
Mira, llegados a este punto, cualquiera de la 850 podría estarlo, ¿ verdad?
Tamam, açıkça görülüyor ki ikinizin de bazı şeyleri geçiştirme sorunu var ve bu dava, tüm bu geçiştirdiklerinizi ortaya dökecek gibi görünüyor. Lakin benim bilmek istediğim gerçekten neleri görmezden geldiğiniz.
Bueno, está claro, que ambos tienen problemas de evasión, y este... caso parece haberlos llevado a un punto crítico, pero para que me entiendan mejor lo que sea que estén evitando realmente,
Demek istediğim şey bu değil.
No es lo que quise decir.
İstediğim şey bu değil.
Eso no es lo que estoy pidiendo.
Ve senden yapmanı istediğim bir şeyden ya da tavırlarımdan her rahatsızlık duyduğunda bu konuşmayı tekrarlamayacağız.
Y no tendré esta conversación cada vez que te incomode hacer algo que te pido o cómo elijo comportarme.
Ve benim istediğim de bu değil gerçekten.
Y no es lo que quiero, la verdad.
Pekala, sana hatırlatmak istediğim bir şey var, ama yapmaya korkuyorum, bunu Rafael'le evlememen için yaptığımı düşüneceksin, ki bu doğru,
Vale, quiero recordarte una cosa, pero me temo que si lo hago, vas a pensar que es porque no creo que debas casarte con Rafael, lo cual es verdad,
Benim istediğim şey bu.
Esto es lo que quiero.
İstediğim şey bu değil.
No tengo efectivo.
Ki bu da beni yapmak istediğim noktaya önceden olduğu gibi ilişkimizi kesmemizi istemiyorum demek, tamam mı?
Lo que me lleva al punto al que quería llegar, que es... No quiero que nos separemos más de lo que ya nos hemos separado, ¿ de acuerdo?
Yani demek istediğim her ne kadar hayatımın geçen bu yılına dair bir şey bilmesen de bu, sen içinde yoksun demek olmuyor.
Mira, mira, lo que intento decir es, aunque no supieras todo acerca de mi vida el pasado año, lo que no significa que no fueras parte de ella.
Demek istediğim, Daha öne bu konu hakkında seninle konuşmadık değilmi?
Quiero decir, nunca hemos realmente, como, hablado de esto antes, ¿ sabes?
İstediğim bu değildi.
Esto no es lo que yo quería para ti.
İş dışı sormak istediğim pek çok soru var, - ve en önemlisi de bu.
En realidad, tengo una larga lista... de cosas que no se me permite discutir en una entrevista, y esa sería la número uno.
Benim istediğim bu değil.
No es lo que "yo quiero".
Eğer bana o zaman söyleseydin şimdiye bitmiş olurdu ama söylemedin, bu yüzden istediğim kadar sürdürürüm.
Habría terminado si me lo hubieras contado entonces, pero no lo hiciste, así que quizá tome algo de tiempo dejarlo.
Bu arada Emma, istediğim sadece sen değilsin.
Eres el pez pequeño, Emma. No es solo a ti a quien quiero.
Dün gece eğlenceliydi ama bu fikrini istediğim anlamına gelmez.
Anoche la pasé bien, pero no por eso quiero tu opinión.
İstediğim bu değildi.
No quería esto.
Demek istediğim, bu saçmalık McNally.
Quiero decir, esto es una mierda, McNally.