Umarız traduction Espagnol
5,547 traduction parallèle
Umarız zaman içinde, aynı kaya tırmanışı gibi bu da yasal olur.
Esperamos que sí, como la escalada, que estará sin regular.
Umarız, nükleer silahları konusunda bu kadar dikkatsiz değillerdir.
Ojalá que no sean tan descuidados con sus armas nucleares.
Umarız herkes ailesi ve dostlarıyladır, değil mi Jimbo?
Ojalá todos la estén pasando con su familia y amigos. ¿ Qué piensas Bob?
- Stanska, umarız hiç değişmezsin.
Staska nunca cambies...
Umarız Doktor Monteiro ve ekibi bu nadir kuşları bulur ve yuvaları koruma altına alınır.
Esperemos que el doctor Monteiro y su equipo puedan encontrar a estas aves raras, para qué su hogar pueda ser salvado.
Yararlı ve güzel bir şey yaratmayı umarız.
La esperanza de que lo que creamos será útil y hermoso.
Ve onların bundan etkilenmeleri umarız, çünkü bizler de bizden önce gelen mimarları örnek aldık.
Y la esperanza de que ellos serán tocados, como lo fuimos nosotros por la arquitectura de los que vinieron antes de nosotros.
Lordumuzun müsaadesiyle, hanımlar ve beyler... sıradaki takdimimiz, umarız ki daha neşeli bir yapıda olacak.
Con permiso de su Señoría, damas y caballeros, la siguiente pieza, esperamos, es de una naturaleza algo más jovial.
Umarım kızın iyiliği için benden çaldığın bilgiyi henüz göndermemişsindir.
Espero, por su bien, que no hayas transmitido lo que me robaste.
Telefonlarınız kapalıdır umarım.
Díganme que apagaron sus teléfonos.
Umarım dolarlar kazanırız, sentler değil, dolarlar.
Espero que nos produzca dólares, no céntimos, dólares.
- Buraya oturmanızın mahsuru yoktur umarım. - Sorun değil.
- ¿ Si no le importa sentarse aquí?
Ama umarım yalnız değilimdir.
Pero apuesto a que no lo soy.
Umarım az biraz esinti olursa yolun kalanını süzülerek tamamlarız.
Con suerte podremos planear hasta aterrizar.
Duygularınız karşılıklı. Umarım rahatlamışsındır.
Creo que ellos piensan lo mismo.
Umarım ikramiyeyi bu gün alırız.
Espero que tengamos nuestro bono de hoy.
Ve umarım siz de kendi yolunuzla, kendi hayatlarınızda aynı şeyi yaparsınız.
Y espero que todos hagan lo mismo a su manera, en su propia vida.
- Umarım işi alırsınız.
- Y espero que consiga ese trabajo.
Umarım bir daha karşılaşırız.
Cruzaré los dedos para que nos reencontremos.
Umarım müzik de çalarız.
Ojalá toquemos música.
Umarım kızın sağlığına kavuşur.
Espero que su hija se siente mejor.
Bizim yardımcı ortaklar olacağımızı düşünürsünüz umarım, Dr. Caster.
Creo que usted nos encontrará útiles socios, Doctor Caster.
Umarım kız buna değecek birisidir.
Espero que haya valido la pena.
Umarım burada kapalı kalmayız.
Espero no quedar encerrados.
Ne dedi? "Umarım çok yalnız hissetmezsin."
Qué te dijo? "Espero que no te sientas muy sola".
Umarım bu sene kendiniz için yazdığınız kitabin son bölümü olur bu.
Espero que sea el último capítulo en el libro que escriban para ustedes este ano.
Sessiz ve sakin. Umarım aradığınızı bulursunuz.
- Espero que la encuentre.
Umarım bunu bana yaptırmazsınız.
- Espero que no suceda. - No.
Şey, umarım rahatsız etmiyorumdur.
Espero no ser entrometido.
Umarım gece için burada kalırsınız.
Espero que se quede a cenar.
Dedektif, umarım telefonlarınızı görmezden geldiğimi düşünmüyorsunuz.
Detective, espero que no crea que estaba evadiendo sus llamadas.
d d Umarım sakinsindir d d Hadi tarih yazalım d d Bir gizem çözelim d d Savaş bitene kadar durmayacağız d d Canavar yakalanırsa dava biter d d Sana yakından yazmak istiyorum d d ba ba ba ba ba ba d
MISTERIO EN LA LUCHA LIBRE # ¿ Estás preparado y listo? # # Espero que tus nervios estén en calma #
Umarım, hayatlarımız onların elinde.
Hemos servido toda la vida.
- Umarım altınıza kaçırmadınız kızlar.
Espero que las señoritas tengan su ropa interior limpia aún.
Umarım tekrar karşılaşırız Bay Briggs, hoşçakalın.
Espero que nos veamos otra vez, se – or Briggs. Adi — s.
"Umarım en kısa zamanda ona ulaşıp ihtiyacı olan yardımı almasını sağlarız."
Esperamos estar en contacto con él en breve, para darle la ayuda que necesita. "
- Rahatsız etmiyorum umarım.
- ¿ No te interrumpo?
3 saat içinde JFK'de olacağız. Umarım bunu başarabiliriz.
Espero que podamos salir de esto.
Size küçük bir kâse buldum, bayım. Umarım ihtiyacınızı karşılar.
Le he encontrado un cuenco pequeño, espero que le sirva.
Ulu Tanrım, hayır. Umarım olmayız.
¡ Cielos, espero que no!
Umarım rahatsız değilsinizdir, Bay Booth?
¿ No le resulta demasiado incómodo, Sr. Booth?
- Umarım sizi rahatsız etmez.
- Espero que no sea una molestia.
Beni hatırladınız umarım.
Espero que se acuerde de mí.
Umarım ihtiyacınız olan yardımı bulabilirsiniz.
Espero que encuentre la ayuda que necesita.
Kız gelmiştir umarım.
Espero que no esté lejos.
Umarım en başından beri birbirimize denk olmadığımızı çok iyi biliyorsundur.
Tu sabes bien que desde el principio no parece que tú y yo seamos nada afines.
Umarım ikiniz seçtiğiniz sikik hayatınızdan zevk alırsınız.
Solo espero que vosotros dos disfrutéis la puta vida que habéis elegido.
Umarım bunu kötü almazsınız.
Espero que no se vuelva loco.
Umarım bütçeniz imkân verir çünkü paranızın tamamını iade ediyorum.
Seguro que puedes permitírtelo, porque aquí tienes la devolución total.
Umarım müzikten rahatsız olmazsın.
Espero que no te moleste un poco de mÚsica.
Umarım seni köprüyle takas etmek zorunda kalmayız.
Espero que no se tenga que cambiar nada a ultimo momento. ¿ Tenemos a alguien a cambio?