Ya sizin traduction Espagnol
3,177 traduction parallèle
Ya sizin karınız? Vücudu güzel miydi?
Y su mujer, ¿ tenía un cuerpo bonito?
Sizin dünyanıza göre 1922 yılına kadar kendini besleyen, kendini iyileştirebilen kendini değiştirebilen bilgisayarlarımız olmuştu bile.
Verán, para su año 1922 nosotros ya contábamos con computadoras auto-alimenticias auto-curativas y auto-modificantes.
Sizin bir bilim insanı ya da doktor olduğunuzu sanıyordum.
Di por sentado que eras científica o médica.
- Beni geri getirmek için sizin geri döndüğünüz yalanını söyledi.
- y me mintió para traerme de vuelta, dijo que ya habíais regresado.
Bir avuç muhallebi çocuğundan farkınız yok sizin.
Todos ustedes son un montón de niños afeminados, ya sabes.
Sizin ya da bizim ailemizde olan gen beni etkilemedi.
El gen que tienen tu y mi familia nunca me afecto.
Estella'ya söyleyeceklerimi sizin önünüzde söyleyeceğim.
Lo que voy a decirle a Estella Lo voy a decir ante tí.
Peki ne zaman bu sizin bakış açınız oldu Hangi gazete ya da dergi bunu açıklar tam olarak bize bu ne verir merak ediyorum yani bilgi almak ya da- -
Y en cuanto a su visión mundial, me causa curiosidad - qué periódicos y revistas lee con regularidad antes de ser elegida para esto para estar informada y entender -
Şimdi bu zenci için tek kuruş ödemeyeceğinize göre ona uygun gördüğüm şekilde davranmam sizin için sorun olmayacaktır herhalde?
Ahora... Ya que no pagará nada por este negro no le importará que haga lo que quiera con él.
Ya siz onların icabına bakarsınız ya da biz sizin.
Encargate de esos putos o me encargaré de tí.
Sizin dünyanızda her ağladığımda Roma'ya geri döndüm.
Cada vez que derramaba lágrimas en tu tierra... regresaba a Roma.
YOU KNOW, ben SİZİN GODDAMN KAFA savrulan olabilirdi. VE I'D'VE MY HAKLARI İÇİNDE İYİ OLMUŞTUR.
Ya sabes, yo podría haberte volado la cabeza y hubiera estado en todo mi derecho
Ama bu böyle olmaz, sizin için hep iyi oldum ya da asla iyi olmadım.
Pero no puede ser, ¡ porque les convengo siempre o no les convengo nunca!
Sizin sorununuz ne ya?
¿ Qué problema tienen?
Sizin Zen havanız ile iyi gider diye düşündüm.
Pensé que iría bien con todo eso de, ya sabes, vibra Zen que tienen pasando.
Donati'ye aktarmıştım, sizin için tekrar edeceğim.
Ya se lo he dicho a Donati, pero lo repetiré para todos vosotros.
Çoğu gibi, artık sizin için de çok geç..
Más probable es que ya sea muy tarde para ti.
Şans sizin yanınızda ya da siz onun peşindesiniz.
¿ La suerte se tiene... o se busca?
Bu genç delikanlının gelecekte bir gün sizin oğlunuza bir parça bile benzemesini umuduyla...
Esperanza que algún día este joven será una fracción del hombre que su hijo ya era.
Burası sizin şirketiniz değil artık Nick.
Este ya no es tu bufete, Nick.
Yani sizin önerebileceğiniz bir çeşit tedavi ya da ilaçlar yok mu?
¿ Así que no hay algún tipo de tratamiento o prescripción que me pueda recomendar?
Ya onlar için çalışırsınız ya da sizin için çalışırlar.
O trabajas para él o eres el hombre...
O iki kart horoz sizin gibi tıfıllarla mı?
Esos dos eran ya creciditos cuando vosotros erais unos niños.
Ustan yalnız savaşı düşünüyor, sizin yaşamanız ve ya ölmeniz onun için önemli değil.
A tú maestro solo le interesa la guerra y nunca se ocupara de tí, ni despues de muerto.
Oh, ve insanlara bu metalin artık sizin tekelinizde olmadığını göstermek için, ismi de değişecek...
Ah, y para hacer público que Ud. ya no ostenta un monopolio, el nombre cambiará...
Eşiniz zaten bildiği için, sizin çok etkileneceğinizi düşünmüyorum.
Dudo que vaya a sufrir mucho dado que su esposa ya lo sabe.
Diyeceğim o ki, bu kasabın yerinde tıklıp kalmışken, birde seni ve koçunu dinleyip, Sizin ha bire Garuda geliyor " Ah Şimdi Ne Yapacağız?
Creo, que ya es bastante malo estar atascado en este bloque de carnicero que llamas sofá, pero tener que escucharos a las dos quejaros sobre el sangriento Garuda...
Leydi Lucrezia'ya benden bahsettiğinizde... Eğer sizin için de uygun olursa siz ve ben...
Cuando le hable de mí a Lady Lucrezia si tu cuenta es favorable podemos tú y yo...?
Oturup yemeğimizi yiyebiliriz ya da ben boğazlarınıza sarılıp içinizi dışınıza çıkarırım. Seçim sizin.
Bueno, podemos sentarnos y comer, o podría arrancaros vuestras gargantas.
Ya da sizin durumunuzda, cadılardan.
