Yalanlar traduction Espagnol
3,946 traduction parallèle
Yalanlar mı vardı?
¿ Mentiras?
Yalanlar sona erdi.
Las mentiras han terminado.
Onlar Barney'nin benim için yaptığı en sevgi dolu şeylerdi ve hepsi de yalanlar üzerine kurulu.
Esas son las cosas más lindas que Barney hizo por mi, Y están todas basadas en mentiras.
"Hala insanoğluna yalanlar sürüyor."
" perpetúa su mentira a la humanidad.
Çünkü bütün yalanlar elbet bir gün ortaya çıkar.
Pues todas las mentiras serán descubiertas.
Yalanların vakti değil Mina.
No hay tiempo para mentiras, Mina.
Yalanların sonu gelmez.
Una mentira lleva a otra.
Evet, ama sadece oğlunu yalanlarını, tecavüzü ve cinayeti örtbas ediyordu.
Sí, pero está encubriendo a su hijo violador y mentiroso.
Yalanlar, manipülasyonlar.
Las mentiras, las manipulaciones.
İnternet yalanlarını bana satma.
No me metas en tu red de mentiras.
Yalanlar uyduruyor. - Onu iyileştirebilirim.
- Pero puedo curar esto.
Onun yalanlarını ona karşı kullandın mı?
¿ Utilizaste sus mentiras en contra de él?
Bu yalanlar da ne demek oluyor?
¿ Qué son esas mentiras?
Hayatımda istemediğim tek şeyin yalanlar olduğunu sana söyledim.
Te dije una y otra vez que lo único que no puedo tener en mi vida son mentiras,
Yalanlar, küçük, siyah kelebeklere benzerler Steven.
Las mentiras son como pequeñas mariposas negras, Steven.
Yalanlar, yarı doğru yarı yalanlar, hayaller, söylenmeyen önemli şeyler. İnsanların doğru olmasını dilediği şeyler her zaman bilimsel tarafsızlığa gölge düşürecektir.
Mentiras, medias verdades, ilusiones, omisiones significantes... lo que la gente desea que sea verdad... siempre enturbiará las aguas de la objetividad científica.
Yalanları gördünüz.
Viste las mentiras.
Yalanlar.
Mentiras.
Yani kocanız için mi Cassandra'nın yalanlarına ödediniz?
¿ Así que le pagó a Cassandra para mentirle a su marido?
Son zamanlarda bunu sıkça yapıyor. Ufak tefek yalanlar.
Lo hace bastante últimamente mentir en cosas pequeñas.
Önceden arkadaşlarıma Sugar Ray Robinson'la antrenman yaptı derdim. Yalanlar.
Solía decirles a mis amigos que peleaba con Sugar Ray Robinson.
Yalanların yüzünden çocuğun ölebilir.
¿ Quiere que su hija muera por mentirme?
O kadar aptalsın ki yalanların mantıklı bile değil.
Eres tan estúpido, tus mentiras ni siquiera tienen sentido.
Başka ne yalanlar söyledin?
¿ Acerca de qué más estás mintiendo?
Bizi şeytanın yalanlarından koru tüm kalbimizle sana inanıyoruz.
Protégenos de las amenazas del diablo. Confío en el Señor con todo mi corazón...
Şeytanın yalanlarına kanmayız.
Y no te apoyes en tu propio entendimiento.
Sevimli ama yalanlar seni tökezletir.
Bonita, pero las mentiras te harán tropezar.
İnsanların ilişkileri hakkında yalanlar uydurması gibi.
Diciendo mentiras acerca de las relaciones de las personas.
- Bir anda gerçeğe dayandıramadığı yalanlar söylüyor.
Sin ningún sentido. Con, como, nada en lo que basarse.
Bu gördüğünüz yalanların bedeli işte millet.
Este es el costo de las mentiras, chico.
Bu putperestin yalanlarına paye verme yetkisini size kim verdi? - Ama...
¿ Quién le dio la autoridad para dignificar las mentiras de este pagano?
Elijah ve Rebekah, benim hakkımda korkunç yalanlar söyleyerek kalbimi kırdı. İstediğim tek şey, Marcel'in Bölge üstündeki kontrol arzusunu yok ederek evimizi bizlere geri kazandırmaktı.
Elijah y Rebekah * * con sus despiadadas mentiras sobre mí cuando todo lo que he hecho es intentar ganar esta batalla del control de Marcel sobre el barrio para reclamar nuestro hogar.
" Arka plandaki yalanları görebilmeliyiz.
Deberíamos ver más allá de la mendacidad.
Gerçekleri reddedip bilimsel araştırmaların uzun vadeli yalanlar olduğunu düşünmeliyim.
Tengo que negar hechos y pensar que la investigación científica es una estafa.
- Arka plandaki... " - Vay be. "... arka plandaki yalanları görebilmeliyiz.
Deberíamos ver más allá mirar más allá de la mendacidad.
Bu sadece yalanlar sayesinde kendini yıpratmana yarayan bir takıntı.
Esto no es más que otra obsesión autodestructiva que mantienes viva con mentiras.
- Yalanlar mı?
¿ Mentiras? ¿ Qué mentiras?
Ne yalanları? - Hepsi!
Todas.
Yalanları mı saymak istiyorsun Allison?
¿ Quieres hablar de mentiras?
İnsanlar hayatları için yalvardıkları zaman yalanlar söylerler.
Las mentiras que dicen las personas para salvar su vida.
Neden böyle yalanlar söylüyorsun?
¿ Por qué estás mintiendo así?
Bu yalanlar seni aydan aya yıldan yıla yiyip bitirecek..... ta ki aynaya bir gün bakıp kendini tanıyamayana kadar.
Vas a mirar en el espejo y no se reconocer siquiera a ti mismo.
Benim bile söyleyemeyeceğim bazı yalanlar vardır.
Hay algunas mentiras que ni siquiera yo puedo vender.
Beni haset ve yalanların kurbanı yapsa da hayatı dolu dolu yaşamayı tercih ederim.
Y yo prefiero vivir una vida en plenitud, incluso si esto me hace una víctima de la mentira y la envidia.
Peki bunların beni yanıltmak için söylenen yalanlar olmadığını nasıl bileceğim?
¿ Cómo sé que estás no son sólo mentiras, diseñadas para distraerme?
Rayna "Kırmızı Dudaklar, Beyaz Yalanlar" turundan ayrılıyor,... bu da demek oluyor ki, açılış için bir şarkıcıya ihtiyacım var.
Rayna va a abandonar la gira de "Red lips, white lies", así que eso significa que voy a necesitar a una telonera, y...
Elbette. Fakat Anarşi yalanlarını her zaman doğrularla bağlar.
Pero Anarquía siempre mezcla verdades en sus mentiras.
Fakat Anarşi yalanlarını her zaman doğrularla bağlar.
Pero Anarquía siempre mezcla verdades en sus mentiras.
Rayna Jaymes "Kırmızı Dudaklar, Beyaz Yalanlar" turunu kaza sesine zarar verdiği için mi bıraktı?
¿ Ha cancelado Rayna James la parte final de su gira "Red Lips, White Lies" porque un accidente estropeó su voz?
En saçma yalanlar bile büyük sonuçlar doğurabilir.
Incluso la mentira más tonta puede tener grandes consecuencias.
- Neden böyle yalanlar söylüyorsun?
- ¿ Por qué mientes así?
yalancı 695
yalan 387
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalan söyledim 210
yalan bu 39
yalan 387
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalan söyledim 210
yalan bu 39