Yola çıktım traduction Espagnol
758 traduction parallèle
Bana bir at getirmelerini söyler söylemez hemen yola çıktım.
No tuvo tiempo. Les grité que me iba y salí corriendo.
New York'a gitmek için yola çıktım ve oraya gideceğim... açlıktan ölmem gerekse bile.
No, señor me puse en camino hacia Nueva York y voy a llegar allí aunque tenga que morir de hambre todo el viaje.
Lort Willoughby, sizi Port Royal'de karaya ulaştırmak üzere yola çıktım, ama şimdi....
Lord Willoughby, estaba decidido a dejarlo en Port Royal, pero ahora...
Bu ikinci eldir ve kiliseye doğru yola çıktım.
Es de segunda mano. Y fui a la capilla...
Böyle bir beyanat verdikten sonra şunu söylemeliyim ki, şu an 54 yaşındayım ama zamanında epey zorluklarla bu yola çıktım çok fazla yükselmediysem, sebebi geldiğim noktayı yeterli gördüğümdür! Diğer insanların paraları ile geçimimi sağladım durdum ve bu şekilde milyonlar kazandım. Şimdiyse meteliğe kurşun sıkıyorum.
Tras esta declaración... tengo que decir que hoy tengo 54 años... que partí de muy abajo... que si no subí mucho, al menos si fui lejos, que solo viví del dinero de los demás, que fui rico... y hoy estoy al borde de la miseria.
O akşam geç saatte... uzun masalı odayı... son kez terk edip... Londra'ya yola çıktım.
A última hora de la noche salí del cuarto de la larga mesa por última vez y emprendí el regreso a Londres.
Çarşamba yola çıktım.
Llegué el miércoles.
Eski elbiseler ve kırık dökük bir araba alıp, kendim 66. yola çıktım.
Compraba un cacharro y recorría la carretera yo mismo.
Yola çıktım bir kere kanunsuz bir şerifle anlaşmak beni rahatsız etmiyor.
No en mi camino, y si hago un trato con un Sheriff no del todo limpio, para mí está bien.
Ben de eşyalarımı arabaya koyup yola çıktım.
Empaqué y me fui.
Tören bittikten hemen sonra yola çıktım, Gömüldüğünü kendi gözlerimle gördüm.
Le han enterrado en la montaña para que los Ojos Blancos no encuentren su tumba.
Sana bel bağlayarak yola çıktım.
Ahora mismo dependo de usted.
Sizi bulmak için iki kez yola çıktım, ama... Günlerce, haftalarca, hatta aylarca kim olduğumu bilmeden geçirdim.
Traté de buscarla dos veces, pero hubo tantos días, semanas, meses
# Ve seyehat için istasyona doğru yola çıktım
Me dirigí hacia la estación, pues quería por el mundo viajar
Balodan hemen sonra yola çıktım.
Me fui inmediatamente después de la boda.
- Sizden sonraki gün yola çıktım.
- Dejé Chicago al día siguiente.
Yani kahvaltı etmeden yola çıktım.
De modo que he salido en ayunas.
Paltonun fişini çocuğun cebinde bulamadılar. "Boş ver dedim" taksiye binmek için yola çıktım.
No podían hallar el talón para retirarlo en su bolsillo. Al final salí a buscar un taxi.
Seni Losworth'a geri götürmek amacıyla yola çıktım..... ve bunda da kesin kararlıyım.
Debo llevarla a Losworth, y quiero cumplirlo hasta el final.
Aynı gün yola çıktım.
Me puse en camino el mismo día.
Arkadaşlarım, ben ve uçaktaki hanım... önceki gün Baskul'dan Şanghay'a doğru yola çıktık.
Mis amigos y yo, y la señora en el avión... partimos de Baskul hacia Shangai hace dos noches.
Yola çıktığımızı hatırlıyorum.
Me acuerdo.
- Tanrım, yola çıktık.
- Nos movemos.