O en tu caso, de brujas.
Hadi ama eminim sizin de kirli sırlarınız olmalı.
Venga ya, seguro que tienes algún trapo sucio que contar.
Artık bir çocuk değilim Bay Foyle, sizin bu afili oyunlarından oynamam.
Ya no soy una niña, señor Foyle, por lo que no jugaré sus innobles juegos.
O ağaç kendini düşük seviyeli zorbalıkla sıkıntıya sokmaz, bunun anlamı, sizin iş bırakmak zorunda olduğunuzdur.
Ese árbol no se involucrará en un acoso que signifique tener que dejar el trabajo.
Sığır gütmemi ya da kement atmamı isterseniz sonuna kadar varım ama sizin o havalı, kıvrak at zımbırtılarınızdan anlamam.
Si quieres que guíe ganado o que use la cuerda, ese soy yo, pero no sé nada de las fantasías que hacen con los caballos.
Ve sizin desteklerinizle, bu Kasım ayında Beyaz Saray'a çıkıp o beklenen değişimi Amerika'ya getireceğiz.
Y con vuestro apoyo, vamos a llegar a la Casa Blanca en noviembre y vamos a traer a América
Ya da hiç istemediğiniz bir yolculuk sizin için en harika ödüllerle dolu bir yolculuk haline gelebilir.
O quizá puedas encontrar que el viaje que nunca quisiste tratar de tomar se ha convertido en el viaje mas gratificante de todos.
O zaman, buradan çıkınca sizin yanınıza gelip kalabilirim ne bileyim, Lily'i parka falan götürürüm.
¿ Entonces crees que cuando salga pueda ir y quedarme, ya sabes, llevar a Lily al parque...
Daha iyi bir fikriniz mi var? Sizin ya da sendikanızın?
¿ Tú tienes una idea mejor, tú y tu sindicato?
Diğer insanlardan öte sizin, Rahibe, narin bir arıya minnettar olmanızı beklerdim.
Y habría creído que usted, de entre todas las personas, Hermana, apreciaría tener un tórax más esbelto.
İkinizi geçen geceki dansta gördüm ve sizin birlikte olduğunuzu düşündüm.
Los vi a ustedes dos en el baile la otra noche y y pensé que ustedes están, ya sabes, están juntos.
Ama bilirsiniz ya, bu gibi şeyleri tekrar tekrar görünce sizin için anlamları değişiyor.
Pero cuando ves cosas una y otra vez, su significado cambia.
Tanrı'ya ve soğukkanlılığıma şükür ki ben de sizin gibiyim.
Agradezco a Dios y a mi sangre fría que estoy de humor para eso.
Görünüşe bakılırsa Eknath artık Bodaway için çalışmıyormuş bu yüzden de patronum sizin ve ailenizin güvende olduğuna karar verdi.
Aparentemente, Eknath ya no trabaja para Bodaway, así que mi jefe ha decidido que tu familia y tú estáis a salvo.
Bu sadece, saçmalıktan öte bir şey değil ve saçmalık sizin uzamanlığınız olduğundan İlk önce buraya gelmem gerektiğini düşündüm.
Probablemente no sean más que tonterías y ya que las tonterías son tu especialidad, pensé en venir primero aquí.
Sizin nereli olduğunuzu ve içki tercihinizin ne olduğunu biliyoruz.
Ahora ya sabemos de dónde es y sus preferencias sobre licores.
Stan karşıdan karşıya geçmeyeceğine söz verebilir, Trav belki kaskı takacağını söylüyor ama sizin görmediğiniz zamanlarda ne yaptıklarını bilmiyorsunuz değil mi?
Quiero decir, Stan puede prometer no cruzar la calle y Trav puede decir que va a llevar ese casco, pero una vez que ellos estén fuera de tu vista, nunca lo sabrás realmente, ¿ no?
Eminim ki sizin kız kardeşiniz ya da kızınız, ya da kocanız onlardan
- ¿ Se refiere a sextas? Apuesto a que su hermana o su hija o su marido hubieran estado en una,
Ama o hâliyle bile olağanüstü bir şeydi. Özellikle de on yaşında bir çocuk için. BASIC ya da mesela Fortran'la bir program yazıyordunuz ve... bu makine bir anlamda sizin fikrinizi alıp bu fikri bir şekilde uyguluyor ve size bazı sonuçlar veriyordu.
Pero aún con eso, era aún notable, especialmente para alguien de 10 años, que pudieras escribir un programa en BASIC, digamos, o FORTRAN, y de hecho, esta máquina de alguna manera tomaba tu... idea,
Ama aynı zamanda bu insanlar artık sizin için çalışacak enerjileri olmadığını söylüyorlar.
Pero también son las personas que ahora dicen que ya no tienen la energía para trabajar para ti.
Sizin otelde bir şey görmediğiniz ya da duymadığınız gerçeğinin davamıza uzun bir süre faydası dokunacaktır.
El hecho de que no viera o escuchara nada en el hotel hará mucho para reforzar nuestro caso.
Bay James, istediğiniz duşu sipariş ettim sizin için.
- ¿ El conserje? Sr. James, ya le conseguí la ducha.
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinleyim 24
sizinki 37
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinleyim 24
sizinki 37
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle mi 26
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizin neyiniz var 74
sizinle gelebilir miyim 36
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizin neyiniz var 74
sizinle gelebilir miyim 36
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24