Yalnız değilim traduction Espagnol
840 traduction parallèle
Yalnız değilim. Patlama dalgaları tespit edildi!
¡ Generados flujos de la explosión!
Yalnız değilim.
No estoy sola.
Yalnız değilim burada. Hastanedeki herkes çok iyi davranıyor.
No estoy solo, y todos en el hospital han sido muy amables ".
- Yalnız değilim.
No he venido sola.
Hayır, sana şimdi söyleyemem. Yalnız değilim.
No, no se lo puedo decir ahora.
Yalnız değilim.
No lo estamos.
Yalnız değilim.
No estoy solo.
Kendisi hakkındaki düşüncelerimde yalnız değilim.
No estoy sola en estas opiniones.
Ben yalnız değilim ama sen tek başınasın.
No estoy solo en esto, pero usted sí.
- Ben yalnız değilim.
- No estoy solo.
Aslında ben yalnız değilim.
- En realidad estoy en compañía de... - ¡ Giulia, Giulia!
Yalnız değilim.
No viajo sola.
Sevgili Theo, Gauguin'in burada olması güzel, yalnız değilim artık.
Querido Theo, soy feliz teniendo aquí a Gauguin. Ya no estoy solo.
- Benim. Ve yalnız değilim.
EI mismo.Y tengo compañía.
- Ben yalnız değilim...
- No estoy solo...
Artık yalnız değilim.
Ya no estoy solo.
Hayır. Hayır, yalnız değilim.
No, no estoy sola.
Neyse, yalnız değilim.
Bueno, no vengo sola.
Ben burayı terk edemem, Yalnız değilim, anlıyor musun?
No puedo irme de aquí, yo solo no, ¿ comprendes?
Bu işte yalnız değilim.
No estoy en esto sólo.
Hep düşündüğüm kadar yalnız değilim.
No estoy tan sola como pienso a veces.
Hayır, yalnız değilim.
No hay nadie.
- Biliyorsun yalnız değilim.
- No. - Sabes que no estoy libre.
O kadar uzun zamandır yalnız değilim dostum.
No llevo tanto tiempo solo, amigo.
Yalnız değilim. Artık değilim.
Sola no nunca más.
- Yalnız değilim.
No estoy sola.
Hayır, sana şimdi söyleyemem. Yalnız değilim.
No puedo decírselo ahora.
Ben de yalnız değilim.
Asimismo, yo no vivo sola.
- Pavel, artık yalnız değilim.
- Pavel, ya no estoy sola.
Değilim ama yalnız kalmak istiyorum.
No, pero quiero estar tranquilo.
Babamın sakalı aşkına, bir yanlışlık oldu. Ben prens değilim. Yalnızca bir hırsızım.
Mi señor barbudo, os equivocáis, yo no soy un príncipe, sólo un ladrón.
Armin'e anlatıp ona bunu söyleyebilirsin- - Ben yalnız hiçbir dayak yemem için aimin değilim.
Puede decírselo a Armin, y dígale esto : No iré sólo a la horca.
Hayır, yalnız başıma değilim.
No, no estoy solo.
Gülünç olan yalnız ben değilim!
¡ No soy el único!
Yalnız kalamam,.. ... çünkü farketmiş olacağın gibi pek iyi değilim.
No puedo estar sola porque, como habrás notado no estoy muy bien.
Yalnız ben değilim. Pek çok insan cezayı hak ettiğini düşünüyor.
No soy el único que cree que con su regreso volverá la prosperidad.
Onun duymasından memnun değilim fakat onu şüphelendirmeden seninle yalnız konuşamadım.
No me gustó decírselo a él, pero no podía hablar a solas contigo sin que él sospechara.
Hayatını yalnız yaşayacak tiplerden değilim,..
No quiero pasarme el resto de la vida sola.
Yalnız kalmaya alışık değilim.
No estoy acostumbrado a estar solo.
Beni yalnız bırakmanı istemek zorunda değilim, ama yapacağım.
No tengo que pedirle que me deje sola, pero hágalo.
Galiba sandığım yalnız kurt değilim Francie.
No soy ese lobo solitario que yo creía ser, Francie.
Güzel ya da çok akıllı değilim, lütfen beni yalnız bırakma.
No soy bonita, ni muy lista, Por favor no me dejes más sola.
Yalnız yada değilim umurumda değil.
No me importa si estoy solo o no.
Bunu kanıtlamanı isterim. Ve bunda yalnız da değilim.
Eso quiero que hagas.
Yani başkalarıyla değilim, yalnız sizinleyim.
O sea, no estoy con mucha gente, sólo con usted.
Yalnız değilim.
No estoy sola...
Sana söylemiştim... ben yalnız değilim.
No estoy solo.
Ben çekiyorum ve yalnız da değilim.
Yo sí, y no soy la única.
Yalnız da değilim.
Y no estoy solo.
Yalnız olduğunu sanmıştım Jake. Hayır, değilim.
Creí que estabas solo, Jake.
- Ben hiç yalnız değilim.
No soy una mujer sola.
değilim 815
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnız mısınız 41
yalnızdım 64
yalnızsın 42
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnız mısınız 41
yalnızdım 64
yalnızsın 42