English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Y ] / Yaptığı

Yaptığı traduction Espagnol

164,011 traduction parallèle
Dr. Warren, benim de yalnız başıma ilk ameliyatımı Dr. Webber'la yaptığımı biliyor muydun?
Dr. Warren, ¿ sabías que mi primera operación en solitario fue también con el Dr. Webber?
Bailey'nin yaptığı doğru değildi.
Bueno, no está bien lo que hizo Bailey.
Barışı sağlayıp kendimizi korumak. Bizim yaptığımız da bu.
Conservar la paz y protegernos a nosotros mismos es lo que estamos haciendo.
Karşı koymayı iyi bilirim. Şu anda yaptığımda bu.
Puedo hacerle frente muy bien y eso es exactamente lo que hice.
Çok hızlı yaptığını biliyordum.
Sabía que ibas muy rápido.
Bailey'e hata yaptığını söyleyebilirsin.
No es tarde para decirle que cometiste un error.
Kendi başına geldiğinde ne yaptığını- -
Le dices : "Cuando me pasó esto a mí...".
Yaptığı şey için mazeret bulmaya çalışmayacağım.
No estoy justificando lo que hizo, no lo hago.
Ne yaptığını bilmiyormuşsun gibi davranma anne.
No finjas que no sabes lo que hiciste, mamá.
İyi yaptığım bir şey.
Algo que hago muy bien.
Yetenekli bir asistana öğretmenlik yaptım. Her zaman yaptığım gibi. Minnick'den önce yaptığım gibi.
Estaba enseñando a un residente capaz, al igual que he hecho siempre, mucho antes que Minnick.
Her zaman böyle yaptığını bilmiyorsun.
No sabe que esto es lo que hace.
Bir açıklama bekliyorum Ne yaptığını sanıyorsun sen?
- Explícame... qué has hecho. - Vale, yo...
Peki kimin yaptığına dair bir fikrin var mı?
Muy bien. ¿ Tiene alguna idea de quién lo hizo?
Gramer tanımlaması için yaptığı yorumları elimdeki adli yazılımdan taratacağım.
Pasaré sus posts a través de este software forense para reconocimiento gramatical.
Adam zeki bir hacker ama şu an yaptığın şey aklına gelmedi mi yani?
¿ Es un genio del hackeo y no ha hecho lo que tú estás haciendo ahora?
Okullardaki silahlı suçlar hakkında yaptığın şakaların farkındasın değil mi?
¿ Se da cuenta que ha bromeado sobre tiroteos escolares?
Şaka yaptığını sanıyordum.
Pensaba que estaba bromeando.
Bu hack işi, Bayan Quinn gibi ne yaptığından habersiz birinin kandırılıp devlet internet sistemine flash bellekle bu virüsü yüklemesini gerektiriyordu.
Pero el hackeo fue concebido de tal modo que engañara a una inocente mula como la Srta. Quinn para que llevara un USB y fuera introducido en un ordenador gubernamental.
Neden diğer müşterilerine yaptığın gibi biraz bize de nezaket göstermiyorsun?
¿ Por qué no nos otorgas la misma cortesía que a tus otros clientes?
Yaptığınız sorgulamada Bay Gwinn'in 70 bini çaldığına mı karar verdiniz?
¿ Y el Sr. Gwinn robó 70.000 dólares según su interrogatorio?
- Yaptığım görüşmede.
Mi entrevista.
Kendi yaptığım bir cihaz.
Un pequeño dispositivo que he improvisado.
Ben deli doktoruyum, son damar cerrahisi yaptığımda tıp fakültesindeydim.
Soy psiquiatra. La última vez que hice una cirugía vascular fue en la escuela de medicina.
- Elle yaptığın ilkyardım işe yaramayacak.
La RCP manual no lo hará.
Yok olmanı beliyordum ama Ralph'a bu yaptığın için seni affedemem.
Espero que desaparezcas, pero no puedo perdonarte por hacerle esto a Ralph.
Ona yaptığım hatayı telafi edeceğim tatlım.
Voy a compensárselo, cariño.
