Yatağın altında traduction Espagnol
821 traduction parallèle
Sonra reçeteye konyak yazıp işe yarıyor mu diye denemek ister. Sen ölüp ölmeme arasında karar verirken onlar yatağın altında "Sweet Adeline" i söyler.
Claro que primero lo prueban ellos y mientras usted se siente fatal, están cantando, borrachos perdidos.
Yatağın altında olduğuna nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
¿ Por qué está tan segura de que están debajo del colchón?
Çöpe gitmesini engellemek için yatağın altında saklamamız gerektiğini düşünmüyor musunuz?
Debajo de la cama se salvará de ir a la basura.
Yatağın altında bir tane daha vardı galiba.
Creo que tengo otro bajo el colchón.
yatağın altında.
Debajo del colchón.
Yatağın altında bir şişe hap buldum. Uyku ilacı gibi görünüyor.
Encontré somníferos en su cama.
Cooper yatağın altında mı diye bakmaya gelmişlerdir.
Habrán venido a buscar al Sr. Cooper debajo de tu cama.
Oradaydım. Sen neredeydin, yatağın altında mıydın?
Estuve allí. ¿ Dónde estabas tú, bajo la cama?
Bayan Ballew yatağın altında bir adam buldu.
La Sra. Ballew encontró un hombre bajo la cama.
- Dua ettim. Bu yatağın altında yetiştirdik.
Salieron de su colchón.
Cidden, eğer bir adam alığın tekiyse... bırakalım elbisesini giyip yatağın altında saklansın.
Pero hablando en serio, si un hombre es cobarde, que se ponga un vestido y se esconda bajo la cama.
Yatağın altında!
¡ Bajo la cama!
Yatağın altında beni tutmak istersin!
¡ Te gustaría mantenerme debajo de tu cama!
Yatağın altında mı bulursun, bir satıcıdan mı alırsın, saksıda mı yetiştirirsin bilmem. Umurumda değil ama bul şu cesareti ve işi hallet. Şimdi, barı gece saat 2'de kapatıyor.
Búscalos bajo la cama cómpralos en un supermercado o críalos, pero encuéntralos y haz el trabajo.
Yatağın altında.
El gramófono está debajo de la cama.
- Yatağın altında.
- Debajo de la cama.
Yatağın altında olduğunu bildiğim zaman bunu kullanmıyorum.
Cuando sé que lo tengo debajo de la cama, no lo uso.
- Yatağın altında ve üstünde!
- Debe bendecir la cama.
Yatağın altında sürekli boş şişeler buluyorum.
Encuentro botellas vacías debajo de la cama.
Hayalet yatağın altında saklanmış bile olabilir.
Quizá el Fantasma se oculte bajo la cama.
Yatağın altında duran bir şemsiye de garip.
Un paraguas bajo una cama también es extraño.
- Bertrand nerede? - Yatağın altında.
¿ Dónde está Bertrand?
- Yatağın altında mikrofon yok...
- Ningún micrófono, Comisario.
Her zaman yatağın altında biri vardı.
Había alguien debajo de la cama todo el tiempo.
- Bilemiyorum, belki yatağın altında başka biri daha vardır.
- No sé. Tal vez hay alguien bajo la cama.
İşte generalim, yatağın altında.
Aquí va mi general. bajo la cama.
Galli adam yatağın altında ne yapıyor? Sızıyor.
¿ Qué hace un galés debajo de la cama?
Hey Hızlı, ayakkabını yatağın altında bulmuşlar.
Speedy, encontré tu zapato debajo de la cama.
Son defasında yatağın altına düştüm.
La última vez que me ocurrió esto fue al caer debajo de una cama.
Gece onu yatağımın altında bulsam nefret ederdim.
No quisiera verlo en mi cama de noche.
Benim görevimse, çarın yatağının altına sardalye konservesi boyutlarında bir şeyi koymaktı.
Tan solo tenía que "olvidar" bajo la cama un pequeño objeto.
Yatağın altında biri yoktur umarım.
No habrá nadie debajo de la cama, espero.
Yatağının altında değil miydi?
¿ No está debajo de tu cama?
Yatağımın altında biraz reçel var.
Encontrarás un bote de mermelada debajo de mi cama.
Silahlar büyükannede, yatağının altında.
La abuela tiene las armas debajo de su cama.
Şimdi de altını yatağında kapmak için Klondike'a geldiniz.
¡ Y ahora viene a Klondike a quitárselo directamente en las minas!
Onun yatağında bugüne kadar bir saatliğine bile uykunun altın şebnemini tatmak bana nasip olmadı. Korkulu rüyalarıyla gözlerim hep açık kaldı.
Jamás una hora en su lecho... he gozado del dorado rocío del sueño... sin que me despertasen sus horribles pesadillas.
İçerde yatağımın altında olacak.
Están debajo de mi cama.
Sonra kendini köyünde, yatağının üzerindeyken hayal etti. Soğuk bir kuzey esintisi vardı ve çok üşüyordu. Başının altında yastık yaptığı kolu uyuşmuştu.
Luego soñó que estaba en el pueblo, en su cama,... y soplaba norte y hacía mucho frío y su brazo estaba dormido porque su cabeza había descansado sobre él,... en vez de sobre una almohada.
Senin kulübede, yatağımın altında.
Está en tu cabaña... bajo mi cama.
Dostum, geldiklerinde, yatağımın altında 6.5 kilo haşiş buldular.
Caray, cuando vienen, tengo 6 kilos de hachís debajo de la cama.
Senin yatağının altında, Katia.
Debajo del colchón de tu cama, Katya. No!
Bu sabah yatağının altında Alman buldun mu?
¿ Encontró alemanes bajo su cama?
Mahalle arasında gördüğümde hepimizin yatağının altına bakmasını öneririm.
Si lo veo en zona tranquila recomiendo que miremos bajo nuestras camas.
Bahse girerim yatağının altında gizlenmiş bir bohça vardır.
Apuesto que tienes un fajo bajo el colchón, ¿ no?
Yatağının altında tek çift ayakkabı görmekten sıkılmadığını söyleme sakın.
No puedes decirme que no estás aburrida de ver sólo un par de zapatos debajo de tu cama.
Şu adamlardan biri gibiydi. Tek bir takım elbisesi olan satıcı gibi. Yatağının altında saklıyordu.
Igual que los vendedores lo guardaba debajo del colchón.
Bir zamanlar yatağının altında domuz saklayan birini tanırdım.
Una vez conocí a un viejo que criaba cerdos debajo de la cama.
Odamda, yatağımın altında!
- ¿ Dónde está? En mi habitación, encima de la cama.
Sizi temin ederim ki Yatağımın altında gizlenmiyor.
Puedo asegurarle que no se esconde bajo mi cama.
Bavul babamın yatağının altında.
Yo voy a traerte la maleta. La maleta está debajo de la cama de papá.
altında 26
altından 17
yatağa 92
yatağa gel 55
yatağa git 40
yatağa gir 32
yatağına geri dön 17
yatağa dön 27
yatağına git 75
yatağına dön 57
altından 17
yatağa 92
yatağa gel 55
yatağa git 40
yatağa gir 32
yatağına geri dön 17
yatağa dön 27
yatağına git 75
yatağına dön 57