Akıntıyla birlikte yola çıktık, tüm gece boyu güvertede uzandım, seni düşündüm, yıllar boyu sensiz olacağımı.
La marea nos detuvo y pasé la noche en cubierta pensando en ti y en los años que me quedaban sin ti.
Yola çıktığımı söyle.
Diles que estoy de camino.
Yola çıktığımızdan beri ters olan bir şeyler vardı.
Desde que salí de casa siempre tengo algún problema.
Size yardım getirmek için yola çıktığımızı söylemek isterdim.
Me gustaría poder deciros que vamos a salir a buscar ayuda.
Şu anda yolumuzun üzerinde, Bugandi'deki insanların düşüncelerini bozmak için entrikacı düşmanlarımız tarafından gönderilen dört bakire yola çıktı.
Han salido de Zambesicuatro mujeres solteras enviadas para corromper las mentes de la gente de Bugandi.
Noriko sağ salim yola çıktı mı?
¿ Cómo ha ido todo? ¿ Se ha ido contenta su hija?
Yüzüne yarım kilo makyaj sürdü, bir tülle gizledi ve DeMille'i görmek için yola çıktı.
Así que se puso medio pote de maquillaje, un velo y fue a ver a DeMille en persona.
Yola çıktığımızda hayattan vazgeçmiştim zaten.
Ya me di por muerto cuando zarpamos.
Yola çıktığında önünü görmen lazım. Ah. Evet, elbette.
- Tienes que poder ver por encima.
Bende Kamelot'a dogru yola cıktım.
Yo continué hacia Camelot, ahí vi a Sir Gawain...
Zamanında yola çıktı mı?
¿ Has llegado puntual?
- Yola çıktığımız gün, bir adam...
- El día que zarpamos, un hombre...
Yola çıktınız mı?
¿ Puede llegar ahora mismo?
Yola çıktığımızdan beri tek kelime etmedin.
No has pronunciado ni diez palabras.
Sonra, orduya gitmek için yola çıktığım gün,.. ... onu istasyonda, trenlerin önünde buldum.
Y después... el día que me fui de soldado, me la encontré en la estación, delante del tren.
Yola çıktığımız ilk gün bunun 3 katını kat etmeyi düşünüyorum, Ned.
Avanzaremos eso el primer día, Ned. Pretendo avanzar el doble.
- Yola çıktığım gün mü?
- El día que partí?
Ne yapmak istersin? Eğer bu adadan ayrılabilirsek,.. ... bu yola çıktığımızda yapmak istediğim neyse onu yapmak isterim.
¿ Qué te gustaría hacer? me gustaría hacer lo que empezamos a hacer.
Yola çıktığımız zamandaki kadar zinde.
Está fresco como una lechuga.
Yola çıktığımızdan beri her gece bu oyunu düşledim Semiz Adam.
He soñado con esta partida, Fats, cada noche que he estado en la carretera.
Ama yola çıktığımızda dünyadaki bütün askerlerden daha hızlı yürürüz.
Pero una vez que nos movilicemos, no habrá quien nos pare.
Yola çıktığınızı daha yarım saat önce öğrendik.
Hace solo media hora que nos avisaron que venían.
Yola çıktığımızda yüreğinde umut vardı.
¡ Había esperanza en nuestros corazones... cuando partimos!
Yola çıktığımızdan beri vıdı vıdı vıdı.
Están rezongando desde que salimos.
Reims'i iki gece önce aradım ve senin Paris'e dönmek için yola çıktığını söylediler.
Deja de mentir. Llamé ayer por la noche y acababas de salir... ¡ Que te diviertas!
Şu anda atlarına binip yola çıktılarsa gün batımında burada olabilirler.
Si vienen por allí llegar aquí al atardecer.
Şey efendim. Biz Presidio'ya doğru yola çıktık, ama, Sanırım yolu kaybettik.
Íbamos a Pres ¡ d ¡ o, pero nos hemos perd ¡ do.
Paul Girard, sorunsuzca yola çıktı mı?
¿ Ha salido Paul Girard?