Biz baygın haldeyken sadece bir saatlik yolculuk yaptığımız halde dört saat uçtuğumuza inandırmak için saatimi bile yeniden programlamışlar. - Neden bunları yapsınlar ki?
Cuando estábamos inconscientes, incluso reprogramaron mi reloj para hacernos creer que volamos durante cuatro horas, cuando solo nos llevaron durante una. ¿ Por qué harían todo eso?
İğneleme yaptığının farkındayım ama seni dalgakıranların ardına attım ve sen güvenli bölgeye yüzdün.
Sé que estás siendo sarcástica, pero... te tiré al agua más allá de los rompeolas, y nadaste hasta salvarte.
Biri rahatlıkla içinde iki ürün olan tek bir alışveriş yaptığını söyleyebilir.
Alguien podría decir que hiciste una compra que incluye dos artículos.
Nasıl yaptığını öğrenmek istiyorum.
Quiero saber cómo lo hiciste.
Bugün, subatanda yaptığın Cello Shell-o numarası çok etkileyiciydi.
Y Walter. Lo que hiciste hoy, con tu truco del Cello Shello en el socavón, fue muy impactante.
Biliyorum çünkü her yıl yaptığım bir şey.
Lo sé, hago esto todos los años.
Altıncı sınıfta Kenny Tullo'ya yaptığın gibi.
Como a Kenny Tullo en sexto.
Böyle istekler neden E-Uşak'lık yaptığımı hatırlatıyor bana.
Pedidos como este me recuerdan por qué soy E-Mayordomo.
Beyaz eldivenler takıp sürekli el kol hareketleri yaptığını hatırlıyorum.
Recuerdo que llevabas guantes blancos y... gesticulabas un montón.
Ciddi ciddi bunu babam için yaptığını söylemeyeceksin herhalde değil mi?
Dios mío. ¿ En serio? ¿ Me estás diciendo que haces esto por papá?
Fertilite Kliniği'yle ilgili bir sorun çıktı. Laura Salano'nun oraya bağış yaptığına dair kayıt olmadığını söylüyorlar.
Un problema con la clínica de fertilidad... dicen que no hay constancia de que Laura Salano donara allí alguna vez.
- Bir şey yaptığım yok.
- Yo no estoy haciendo nada.
Bu yaptığın tacize girer, Ted.
Es acoso, Ted.
Biriyle tanıştım, o yüzden yaptığımı düşündüğün şey her neyse...
He conocido a alguien, así que, sea lo que sea lo que crees que estoy haciendo...
Yaptığı suçtan gurur duyuyor.
Está orgulloso de su delito.
Hırsızlık yaptığı için onu savunalım demiyorum.
No digo que debamos argumentar en contra del robo.
Bunlar 12 adet farklı internet sitesinden ve çoğu da güvenilir siteler. Hepsi de aynı şeyi yaptığını söylüyor.
Estos son 12 sitios web diferentes, muchos de ellos muy respetados, todos diciendo que usted hizo exactamente la misma cosa.
Fisk bu bölümü yaptığı en iyi bölüm olarak görüyordu.
Fisk pensaba que este episodio era su mejor trabajo.
Bu yaptığın yüzünden seni BARO'dan attırabilirim.
Podría hacer que te inhabilitaran por hacer algo como esto.
Kresteva'nın yaptığı şey hakkında neden bu kadar endişeleniyorsun?
¿ Por qué te preocupa tanto lo que está haciendo Kresteva?
İşini nasıl yaptığını öğret.
Enséñame a hacer tu trabajo.
- Hırsızlık yaptığını düşünürsek, evet.
Bueno, robó, sí.
Çaldıklarımı karaborsada sattığıma dair şahitler olduğunu söyledi. - Öyle bir şey yaptın mı?
Dijo que tenía un testigo que juraba que yo había ido al mercadillo a vender los zapatos.
Yaptıkları çalışma Twitter'daki kadın düşmanlığının % 50sinin kadınlar tarafından yapıldığını gösteriyor.
Han hecho un estudio que muestra que el 50 por ciento de la misoginia en Twitter era realizada por mujeres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]