Yaşiyor traduction Espagnol
214 traduction parallèle
Diyorum ki, BAY BECKERT BURADA MI YAŞIYOR?
Como si no pudiese decirle. ¿ Vive aquí el señor Beckert?
BU ADAM YAŞIYOR MU?
¿ ESTÁ VIVO ESTE HOMBRE?
KASET DÜKKANI - 2000 FRANK - NANA HAYATINI YAŞIYOR
2 La tienda de discos. Dos mil francos. Nana vive su vida
BİRİ YAŞIYOR.
UNO DE ELLOS ESTÁ A SALVO.
Yaşiyor.
Está vivo.
ONLAR YAŞIYOR BİZ UYUYORUZ
ELLOS VIVEN. NOSOTROS DORMIMOS
PORCO ROSSO ÖLDÜ MÜ YOKSA YAŞIYOR mu?
PORCO ROSSO : ¿ VIVO O MUERTO?
SNOWFLAKE, ARIZONA'DA YAŞIYOR
EN SNOWFLAKE, ARIZONA,
ALTINDA YAŞIYOR VE ÖLÜYORDU.
VIVÍA Y MORÍA BAJO EL IMPERIO DE LOS CÉSARES.
BRODIE, "GECENİN ŞOVU" NDAKİ SUNUCULUK GÖREVİNİ DEVRALDI AMA HALA AİLESİYLE YAŞIYOR
Brodie fue el anfitrión de Tonight Show pero aún vive con sus padres.
Evet. Bizimle olmayabilir, ama, kalbimizde yaşiyor.
Puede no estar con nosotros, pero seguirá vivo en sus platos.
ALTINDA YAŞIYOR VE ÖLÜYORDU.
BAJO EL PODER DE LOS CÉSARES.
BİR ŞEY İÇİN YAŞIYOR KOMUNİST YÖNETİMİNDE BİRLEŞMİŞ, VİETNAM
Los norvietnamitas sólo han conocido la guerra.
FAKAT KENDİSİNE AYRICALIKLI GİRİŞ-ÇIKIŞ İZNİ VERİLDİ. ŞİMDİ LONDRA'DA YAŞIYOR, 18.
Sin embargo, se le concedió un permiso excepcional de entrada y ahora vive en Londres.
ÜÇ EVLENDİ VE BOŞANDI ŞU ANDA YALNIZ YAŞIYOR.
ELLA SE CASÓ Y SE DIVORCIÓ 3 VECES. AHORA VIVE SOLA.
- FILIPPO CARDUCCI YAŞIYOR!
FILIPPO CARDUCCI ESTÁ VIVO
HALA ORADA YAŞIYOR LIAM MERCIER AZİZ JUNE'UN
El hermano Mac fue enviado a una parroquia de EEUU, donde vive hasta hoy.
FRANK JAMES HÂLÂ YAŞIYOR.
FRANK JAMES SIGUE VIVO.
- Onu gördün. Hala yasïyor mu?
- Ud. Le ha visto. ¿ Está vivo?
Glennister yasiyor ve madenini geri aldi.
Glennister vive y ha recuperado su mina.
- Sen yasadikça, onlar sende yasiyor. - Senin için yasamak niyetindeyim ve oglumuz için, Andromache.
- Pretendo vivir, Andrómaca, por ti y por nuestro hijo.
- Nerede yasiyor?
-? Donde vivia?
- Hala yasiyor.
- Aun esta vivo.
Yasiyor degil
No viviendoio.
Herkes hala adada yasiyor mus su an, yalnizca babam, Carl, Van Oost ve ben variz.
¿ Todo el mundo sigue viviendo en la isla? En este momento, sólo papá, Carl y yo y Van Oost.
Görünüsteki yasamin uzmanlari olan yildizlar, insanlarin aslinda yasiyor olduklari bölünmüs verimli özellesmeleri telafi etmek için kendilerini özdeslestirebilecegi yüzeysel nesneler olarak görev görür.
La condición de vedette es la especialización de lo vivido en apariencia, el objeto de la identificación en la vida aparente sin profundidad, que debe compensar el desmenuzamiento de las especializaciones productivas efectivamente vividas.
" Proleter yoldaslar, gerçekten yasiyor muyuz?
¿ Vivimos, proletarios, vivimos?
- Burada kac kiz yasiyor.
- ¿ Cuántas chicas viven aquí?
Simdi artik... yalnizca anilarimda yasiyor.
Ahora vive... solo en mis recuerdos.
Insanlar yasamin gerçek anlamini unutmus. Yasiyor olmanin anlamini.
La gente ha olvidado el sentido de la vida, lo que significa estar vivo.
Ronnie yasiyor. Disarida yalniz ve korkmus bir sekilde.
Ronnie está vivo, y está afuera, solo y asustado.
Aslinda ailem Londra'da yasiyor.
- Sí. Aún tengo familia en Londres..
Amcam Devadas orada yasiyor
Mi tío Devadas vive allí.
Üçüde yasiyor.
Tres vidas.
Ravi yasiyor sen hayal mi gördün?
¿ Que Ravi está vivo? No habrá sido tu imaginación ¿ verdad?
Ben sadece bir geçmisten ibaret degilim.ama o bende hala yasiyor
Yo sólo soy el pasado. Pero tu eres su presente.
Efsaneler yasiyor.
Las leyendas viven.
Su günlerde herkes en sikintili dönemini yasiyor.
Todo el mundo sus propios problemas, estos días.
ONLAR YASIYOR BIZ UYUYORUZ
ELLOS VIVEN NOSOTROS DORMIMOS
Burada yalnïz yasïyor öyle mi?
Vivía aquí sola, ¿ eh?
su an fiziksel bir bedeni yok, sonsuzlukta hapsolmus halde,... ama ruhu yasiyor.
Ahora carece de un cuerpo físico y está atrapado en un vacío cruel, pero su esencia aún vive.
- Oh, lanet, yasiyor mu? - Bilmiyorum.
- Oh, mierda. ¿ Está vivo?
Mark Brandon su an Tasmanya'da bir ciftlikte yasiyor. Avustralya'nin en cok satan yazarlari arasinda bulunuyor.
Mark Brandon Read vive en Tasmania.
Evet, yasiyor.
Sí, todavía está vivo.
Sekizi de hala yasiyor mu?
¿ Los ocho siguen vivitos y coleando?
Kuzeyde yasiyor, ozürlülerin oldugu yerde.
- Amy. Ella vive en el norte, en una institución, en donde la cuidan.
O yasiyor!
esta vivo!
o yasiyor!
esta vivo!
" O yasamiyor bu önemli, ama düsünce olarak yasiyor.'"
"No es vivir lo que importa, sino es vivir correctamente."
Amy okulda sorunlar yasiyor ama Bayan Hardwick'e saldirmis olamaz.
Amy tiene problemas escolares pero no le haría daño a la Srta. Hardwick.
Ben sadece yasiyor olmak istemiyorum.
No sólo quiero salir a flote.
yaşıyorum 130
yaşıyorsun 145
yaşıyor 371
yaşıyoruz 30
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97
yaşıyorsun 145
yaşıyor 371
yaşıyoruz 30
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97